12 Ocak 2010 Salı

Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun…

Yeryüzünün ebediyete kadar lanetli tek ırkı ve dini olan Yahudiler, canavarsı emellerine geçit vermek istemeyen efendileri Müslüman milletimize karşı o vahşi dişlerini göstererek meydan okumaları, “eceli gelen köpek cami duvarına pislermiş” misali, artık sonlarının geldiğine bir işarettir.

Başta Mısır olmak üzere Arap iktidarlarını sindirerek esareti altına alıp dilediği gibi katliamlarını, işgallerini ve tehditlerini sürdüren İsrail, geçmişte sığınıp kanatlarımız altına girerek; vatan, mevki ve itibar edindikleri Türk Devletini ve milletini aşağılayabilecek bir nankörlüğe cesaret edebilmeleri, şüphesiz o barbarlara verilen haksız bir değerin sonucudur. Çünkü pislik, niteliği ve niceliği bakımından asla temizin arasında barındırılmamalı, dolayısıyla layık olduğu lağım çukurlarında bırakılmalıdır.

Ortadoğu’da, hatta dünyadaki barış, adalet ve güven; ancak İsrail’in topyekun yok edilmesi ve azgınların cezalandırılmasıyla mümkün olabileceği; dağdaki hayvanların, bitkilerin ve tüm canlıların hissettiği bir gerçektir. Türkiye, hamisi olduğu bölgedeki fırsatı kaçırmayarak, insanlık ve adalet adına misyonu olan öncülüğü yapıp İsrail vahşetine son verme mecburiyetini politik çıkarlarla savsaklamamalı, insani değerleri yeniden yeşertecek adımları daha da hızlandırarak, tüm bölge ülkeleriyle ittifak kurup İsrail’i durdurmalı ve yalnızlaştırmalıdır. Velev ki karşılarına ABD çıksa bile…

Eğer ayının gücüne sahip değilsen, ayıyı kendi gücüyle yenebilirsin. Yeter ki o kararlılığa, yürekliliğe ve azme sahip ol…

Ne acıdır ki Türkiye Halkı, laik cumhuriyete geçişiyle birlikte Yahudilerin, masonların, liberallerin ve emperyalistlerin kuklası olmuş, tarihsel liderliğini, gücünü ve şerefini koruyamamıştır. Büyükelçi Oğuz Çelikkol misali milletimizi sözde temsil eden hiçbir diplomat haksızlıklar karşısında dik duramamış, sinik, çekingen ve kıvrak tavırlarıyla hasımlarımızı cesaretlendirmişler, hatta hoş görünebilme yalakalıklarıyla yanlarında olabilmişlerdir.

Kendilerini Türk milleti gibi şerefli bir gücün temsilcileri olduğunu sindirememiş, emir erinden farksız davranışlarıyla esas duruşta bulunmuşlardır. İsrail dışişleri bakanlığına çağrılan büyükelçi Oğuz Çelikkol; dışişleri bakan yardımcısı tarafından aşağılanarak odacı misali alçak bir yere oturtulmuş, nefret ettikleri Türk bayrağı olmaksızın cani İsrail bayrağının diktasında tokalaşmayı bile reddeden Yahudi’nin ültimatomlarına muhatap kalıp, bahis konusu Yahudi şeytanlıklarını deşifre eden dizileri dahi kınayarak, emirlerini Ankara’ya ileteceğine tekmil getirmiştir. Bu durumda Büyükelçi Oğuz Çelikkol sefil bir hain değil de nedir?

Asıl skandalı yaşatan ve utanç verici olan İsrail bakan yardımcısı Ayalon değil bizzat büyükelçi Çelikkol’un suskunluğudur…


Yahudi Ayalon, gazetecilere büyükelçimizi aşağılamasından gurur duyduğunu ifade ederek, “Onun bizden daha aşağıda oturduğunun ve masada tek bir bayrak olduğunun görülmesini istedik" sözleri, onurluca tepki gösteremeyen sefil büyükelçinin Türk milletine açık bir ihanetidir.

İsrail dışişleri bakanlığının,"Türklerin İsrail devletine ve dünyadaki en ahlaklı ordu olan İsrail ordusuna ahlak dersi vermeye hiçbir hakkı yoktur" açıklamaları, ecdadımızın ve doğmamış nesillerimizin ruhlarını çıldırtacak ve lanet ettirecek bir hakarettir. Bu nasıl bir haddi aşmaktır ki yarasa Yahudiler, efendileri Türkler hakkında böylesi bir aymazlığa cesaret edebiliyor, yeryüzüne ahlakı ve adaleti dağıtarak merhametle hareket etmiş vicdan sahibi Türkleri ahlaksızlıkla suçlayabiliyorlar?

Ne var ki suç onlarda değil, o barbar yaratıkları şımartarak baş tacı yapan devlet, aydın(!) ve politikacılardadır.

Ayrıca Fetullah Gülen’in “dinler arası diyalog” , Başbakan Erdoğan’ın “medeniyetler arası ittifak” işbirliğinde Yahudiler yok mu ki, böylesi bir kin, saldırı ve meydan okumayla karşı karşıyız? Ancak İsrail yanlısı geçmiş başbakanlar baz alındığında, Başbakan Erdoğan’ın duruşunu da takdir ediyorum.

Mevlana’nın “Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez....” sözüne binaen, acımasız Yahudi köpeklerin Müslüman Türk milleti aleyhtarlığı, o güçlü, imanlı ve cesur halkımıza hiçbir leke getirmez.

Yeter ki biz bindiğimiz dalı kesmeyelim ve geçmişimize layık olalım…

Hiç yorum yok: