6 Ağustos 2013 Salı

Balyoz akabinde Ergenekon hâkim ve savcıları;

Artık devletin millet ile bütünleştiğini ve adaletin hiçbir etki altında kalmadığını millet adına verdiği kararlarla öyle bir miladi dönemin açılışını yapmışlardır ki, Allah’a şükrediyor ve tüm Türkiye’ye MÜJDELER olsun diliyorum.  Darısı başta Mısır Halkı olmak üzere tüm yeryüzü toplumlarına!

Dünyada hiçbir yargı kurumun cesaret edemeyeceği kararları vererek adaletin şaşmaması gereken terazisine baskı ve tehditlere rağmen hile karıştırmayan Müslüman Türk yargısı, vicdanlarındaki Allah sevgisi ve korkusuyla azgın suçluların işledikleri cürümlerden aman vermeyerek dimdik duruşları, bundan böyle toplumumuzdaki tüm şüphe ve tereddütleri gidermiş ve ruh misali hayatın besini olan adaletle halkımızı tokluğa gark etmişlerdir.

Kiminin genelkurmay başkanlığı, kiminin kuvvet komutanlığı, kiminin ordu komutanlığı, kiminin subaylığı, kiminin rektörlüğü, kiminin milletvekilliği, kiminin gazeteciliği ve kiminin bilmem ne yaptığının artık önem taşımadığı bir yargı yapısında, kimsenin kimseden üstün olmadığı bir adalet tecelli etmiş; geçmişinde saygın ve mevki sahiplerinin nasıl terörist oldukları kanıtlanmıştır.

Teröristliği kanıtlanarak müebbet hapis cezasına çarptırılan eski genelkurmay başkanı Org. İlker
Başbuğ, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü suçlamasıyla ilk tutuklandığında; ''Türkiye cumhuriyetinin 26.
Genelkurmay başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlandı. Takdir yüce Türk
milletinindir'' açıklaması, gerçekten halkını tepelemek isteyen bir teröristin nasıl olurda devletin 26. Genelkurmay başkanı olabildiği dehşetini bizzat ikrar ederek, yargılanması sonucu Türk Milleti adına karar veren mahkemece kanıtlanmış; hem milletimiz hem de TSK tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Hain bir teröristin 26. Genelkurmay Başkanlığı! 
  
Açıkça ispatlandığı üzere; gerek Balyoz gerekse Ergenekon Terör Örgütlerindeki general, amiral ve subayların mahkûmiyetleri, Müslüman milletimizin nasıl dâhili hainlerce işgal altında olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla Türkiye, haçlı torunlarının istilasından kurtulmuş ve tıpkı Çanakkale Zaferi misali bayram şenlikleriyle kutlanmasını meşru hale getirmiştir.

10.08.2010 tarihinde internet sitemde yayınlayıp habervaktim.com sitesinin de yayınladığı “Org. Başbuğ’u yargılayabilecek cesur bir yargıç yok mu” başlıklı yazımdan dolayı Genelkurmay Başkanlığı aleyhimde Ankara-Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak, “İnternet yoluyla kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçundan cezalandırmamı istemiş, lakin Başsavcılık, 24.02.2012 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla dava açmamıştı. Çünkü İlker Başbuğ bir teröristti, ancak Genelkurmay Başkanı olmasından yargılanmaması tepki duymama ve hesap sormama neden olmuştu.

Söz konusu yazımda;

Org. Başbuğ’u yargılayabilecek cesur bir yargıç yok mu?
Gerek Türkiye’de gerekse dünya da orduları yöneten, hükümetlerin ve milletlerin emrinde olan bir rejimle idare edilen ülkelerde hükümete ve millete böylesine meydan okuyabilen mağlup bir Genelkurmay Başkanı’na rastlayabilmek mümkün değildir…
Göreve geldiği günden itibaren söz ve yükümlülerindeki tenakuz; aşırı bir ideolojik hoyratlık;  hükümete ve millete savaş açan darbeci meslektaşlarını kayırıp kollama; ihanetsi faaliyetleri örtbas etme ve sorumlularını yargıdan kaçırma; adaleti ifa etmeye çalışan savcı ve hâkimleri tehdit; milletin ta kendisi olan TSK’ni istismar; iç güvenlikten sorumlu emniyet teşkilatını suçlayarak hedef gösterme; Ergenekon Terör Örgütü gibi bir felaketin yöneticilerine arka çıkma; bağımsız bir hukuktan değil oligarşik bir diktadan yana olma; terörün odağı haline gelmiş suçlu subayları halktan üstün tutma; deşifre olmuş onca ihaneti TSK adına savunma; millet iradesini yok sayma; pkk terör örgütünün çökertilmesine mani olan Ergenekoncu terör üyeleri hakkında hiçbir işlem yapmama; başbakan ve hükümete karşı dolaylı yollardan TSK’ni ve yargıyı kışkırtma; açılan soruşturmaları kadük çıkarma ve makamını kötüye kullanma; kendisini ve kurumunu hükümet ve milletin efendisi görme; irtica adına dindar Müslümanları ordudan ihraç etme ve her daim potansiyel bir tehdit belleme; terörle mücadelede şehit olan askerlerimize acımasızca ihanet ederek pkk örgütüyle işbirliği yapan komutanları orduda tutmaya devam etme ve terfi vererek ödüllendirme; katliama yönelik kanlı planların üzerine gitmeme ve delilleri imha ederek karartma; haksızlıklar karşısında dayanamayarak ordudaki hainleri kamuoyuna duyuran şerefli subaylar hakkında dava açma ve ihraç etme; TSK’nin yıpratıldığını iddia ederek terörist meslektaşlarının yargılanmalarını engelleme; dehşet verici olayları bir oyun gerekçesiyle manipüle ederek sözde kendilerine karşı bir tertibin düzenlendiği propagandasıyla millet ile TSK’nin arasına nifak sokma; arka plan iddiasıyla hükümet ve milletin onurlu üyelerini odak haline getirerek yargıyı töhmet altında bırakacak şantajsı açıklamalarda bulunma; silah gücüyle halkı, hükümeti ve yargıyı sindirme; orduyu milletten ayrı tutma; dinsel ve düşüncel ayırımcılık yapma; milleti insan merkezli değil ideolojik bir metaa zorlama; teröristler hakkında gerekli istihbaratı yapmadığından onlarca askerimizin şehit olmasına sebep olmaktan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un hakkında dava açılarak yargılanmasını, rütbelerinin sökülüp TSK’den ihraç edilmesini talep ediyorum.

Cephede canlarını veren ve yaralanan o mübarek askerlerimiz ne için çarpışıyorlar?

ADALET İSTİYORUM…

Evet, sonunda adalet yerini buldu ve sözler biterek terörist İlker Başbuğ, ömür boyu hapsolacağı zindanda cezasını çekmekle kalmayacak, bedeni toprağa karışıp kıymet gününde dirilmesi sonrasında da cehennemdeki azabıyla yüzleşecektir.


Rabbim! Müslüman milletimizi hainlerin tuzağı ve esaretinden muhafaza edip cesur, şerefli ve imanlı hâkim ve savcılarımıza güç bahşedip adaleti tesis ettirdiğinden dolayı, mübarek Ramazan Ayında hamd ediyor, bir daha bu kara günleri nasip etmemen için yalvarıyorum. Ülkemi teröristlerin siyasi uzantısı CHP ve BDP belasından da kurtararak KAHHAR sıfatınla helak çukuruna gömmeni temenni ediyorum. AMİN!   

Hiç yorum yok: