30 Ekim 2016 Pazar

Neden ALLAH yardım yapmıyor?

Oysa Allah, zatına iman etmiş müminleri her türlü ziyandan kurtaracağını; zillete düşürmeyeceğini;  küfre karşı üstün kılacağını; zaferlere koşturacağını; musibetlere karşı dirlik kazandıracağını; başlarını öne eğdirmeyeceğini;  egemenlik vereceğini; şartlar ne olursa olsun lütfedeceği yardımlarla galebe çaldıracağını; sabır ve şükürle nişanlayarak cennetle mükâfatlandıracağı; hiçbir korku ve kaygıya uğratmayacağını buyurmamış mıydı?

Öyleyse milyonlarca hatta milyar üstü iman ettikleri iddiasında bulunan müminlere yardım ve destekte bulunmamasının sebebi nedir?

Ya vahiyle bildirdiği doğrultuda imana gelmemiş olmalarından ya da (hâşâ) vaatlerini tutmamış olmasından mı?

Hâlbuki tıpkı ruh ile beden misali söz ile amelin tumturak olmasının yegâne şart tutulması; Kur’an ile indirilen ayetlerin dışında kimsenin yani hiçbir düşünce ve sözün peşinden gidilmemesi; doğrudan yahut dolaylı şirk koşulmaması; şüphe ve tereddüt gibi hastalıkların kalplerde taşınmaması; hâkimiyetin beşerde değil Allah’ta olduğunun kabul edilmesi; ‘o kitap’ta yani kaderde yazılanlara hiçbir şikâyet hatta isyanda bulunulmayıp teslim olunması; beşer ile Allah arasında herhangi bir yetki sınırı yapılarak kulun yüceltilmemesi; yeryüzü ile gökyüzünde olan her şeyin Allah’ın hükmünde olduğuna amel ile iman edilmesi; çarenin Allah’ın hükümlerinde aranması;  nefsi arzu ve isteklere göre değil Kur’an doğrultusunda kulluk, ibadet, siyaset ve sosyalleşmenin yapılması; Kur’an’dan başka hiçbir rejimin boyunduruğu altına girilmemesi; dost ve düşmanın Allah’ın hükümlerine göre değil de nefsi çıkarlar için seçilmesi; kâfir ve münafıklara itaat edilmemesi; kayıtsız-şatsız dost edinilmemesi; helali haram, haramı helal sayan düzenlere uyulmaması; beşere değil Allah’a hizmet edilmesi; dünyanın değil ahiretin sevilip tutkuyla özümsenmesi; Allah için fedakârlık ve şehadetten kaçınılmaması; cihad; Kur’an ve Kur’an’a muvafık sünnet!

Ne var ki, Allah kelamı dillerden düşmemesine; minarelerden ezanlar susmamasına; camiler boş kalmamacasına; oruçlar tutulmasına; Kâbe dolup taşmasına; dualar dudaklardan dökülmesine; Kur’an’lar okunmasına; hizmetlerde sınır tanınmamasına; sadaka ve zekâtlarda koşulmasına rağmen sorun nedir biliyor musunuz; yapılanların hiçbirinin iman için yeterli olmadığıdır. Çünkü iman, sözlerle ve harcanan paralarla satın alınamaz!

Her ne kadar insan, kalplerde ne saklandığını, saklananlarla amaç ve hedefleriin ne olduğunu bilmediğinden görünüşteki sözde imana şahitlik etse de Allah etmemekte ve kalbe bakmaktadır. Çünkü Allah sözden ziyade amel yani indirdiği ayetlere göre fiiliyat istemektedir.
  
Dünyadaki sözde Müslüman sanılan kitlenin büyük bir çoğunluğu hatta neredeyse tamamı mezheplere, cemaatlere, tarikatlara, söylenti ve dedikoducu rivayetçilere dayalı çakma bir İslam’a inanıp kendilerine din edinmelerinden Allah’ın vaat ettiği yardım ve desteğini görememektedirler.

Dolayısıyla ya doğrudan resul gibi Kur’an’a uyup amel edeceksin; ya da kâfirlerden daha aşağı bir zilletlikle yaftalanıp münafık olmaktan kurtulamayacaksın! Bu sebeple Allah, ancak hükümlerine riayet eden müminlere yardım ve destekte had tanımaz!

“Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit «Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!» derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).” Bakara 13

“Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.” Maide 41 


“Bedevîler «İnandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama «Boyun eğdik» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Hucurat 14  

Hiç yorum yok: