30 Mayıs 2010 Pazar

Aslında o bir balon dahi değil…

Komplo, kumpas, yalan, ihanet ve vahşet gibi kötü erdemliklerle inşa edilmiş CHP, diktasal varlığını sürdürebilmek için her türlü riyakârlığı ve entrikayı mubah saymakta, amaçları uğruna değil milleti, aykırı olan eş ve çocuklarını dahi kazığa oturtmaktan imtina etmez bir insaniyetsizlikle kılıç çekmeyi vicdanlarına sığdırabilmektedirler.

Anıtkabir Tapınak Şövalyelerinin yani yargı üyesi, gazeteci, politikacı, asker, akademisyen ve PKK’lıların oluşturduğu Ergenekon Terör Örgütünün CHP’deki etkin sözcüsü Önder Sav; alışageldikleri baskı, tehdit ve darbelerle milletin egemenliğini savunan Ak Parti’yi alaşağı edemeyeceklerini ve her geçen gün kan kaybedip yok olmaya sürüklendiklerinin farkına varmaları üzerine CHP’ye yeni bir imaj kazandırabilmek maksadıyla Deniz Baykal’a komplo hazırlamışlar, Nesrin Baytok ile olan cinsel ilişkilerini kasete çekerek, normal yollardan genel başkanlıktan uzaklaştıramayacakları Baykal’ı kahpece devirmişlerdir.

Baykal’ın karşısına dikilip mertçe bir değişikliğe gitmektense hain bir komploya başvurmaları, kalıplaşmış zihniyetlerinin vazgeçemedikleri bir alışkanlıklarıdır.

Deniz Baykal’ın kasetle ilgili doğan tepkiyi absorbe edebilmek amacıyla Önder Sav’ın talimatı doğrultusunda kurultaya kadar süreci geçiştirmek ve komplonun Ak Parti tarafından düzenlendiği propagandasıyla yeniden partinin başına geçme planı ETÖ’nün aldığı karar neticesinde gerçekleşmiş, öncesinde tasarlanıp kukla Kemal’in başkanlığa getirilme senaryosu ayak oyunlarıyla yürürlüğe sokulmuştur.

Önder Sav, öylesi şeytani bir kurnazlıkla süreci tereyağından kıl çekme misali idare etmiş ki, ETÖ şövalyeleriyle hazırladığı sinsi plan anlaşılmasın diye bir koldan her şeyden habersiz ve kesinlikle genel başkanlık düşünmeyen Kılıçdaroğlu’nun adını ortaya attırıp Baykal’la görüşmesini isteklendirmiş, diğer koldan Baykal’dan başka genel başkan tanımayan görüntüsü çizen Gürsel Tekin’i Baykal’a göndererek nabız yoklatmış. Amaç Baykal’ın onayıyla doğabilecek hizbi önlemekti.

Sav’ın gerek Kemal’i kesinlikle genel başkanlığa istemediği, gerekse Baykal’ı yeniden partinin başına geçirme fikri komplonun anlaşılmaması adına güttüğü bir manevraydı.

Baykal’ın hem Önder Sav’a hem de teşkilata olan güven çerçevesinde Kemal’i baştan savan bir politikayla çok itimat ettiği teşkilata yönlendirmesi, Gürsel Tekin’e de kurultaya birkaç gün kala yeniden geri döneceğiyle ilgili mesajı ETÖ sözcüsü Önder Sav’ı harekete geçirmiş, bir gün önce tüm teşkilat Baykal’a bağlılığını deklare edip geri dön çağrısı yaparken bir anda herkes Baykal’a sırt çevirip Kemal’in etrafında toplanabilmişti. Dolayısıyla Baykal, ETÖ’nün tertiplediği senaryo doğrultusunda Önder Sav’ca kumpasa getirilerek, direktifinde sandığı teşkilatınca da büyük bir ihanete uğradı. Çünkü ETÖ’ye karşı diklenebilmek CHP teşkilatını aşar…

Şüphesiz ETÖ’ye Deniz Baykal gibi güdülmesi zor bir lider değil, bürokrat olmasından dolayı çalışma hayatı boyunca “emredersiniz efendim” hazır ol duruşlu boynu bükük bir kukla gerekliydi. Kemal Kılıçdaroğlu söz konusu senaryoda sadece bir oyuncu olmaktan öte herhangi bir dâhili bulunmamaktadır.

CHP, ETÖ ve sözcüsü Önder Sav tarafından yönetilmektedir. Kâğıt üzerindeki genel başkan, parti meclisi ve yönetim kadrosu tamamen bir göstermelik olup, tamamı ETÖ’nün vesayeti altındadırlar. Deniz Baykal’ın terör örgütü üyelerini yeterince savunamaması, davaları kapatacak ciddi bir adım atmayıp AK Parti’yi durduramaması ve İslam’i kesimle diyaloga girmesi gözden çıkarılmasına etken sebeplerdir.

Baykal-Baytok ilişkisini kasete çektirten, servis yapan ve Baykal’ı istifa ettirip kukla Kemal’i seçtiren Önder Sav’dır. Kasetin ilk bölümü, yani yatak sahnesi ETÖ’nün, yani Önder Sav’ın kasasında olup, Baykal’ın herhangi bir ifşaatını veya muhalefetini engelleyebilmek gerekçesiyle şantaj olarak bekletilmektedir. Kukla Kemal, her ne kadar teoride genel başkanı ise de pratikteki genel başkan, ETÖ’nün politik politbüro sekreteri Önder Sav’dır.

Halk ve vahiy düşmanı ETÖ ile milletin peygamberi Hz. Muhammed düşmanı Önder Sav’ın hükmettiği CHP, halkın ninnilere ve vitrin mankenlerine kanıp uyuması durumunda büyük bir felaket olacağı kaçınılmazdır.

En azından Deniz Baykal tumturaklı teslim olmayıp bir direnç gösteriyordu lakin piyon Kemal, alışageldiği 'emredersiniz efendim' duruşuyla ETÖ’nün tüm direktiflerini yerine getirecek, hele bir de hükümete gelmesiyle teröristler sadece devlete değil sokağa da hükmedecek güce kavuşacaklardır.

ETÖ’nün yeni kuklası Kemal, kimlik karmaşası yaşayarak psikolojide tanımlanan “Borderline veya Narsistlik” hastalıklarının dışa vurduğu kişilik bozukluklarını ortaya koymaktadır. Kendi olmak yerine kapıldığı üstünlük duygusuyla “Gandi Kemal veya karaoğlan Ecevit” kimliklerini gururlanarak benimseyebilmekte, dolayısıyla tedavisi de fevkalade zor bir hastalıkta bocalanmaktadır.

Hayatı boyunca emredilme güdüsünden kişiliği oturmamış bir insanın liderliğe yükseltilmesi, o kişinin ikinci veya üçüncü şahısların yönlendirmeleri olmadan karar alabilmesini imkânsız kılar. Bu sebeple Kemal, gıpta edilebilecek itaatkâr bir askerdir.

Tartışmasız bir emir eri olan Kemal’in gerek kurultaydaki görüşleri, gerek Türk milletini açıkça aptal sanabilecek fütursuzluktaki taahhütleri, gerek yaşadığı kimlik kargaşası, gerekse kararsızlığını kanıtlayan ani dönüşümleri hakkında söylenebilecek veya tartışılabilecek hiçbir şey olamayacağını ortaya koyduğundan muhatap alınmasını gereksiz görüyorum. Çünkü hiçbir yetkisi olmayan bir piyonu taraf almaktansa, patronu ETÖ veya Önder Sav muhatap kabul edilmelidir.

Ergenekon Terör Örgütünün milletimizi yok etmek isteyen geçmişteki haçlı birlikteliği benzeri haçlı bir organizasyon olduğu gerçeği hafıza ve duygularda sıcak tutulduğu müddetçe, yeni imajı CHP’nin de ne verip ne götüreceği anlaşılacaktır.

CHP=ETÖ

İnsanlar hayvan değil ki fukaralık politikalarıyla kandırılabilineceği düşünülüyor.

“Eğer öküzlerle domuzlar konuşabilseydi, yemden başka şey düşünenlerle alay ederlerdi. “ Epiktetos

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sizin bir yazar degil, ortaliği kariştiran şeytan dan bir farkiniz yok.... chp yada kiliçdaroğlu sanirim sizin caninizi çok açitmişki bu kadar kin ve öfkeyle yazmişsiniz... hiç kimse , başka bir kimseden bu kadar nefret edemez... siz ettiğinize göre gerçekten caniniz yanmiş...ama yinede müslümanim diye geçinen bir insana bu çirkin sözler yakismiyor...