18 Temmuz 2013 Perşembe

Aslında çözüm süreci PKK’yı kökten bitirebilir…

Kürt kökenli toplumumuz adına mücadele ettikleri meşruiyetini kazanan PKK ve politik uzantısı BDP ile girişilen barış diyaloguna razı olabilmek asla mümkün değildir. Gerek Allah’ın gerekse vicdanların İslam ve halk düşmanı teröristlerin cezasız salıverilmelerini kabul edebilmek, adalete karşı işlenen bir katliamdır.

Amaçlarının Kürt kökenli vatandaşlarımızın haklarını müdafaa etmek olmadığı, ırkçı ve bağımsız bir devlet kurma peşinde düşman oldukları Müslüman Türklerden hem intikam almak hem de ittifak içindeki İsrail ve Batı’lı haçlılara Türkiye’yi teslim konumuna getirmek gayesi taşıdıkları aşikardır. Daha açık bir ifadeyle, “bugüne kadar Kürtler nasıl Türklerin mandası altında yaşamışlar ise, bundan böyle Türkler, Kürtlerin boyundurukları altına mahkum olacaktır” felsefeleri, sadece Güneydoğu bölgesini değil Türkiye’nin tamamını kapsamaktadır.

Bu sebeple çözüm sürecini hedefleri için bir basamak olarak kullanmakta olsalar da, iktidarın kardeşlik, birlik ve beraberlikteki samimiyeti, Müslüman Kürtleri PKK’yı desteklemekten vazgeçirecektir.      
Peygamber Efendimizin hadislerinde de buyurduğu üzere; “Irkçılığa (asabiyyeye) çağıran Bizden değildir; ırkçılık için savaşan Bizden değildir; ırkçılık üzere, asabiyye uğruna ölen Bizden değildir” uyarısı, Kürtçülük adına hiçbir Müslüman Kürdü İslam’dan koparmayacaktır.

Gerek CHP gerekse MHP’nin faşist, ırkçı ve ulusalcı politikalarına karşı dinlisiyle dinsiziyle topyekun isyan eden Kürtlere adalet çerçevesinde el uzatan hükümetin çözüm süreci idraklerini sağlayacak; böylece Müslüman Kürtler yol ayırımına girerek PKK’dan uzaklaşacaklardır.

PKK’yı yalnızlaştırmak, zihin ve kalpleri iğfal edilmiş Müslüman Kürt halkından izole edebilmek için PKKBDP’nin taleplerine değil doğrudan hak ve adalet yanlısı Kürtlerin sesine kulak verilerek süreç işletilmelidir. Doğrudan İslam ve insanlık hasmı lanetli PKK’ya vicdanlı ve imanlı bir Kürt kardeşimin pirim verebilmesi söz konusu değildir.

Artık İslam kardeşliği çatısının oluşmaya başladığı Türkiye’de PKK ne kadar ayrılıkçıysa, CHP ve MHP’de o kadardır. Binlerce yıl Türkleri ve Kürtleri bağlayanın din olduğunu Şeyh Said’de açıklamış ve ne zaman İslam ortadan kaldırılmış, ırki bölünme ve çatışmalar başlamıştır. “Bizleri ve Türkleri bağlayan sadece din kalmıştı, Türk hükümeti dini de kaldırdı ve artık bizi bağlayan hiçbir şey kalmadı” Şeyh Said
PKK denen zalimlerle Kürt halkının saflarını netleştirecek çözüm süreci, PKK’nın topyekun telefini meşru kılacak ve Kürt Halkına herhangi bir zayiat mevzubahis olmayacaktır. PKK hedefine ulaşıncaya dek durmayacak ve sözde barışçıl taleplerinin tamamı yerine getirilse de haçlı taşeronluğundan vazgeçmeyecektir.

Ancak çözüm süreci, Kürtlerle PKK’lı teröristlerin ayrışmasını sağlayacak, böylece Kürtlerde huzur ve güvenlerini tehdit etmelerinden PKK’ya karşı savaşacak ve nerede bir PKK’lı var ise ihbarını, imani ve insani bir sorumluluk hissedecektir.

Hiçbir Müslüman Kürt kardeşim, Öcalan, lisan ve ırk kaygısı taşımamakta, diğer vatandaşlarla eşitlik, hak ve adalet beklentisinden başka bir arayış gütmemektedir.

Çözüm süreci fevkalade bir fırsat olup, devletin Kürtlere değil PKK denen zalimlere karşı olduğunu kanıtlamalı ve Kürt toplumunu şeytan dostlarından muhafaza etmelidir. Nasıl ki bir Müslüman’a zalimlik ve bozgunculuk haram ise, Müslüman bir Kürt kardeşime de haramdır. Dolayısıyla Allah nezdinde hiçbir değer taşımayan dil ve ırk için ahretini satabilecek Müslüman bir Kürt yoktur. Hele Allah düşmanı Öcalan adlı bir şeytan için ise, kıllarını kıpırdatmazlar. Çünkü Allah, batıl yollar için mücadeleyi yasak kılmıştır ve her Müslüman, yıkılmaya mahkum batıl bir dava için imanını heba etmez.


“İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; (dünyada) yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler (zaten) batıldır.” Hud 16

Hiç yorum yok: