24 Mayıs 2018 Perşembe

“AZİZ” değil isen…

Ne konuşuyorsun; ne tartışıyorsun; ne özgürlük ve demokrasisinden bahsediyorsun; ne vaat ediyorsun; neyi ispatlamaya çabalıyorsun; neye hükmedebiliyorsun; neyin galebesini çalıyorsun; neyinle övünüyorsun; ne verebilirsin?

Her daim mağlup edilmesi mümkün olmayan mutlak galip kim ise; inanılıp güvenilerek dayanılacak olanda O’dur!

Oysa her şeyi çok iyi bilen değilsen; varlığının sonu bulunmayan değilsen; her şeyi gören değilsen; her şeyden gizli değilsen; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir değilsen; her şeye muktedir değilsen; her şeyin içyüzünün gizli taraflarından haberdar değilsen; varlığı hiç değişmeden duran değilsen; yeryüzü ve gökyüzündeki varlıkları ve hadiseleri tayin ve tespit eden değilsen; her canlının hayatı boyunca yapıp ettiği her şeyin hesabını bilen değilsen; istediğini istediği gibi yapmaya ne gücü yeten ne de galip olan değilsen; hatadan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten uzak değilsen; en ince işlerin bütün inceliklerini bilen değilsen; yarın veya gelecekte olan musibetleri lehine çeviren değilsen; bir şeyin meydana gelmesine mani olan değilsen; sonsuzda olsa her şeyin sayısını tek tek bilen değilsen; kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediğin gibi tasarrufta bulunan değilsen; bütün varlığı gözeten değilsen; ihtiyaçları ve sıkıntıları giderici mutlak bir güce sahip değilsen; her şeyi işiten değilsen; her şeyi gözetip kontrol altına alan değilsen; hastalıklara şifa veren değilsen; istediğini istediği anda bulan değilsen; kâinatı ve her an olup biten her şeyi idare eden değilsin; ecel belirleyen değilsen…

Yaratılmış bir kuldan öte nesin ki; araç veya vesile olduğun halde, her işte kendini ‘bir bilen’ mutlak irade sahibiymiş gibi ahkâm kesiyorsun?

Geçmiş Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yaptığım uyarı gibi günümüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da yazı göndererek; “Yaptığınız işlerdeki aracılığınızı bir malikmişçesine öyle öne çıkarıp şahsınız, ekibiniz ve partinizi öyle övüp şımarıyorsunuz ki, geçmişteki devlet ve imparatorluklardan ibret dahi almamış olmanıza şaşırıyorum. Oysa onlar daha hiçken, nasıl devasa güçlere ulaşarak kudret sahibi olabildiklerini hiç düşündünüz mü? Peki, sahip oldukları kıymetlerin geçici olduklarını; dünyaya sığmaz o muazzam varlıklarıyla nasıl bir sabun köpüğü misali dağılarak silinip süpürülebilindiklerini!  Sevinirken kahrolabildiklerini; galipken yenilebilindiklerini; zenginken aç kalabildiklerini; güvendeyken korkuya kapılabildiklerini; huzur içindeyken binbir türlü musibete uğrayabildiklerini! Nasıl ki merhum Turgut Özal ve partisi ANAP aynı akıbete uğramış ise, siz ve partiniz Ak Parti’de aynı sonuca duçar kalacaktır. Bir Müslüman olarak vazifeniz devleti Kur’an’a uydurmaktır ama siz, Kur’an’ı, seküler-laik esaslı demokrat düşünce düzeyindeki devlete uydurmanızdan ötürü öyle bir küfür içindesiniz ki, dilinizde Allah olduğu halde amelde nefse hüküm sürdürmektesiniz. Dolayısıyla siyasetten yani devletten uzak tuttuğunuz Kur’an ile baş başa kaldığınız ahirette ne yapacaksınız? Allah, sizi kendisi için yaratmış ve verdiği emanetsel gücü zatına mahsus, diğer bir ifadeyle hükümlerine itaat etmenizi emretmiş ise, nefis için direnmenizin anlamı nedir?

Ölümle nişanlı bir ölümlü hiçtir; ancak takvayla kıymete ulaşır ki, onunda mükâfatı ahiret yurdudur. Dolayısıyla fani dünyadaki herhangi bir zaferin, başarının, zenginliğin, ödülün ve çağdaşlığın nasıl değersiz olduğu ölümle aşikârdır!

İnsandan gelen hiçbir şey yoktur; başaracağı hiçbir şey olamaz; yönetebileceği bir iradeye sahip değildir; zaferi mümkün değildir; hâkimiyeti yalandır; vaatleri şeytanidir; gösterişi cambazlıktır; cazibesi fahişeliktir.  

“Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de aciz, kendinden istenen de! “ Hac 73 

“Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. A’raf 176


“Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. İnsan 30

Hiç yorum yok: