24 Aralık 2009 Perşembe

Hedef türbanlı eş ve kızlardır…

Atatürk diktasındaki Tapınak Şövalyelerinin bir türlü hazmedemedikleri türbanın devlet tepesindeki varlığı nefret ve kinlerini öyle körükledi ki, tehdit ve hukuken engelleyemedikleri kara lekelerini kökünden çözebilmek maksadıyla ya öldürerek ya da sansasyonel iftiralara uğratarak elimine etmeyi planlamışlardır.

AKP’nin iktidara gelmesiyle başlayan “türban” krizi, meclis başkanlığı ve cumhurbaşkanlığıyla had safhaya ulaşmış, gizliden gizliye sürdürülen amansız düşmanlık, eş ve kızların ortadan kaldırılmasıyla son bulacağı ya da caydırıcı olabileceği hesaplanmıştır. Yoksa her an, her yerde olabilen gerek Bülent Arınç, gerek Mehmet Ali Şahin, gerekse Başbakan ve Cumhurbaşkanı gibi eşleri türbanlı olan üst düzey yöneticilerin ev adresleri, şahsi hüviyetleri açısından hiçbir önem arz etmemekte, özde Müslümanlığı açıkça sergileyen eş ve kızların canlarına göz dikilerek, putperest Atatürk Türkiye’sinin sözde kirletilen görüntüsüne son verilip, çağdaş imajın yeniden tesisi sağlanmak istenmektedir.

Anıtkabir Tapınak Şövalyelerinin illegal silahlı örgütü Ergenekon’un uç beylerinden Org. Tuncer Kılınç’ın bakan ve milletvekillerine seslenerek; “Eğer eşleriniz sizi dinlemiyor da dini inancımızdır falan diyorlarsa, derhal boşayın” küstahlığı, sanırım hala hafızalardadır.

Cumhurbaşkanlığına bir türbanlının oturmasına müsaade edilmemesi gerekliği ile ilgili verilen muhtıralar, hukuki oyunlar, pazarlıklar, baskılar ve tehditler unutuldu mu? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül seçildikten sonra rütbeli tapınak şövalyelerince yuhalanırcasına selamlanmaması, saygı duyulmaması ve özellikle faşist CHP’nin cumhurbaşkanlığını boykot etmesini hatırlayın.
Hükümet ve millet aleyhine düzenlenen tüm entrikalar Genelkurmay’da tertiplenmekte ve doğrudan tetikçilere havale edilmektedir. Gerek Genelkurmay’ın savunmalarından, gerekse gelişen ihanetlerden her şey aleni ise de, hem hükümetin cesaretsizliğinden hem de hukuk üstü bir dokunulmazlığa sahip olmalarından gerekli yaptırıma çarptırılamamakta, hoyratça meydan okuyabilmektedirler.

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ görevden alınmadığı müddetçe, Anıtkabir Tapınak Şövalyelerini dizginleyebilmek, bölünmelerin, planladıkları cinayetlerin ve terörist faaliyetlerin önüne geçebilmek mümkün değildir.

Cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı ve bakanlar, türbanlı eş ve kızlarına dikkat etmeli, her türlü eylemin açık hedefi olacaklarını akıllarından çıkarmamalıdırlar.

Silahlı Anıtkabir Tapınak Şövalyelerinin politik sözcüleri olan CHP ve MHP’nin suikast planlarıyla ilgili düşünce ve beyanatlarına şaşırmamalı, niyetleri gayet sarih olan bu ikilinin nasıl birer hasım oldukları derinden muhakeme edilmelidir.

Hiç yorum yok: