21 Mart 2013 Perşembe

PKK ile girişilen süreç hak mı, batıl mı?


Hümanist çerçeveden bakıldığında barışçıl ama vahiy doğrultusunda bakıldığında ise batıldır. Çünkü PKK, şeytan adımlarını takip ederek batıla dalmış bir düşmandır, adalet gereği hiçbir şart ve koşulda müsamaha gösterilmeyip acıma duygusuna kapılmamalıdır.

Adalet, ne hümanist düşüncelere ne de hislere boyun eğildirilmemesi gereken yüksek bir insaniyetlik ve Allah’ın vasfıdır. Bu sebeple çeşitli gerekçeler mazeret gösterilerek şeytan ve dostlarıyla yapılmayı düşünülen iyi niyetli her girişim kalıcı bir barışı değil yıkıcı bir felaketi körükler.

Yanardağın söndüğü sanılarak magma tabakası üzerine inşa edilen yapılar patlamayla birlikte nasıl buharlaşıp geriye hiçbir şey bırakmıyorsa, hümanistlik adına PKK ile inşa edilmeye çalışılan yapı da ondan farksız değildir.

Unutulmamalıdır ki hümanizm, ateizmden beslenir; ceza ve adalet ise Allah’tan desteklenir. Dolayısıyla Nisa Süresi 135. Ayeti:Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendini, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır” temel alınarak yola çıkılmalıdır.

Ama diyeceksiniz ki, ne ayeti kardeşim, burası laik bir ülke, ne cüretle dini siyasete alet ediyorsun? Geçmiştekilerde aynı hezeyanlarla yerle bir olmuş, geriye toprak altında yıkık yığınlarından ve tarih sayfalarında yer alan adlarından öte hiçbir şeyleri kalmamıştı. Bitti mi; ahirette devam etmekte, vahyin siyasete alet edilmemesinin hesabı görülmektedir.

Şüphesiz herkesin olduğu gibi hükümetin ve PKK’nın da planları var ama Allah’ın da bir planı var! Ki, o öyle bir plandır ki, ne akamete uğratılabilir ne de nefislerce mağlup edilebilir! Dolayısıyla Allah’ın yönettiği kâinatta kendilerini akıllı sanarak birbirlerine tuzak hazırlayıp planlarının başarıya ulaşacağını düşünen beşer, Allah’ın planlarını nasıl altüst edeceğini idrak etmeksizin harıl harıl koşturmaktadırlar.

“Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik.” Neml 50

Barış, sadece iman edenler arasında yapılması hükmedilen bir emirdir. Allah ve Resulüne karşı savaşan ve acımasızca insanları katleden PKK gibi zalimlerle barış değil ceza buyrulmuştur.

Her ne kadar yangını söndürebilmek için çaba sarf ediliyorsa da, soğutmanın mümkün olmayacağı ve kalplerde gizlenen közün daha korkunç yangınlar çıkaracağı vahyin ortaya koyduğu sonuçtur. PKK’nın fenalık etmekten geri durmayacağı, kalplerinde sakladıkları düşmanlıklarının daha büyük olduğu, sürekli sıkıntıya düşmemizi isteyeceği, işbirlikçi haçlılarla Müslüman Türkiye’yi bitirecekleri, hümanist yaklaşımlarının bir tuzak olduğu, kin ve düşmanlıklarının ağızlarından dökülen sözlerle belli olduğu aşikârken; nasıl oluyor da umut beklenebiliyor?

Tabii ki geleceği bilemem ama bilenin ayetlerini göz ardı edebilmem de mümkün değildir. O ne söylüyorsa doğrudur ve zerre kadar şüphem yoktur. Çünkü her şeyi bilen sadece O’dur. O’nun sözlerine değil de beşerin sözlerine mi inanmalıyım? Bir şeyi gizlemek veya açığa vurmaktaki amacı öğrenmemin de gereği yoktur. Zaten O, her şeyi hakkıyla gözetip koruyandır. Eğer düşünebilirseniz siz de anlayabilirsiniz…

Şeytan ve dostlarının sözüne güvenenden daha mühürlü kim olabilir? Vahyin buyrukları üzerine PKK ile girişilen sürecin batıl ve Türkiye’yi saracak kara günlerin bir altyapısı olduğunu düşünüyor, Mutlak İrade sahibi Allah’ın hayır yahut şer olan planını bekliyorum.

Fırsat peşinde koşanların ulumalarına yanılmamalı, etkisinde kalıp zırvalarına kulak asılmamalıdır. Ancak Allah’ını reddeden yahut inanmış gibi görünen münafıkların itibar ettiği haykırışlara iman edenler aldırmamalıdır.
       
Eğer Allah nezdinde merhamet edilecek bir millet isek, onların kötü planları kesinlikle boşa çıkacaktır. Değil isek, diğer toplumlar gibi tarihte adı olup kendileri olmayanlara döneceğiz.

Haydi hayırlısı! Allah’a dayan güven, vekil ve destek olarak Allah bize yeter…

İflah olmaz suçluyu asmayıp besleyen toplumlar, şerden kaçıp kurtulamazlar!

“Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.” Maide 33

Hiç yorum yok: