1 Haziran 2015 Pazartesi

CHP, PKK/HDP’ye oy vermek haramdır…



İhanettir, mazoşistliktir, sapıklıktır, zalimliktir, vicdansızlıktır, dinsizliktir, namussuzluktur; Allah’a, insanlığa, mahlûkata, vatana, yere ve göğe hainliktir, nankörlüktür!
Ya diğerleri!

Seküler yani batıl rejime dayalı tüm partiler; ancak kimi kötünün iyisi, kimi de iyinin kötüsü olması hasebiyle tercihte mecburiyet doğursa da hiçbiri iyi değildir. Çünkü iyi olabilmeleri için Allah’ın yardım ve desteği açısından indirdikleriyle hükmetme zorunlulukları vardır.  Dolayısıyla kötünün iyisi ya da iyinin kötüsü, her an değişkenlik gösterebilecek esneklikten dolayı tumturaklı güven teşkil etmemektedirler.

Batıl rejimlerde iyinin iyisi olamaz ama kötünün kötüsü o kadar mevcuttur ki, şeytanın nefisleri arşa çıkarmasından iyi sanılması gibi kötünün kötüleri de iyi bir algı oluşturarak iyilik hamisi kesilebilmektedirler.

Heva ve heveslerini tanrı edinmiş CHP ve PKK/HDP gibi maskelilerin iyi olduklarına dair açı o kadar ürkütücü ki, milyonlarca yığının umut bağlayabilmesi tehdit ve kıyametsi felaketi işaret etse de muhakeme edilememektedir. Çünkü nefsi arzu ve istekler hem aklın hem de kalbin algılayışını engeller.

CHP ve PKK/HDP’nin ahlak kurallarına açtıkları savaşın nasıl bir bedelle ödeneceğinin idrakinde olmayan yığınlar, sadece kendilerini değil fırsat verenleri de kasıp kuşatarak darmadağın edecektir. Ne var ki, demokrasi ve özgürlük gerekçesiyle meşrulaşan ahlaksızlık öyle bir sapıklığa yol açmış ki, beterin daha beterini merak edenlere yanıt olacak vahamettedir.

“Sakın ahlak kurallarını çiğnemeyin, çünkü öcünü çabuk alır.” Tolstoy

Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük taleplerinin amacı nedir biliyor musunuz; dinsizlik, namussuzluk, asilik ve ahlaksızlıktır. Bu anlayış öylesine bir zehirdir ki, kendi gibi ahlaksız olmayanlara karşı müdahaleyi de meşru kılan anarşiyi doğurmaktadır. Bu sebeple ahlaksızların, ahlakı mihenk edinmiş insanlara saldırmaları, hakaretleri, baskıları ve şiddetleri, daha fazla özgürlük adına yapılmaktadır. 

Fitnenin adam öldürmekten çok daha büyük bir suç ve günah olduğu yaşamda, muhakeme yetisi olabilen bir insanın CHP ve PKK/HDP’yi tercih edebilmesi imkânsızdır. Hangi ebeveyn, oğlunun bir erkek sevgili olmasını ya da erkekle evlilik yapmasını hazmedebilir; hangi ebeveyn, kızının dilediği erkekle yahut hemcinsi ile ilişkisine hoşgörüde bulunabilir; hangi evlat, babasının veya kardeşinin homoseksüel, transseksüel ya da biseksüel olmasına rıza gösterebilir; hangi eş, karısı yahut kocasının dans adına bir yabancıyla sürtüşmesine ya da tatmin olabilmesi için seks yapmasına onay verebilir; hangi aile, ensest ilişkiyi veya evladının asi bir terörist olmasını kabullenebilir?

İşte CHP ve PKK/HDP, özgürlük gerekçesiyle LBGT’cilerin ve teröristlerin temsilcileri olarak Türkiye’nin hem ahlaki yapısını hem de asayişini öyle biçmeye hazırlardır ki, muhalefetteyken yaptıkları tahribatı olası bir hükümet olmaları durumunda faziletin ve güvenliğin zerresini bırakmayacaklardır.

Ekonomiden, geçimden, barıştan, hukuktan, huzur ve güvenden daha önce ahlak gelir! Ahlakını yitirmiş nice zengin toplumlar vardı ki, eserleri toprağın binlerce metre altından kazılarak gün yüzüne çıkarılmıştır. Ahlaki kurallara özgürlük bahanesiyle karşı çıkılmasının nedeni, İslam’ın ahlaki bir temel üzerine oturmasındandır. Dolayısıyla gizli yahut aleni İslam’ı sindiremeyenlerin ahlaktan yana olmaları ve savunabilmeleri asla mümkün değildir.

Velev ki CHP ya da PKK/HDP, vaatlerinin tamamını yerine getirmiş; tek bir hane hatta sokakta bir yoksul bırakmamacasına zengin yapmış; insanların her türlü dileklerini karşılamış; ifade ettikleri gibi seçmenlerini hatta ülkeyi refahlıkta uçurmuş olsalar dahi kötü ahlaklı sapıklar olmalarından yaptıkları hiçbir iyilik fayda vermez. Onlar öyle bir kötü ahlaka sahiptirler ki, tıpkı parçalanmış bir testiye benzer. Dolayısıyla ne yamanır, ne de eskisi gibi toprak olur. Unutulmamalıdır ki, onların yapılarındaki temel, dinsizlik, namussuzluk ve ahlaksızlık üzerine atılmıştır.

“Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker.” Cicero  

CHP ve PKK/HDP’yi destekleyenler ya insanlıktan ya da Müslümanlıktan çıkmışlardır ki, ailelerini, çocuklarını ve nesillerini tarumar edip çerçöp haline getirecek ahlak düşmanlarına sahip çıkabilmektedirler. Nasıl bir dehşetin içinde olduklarını bir kestirebilseler; değil oy vermek, eşleri destekliyorsa derhal boşamaları, babaları destekliyorsa veli edinmemeleri, kardeşleri veya çocukları destekliyorsa reddetmeleri kaçınılmazdır. Ancak geçmişteki toplumların başlarına gelenleri acı ve dehşet içinde tatmaya başladıklarında, artık geri dönüşleri olmayacak, ne pişmanlıkları ne de tevbeleri bir işe yaramayacaktır. Bilinmelidir ki, ahlak bakımından düşmüş olan CHP ve PKK/HDP’ye namuslu bir hayat vermeye kalkmak, ölüleri dirilmekten daha zordur! 

Din ve ahlak duyguları zayıf ya da olmayanlar kimdir bilir misiniz; insani ve cinsi şeytanlardır. Dolayısıyla şeytandan iyilik beklemek, devenin iğne deliğinden geçeceğini ummak gibidir.

İslam ve insanlık adına ahlaksızlıkla mücadele, her Müslüman’ın asla savsaklayamayacağı bir münazaadır ki, bedeli hapis değil ölüm dahi olsa ödün verilmemelidir.
    
"Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlaksız, nankör (insanlar) doğururlar (yetiştirirler)." Nuh 27

“Ey iman edenler! Eğer küfrü (dinsizliği ve ahlaksızlığı) imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.” Tevbe 23

Hiç yorum yok: