3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kadir Gecesinin asıl mesajı; “OKU”…

Müslümanların yıl boyunca işledikleri suç ve günahlarının affedilebilme umudu ya da taleplerinin veya sıkıntılarının giderilebilmesi için bin yıldan daha hayırlı olan Kadir Gecesine sığınmaları; hem Kadir Gecesinin ne zaman olduğunun bilinmemesi hem de tamamen fırsatçılığa ve çıkara dayalı niyetlerinden dolayı kabul edilebilmesi şüphelidir.

Sabah akşam, yan yatarak, oturarak veya ayakta durarak Allah’a duada sebat etmeyenlerin anlık temennilerinde herhangi bir samimiyet bulunmadığı aşikâr olup, duaları ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimseler gibidir. Oysa suyu ağzına götürmedikçe suyun ağızlarına girebilmesi nasıl imkânsız ise, yıl boyunca Allah’a kulluk etmeyenlerinde birkaç saatte kullukları tamamlanmış sayılarak karşılık bulabilmeleri mümkün değildir. Gerçi Allah’ın dilediğine yanıt veren El Hadi sıfatını da her ne kadar unutmamak gerekse de, El Adl sıfatı da adaletini temsil etmektedir.
 
Mamafih, Allah’ın rızasını dileyerek dua edenler ile dünya hayatının süsünü isteyenlerin kalplerinde saklı olanı Allah bilmektedir. Dolayısıyla kalbini gafil kılıp kötü arzularına uyarak işi gücü aşırılık olanlar ile imanlarında sebatkâr kılınanlar Allah’ın bilgisindedir.

Neydi Kadir Gecesinde vahyolunan ilk ayetler?
Kur'an'ın ilk ayetleri, Hz. Cebrail (a.s) vasıtasıyla Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e Nur Dağındaki Hıra Mağarasında gönderilmiştir. İndirilen ilk ayetler Alak Suresi’nin ilk 5 ayetidir.
Peygamber Efendimiz, her yıl inzivaya çekildiği Hira Mağarasında bir sesin kendisini ismiyle çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı fakat taş ve ağaçlardan başka bir şey göremiyordu. Bu sırada her tarafı ansızın bir nur kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Hz. Cebrail (a.s)’ı gördü.
Hz. Cebrail (a.s)  O'na: "Oku" dedi.
Hz. Muhammed (s.a.v): "Ben okuma bilmem" diye cevap verdi.
Hz. Cebrail (a.s), Hz. Muhammed(s.a.v)'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıktı ve "Oku" emrini tekrarladı.
Hz. Muhammed (s.a.v): "Ben okuma bilmem, söyle ne okuyayım" diye cevapladı.
Hz. Cebrail (a.s) emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Muhammed (s.a.v)'i sıktıktan sonra Alak Suresi'nin ilk beş ayetini Hz. Muhammed (s.a.v)'e vahyetti: 
"Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabb'in sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri öğretendir."

Hz. Cebrail (a.s) arkasından Hz. Muhammed (s.a.v) de bu ayetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine doğru hızlıca gitmeye başladı. Yolda ilerlerken gökyüzünden bir sesin: "Ey Muhammed! Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cebrail'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrail'i gördü. Korku içinde evine vardı.
Eşi Hz. Hatice'ye: "Beni örtün, çabuk beni örtün" dedi. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra yaşadıklarını eşi Hatice'ye anlattı,"Kendimden korkuyorum" dedi.
Hz. Hatice, O'nu şu sözlerle teselli etti: "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah, hiç bir zaman seni utandırmaz. Çünkü sen, akrabanı gözetirsin. İşini görmekten aciz kimselerin işlerini yüklenirsin, Fakire yardım edersin. Misafiri ağırlarsın"
Açıkça anlaşılacağı üzere; insanlara bilmediğini öğreten Allah, kendi adıyla okumayı emretmiştir. Böylece Kadir Gecesindeki asıl ve öz olan mesaj, Allah’ın kitabının okunarak ayetlerine kayıtsız-şartsız itaat edilmesi ve sonsuz kerem sahibi Allah’ın yardımıyla idrak edilebilme arzusudur. Dinleme; oku ki, hurafesel vesveseler imandan sonra inkâra saptırmasın!
Ümmi Peygamber Efendimize bilmediğini öğretip kalemle yazdırarak yücelten Allah, öğrenmeye hevesli, azimli ve Rabbine kulluk etmeye çalışan bir insana neden yardım etmesin?
Ayrıca dua, nefsin istekleri değil doğrudan Allah’ı övmektir. Araf Süresi 180. Ayette de: En güzel isimler (el-esmaü'l-hüsna) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.”
“Onların oradaki duası: "Allah'ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!" (sözleridir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise "selam" dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” Yunus 10

Diğer taraftan sesli dua,  Allah karşı haddi aşmak ve laubaliliktir. Hocanın avaz avaz bağırarak cemaatin “âmin” dediği bir dua, gösteriden başka bir şey değildir. Ancak nefsi isteklerden ve dünyadan tamamen arınıp yaratıcına sığınabilecek ruhi bir yoğunlaşmaya erişebilmelisin ki, Allah nezdinde değer bulabilesin.  
“Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.” A’raf 55

Kadr Suresi:
Bismillâhirrahmânirrahîm.

1.    Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.
2.      Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin
3.      Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır
      4.   O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar.

      5.   O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar. 

Hiç yorum yok: