20 Haziran 2015 Cumartesi

Nasıl Müslümanlarız ki…



Bedenlerimizin gömülecek olmasından kaygı duyabiliyoruz. Ahirete iman ettiğimizi beyan edip cenneti diliyoruz ama gitmemek ve dünyada daha çok kalabilmek için her türlü çareye başvuruyoruz. Öyle ki, dinsel ve bilimsel sömürücülere bel bağlayarak ömrü uzatabilmek için her sese kulak kabartıp Allah’a şirk koşarcasına eceli değiştirebileceğimizi düşünüyoruz. 

Oysa doğarken ölümle nişanlanmayı kabul ederek dünyaya gelmemiş miydik? İslam’la şereflenirken dünyanın fani, ahiretin baki olduğuna muvaffak etmemiş miydik? Hayrın da şerrin de sahibi ve tek bilen rabbimiz ALLAH diyerek söz vermemiş miydik? ALLAH’tan başka mutlak bir gücün bulunmadığına iman ettiğimiz halde beşerden hele de batıl güçlerden medet ummakla ihanet etmedik mi?

Ölme, yaralanma, hapsedilme, kaybetme veya en ağır cezalara çarptırılma korkaklığıyla hak yolda mücadeleden kaçarak apaçık bir riyakârlıkta bulunmadık mı? İnsana dayanıp güvenerek Allah’a ortak koşmadık mı? Batıl güçlere boyun eğerek rabbimiz Allah’a asi gelmedik mi? Ebedi ahiret hayatına inanmış görünerek yalan dünyaya meyletmedik mi? Dünyada bir gün daha fazla kalabilmek için ahiret yurdunu satmadık mı? Allah’a kul olma yerine nefsimizi iktidar kılabilme uğruna koşturup durmadık mı? Allah’ın indirdiklerini değil beşerin isteklerini anayasa yaparak rehber edinmedik mi?

Kur’an dışı seküler-laik düzeni kabul ederek Allah’a meydan okumadık mı? Allah’ın helal ve haramlarına değil beşeri yasaların serbest ve yasaklarına uymadık mı? Hak ile değil batıl güçlerle ittifak kurmadık mı? Sözle inandık ama amelde inkârcıların yoluna girmedik mi? Tek hak din İslam olmasına rağmen diğer dinleri de hak kabul etmedik mi? Hadis adı altında Allah Resulüne iftiralar düzerek Kur’an’a muhalif kılmadık mı? Dini ve siyasi liderleri kurtarıcı ve hidayet verici olarak arşa çıkartıp Allah’ın tahtına yerleştirmedik mi? Allah’ın değil beşerin övgü ve rızasını kazanabilmek için çabalamadık mı? İslam’ı egemen kılabilmek için küfre karşı savaşanları terörist; İslam’a karşı savaşanlarla özgürlük ve demokrasi adına müttefik olup öncü yapmak suretiyle saflarına katılmadık mı?

Şehadetin ayrıcalığını ve yüceliğini ikrar ediyoruz ama şehid olmamak için binbir türlü gerekçeye sığınarak kaytarmıyor muyuz? İndirdiği ayetlerin herkesin anlayabilmesi için açık ve seçik olduğunu Allah bildirmesine rağmen, yorumlarla bozarak seküler düzene peşkeş çekmiyor muyuz? Allah’ın Resulüne vahiyle gönderdiği İslam yerine hümanist bir İslam yapılandırarak nefsimizi tanrılaştırmıyor muyuz? Allah’tan utanmak yerine kuldan utanmayı önemsemiyor muyuz? Allah hakkını değil kul hakkını değere almıyor muyuz? İşlediğimiz herhangi bir yasak ve suçta kuldan çekindiğimiz kadar Allah’tan sakınıyor muyuz? Kula hizmet ettiğimiz ölçüde Allah’a hizmet ediyor muyuz? 

Allah ve Resulünün üzerine bir söz ve hüküm olmayacağına göre; İslam’ı siyasetten yani devlet düzeninden kopararak hatta düşman kılarak batıla sapmak Müslümanlık mıdır? Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir kadın yahut erkek, o işi kendi arzu ve isteklerine göre seçebiliyorsa Müslümanlık mıdır? Allah, batıl düşünce ve düzenleri reddettiği halde batıl bir rejime rıza göstermek Müslümanlık mıdır? Özgürlük ve demokrasi adına ahlaki kuralları çiğnemek; düşünce ve ifade hürriyeti adına Allah’a, Resulüne ve Kur’an’a hakarette sessiz kalmak Müslümanlık mıdır? İman ile küfür arasında, diğer bir ifadeyle hak ile batıl arasında yol tutmak Müslümanlık mıdır? 

Nefis, herhangi bir saldırıya uğradığında yahut bir halel geldiğinde kavga, cinayet ve gücünün üstünde her türlü mücadele verildiği halde Allah’a, Resulüne ve dini İslam’a saldırı olduğunda sessiz kalınması Müslümanlık mıdır? Çıkar uğruna Allah’ın hükümlerine aldırış etmemecesine dinine fiyat etiketi koymak Müslümanlık mıdır? Tıpkı cünüpken namaz kılmak misali batıl hukukla Hak’ka hizmet etme düşüncesi Müslümanlık mıdır? Allah ve Resulünün kitabı Kur’an’a göre değil de “ne şiş yansın ne de kebap” misali hem hak hem de batılın karşılıklı olarak her iki tarafın da zarar görmemesi için tutulan orta yol Müslümanlık mıdır? Allah’tan korkar hatta daha ziyadesiyle insandan ya da seküler devletten korkmak Müslümanlık mıdır? İnanıldığı gibi iman veya amel etmemek Müslümanlık mıdır? Müslümanlığın ölçüsünü Allah değil de insanların hükmetmesi Müslümanlık mıdır?

 “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.” Bakara 8

“Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tağut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.” Nisa 60

“Ey Resul! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.” Maide 41

“"Allah'a ve Peygamber'e inandık ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.” Nur 47

“İnsanlardan kimi vardır ki: "Allah'a inandık" der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doğrusu biz de sizinle beraberdik" derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?” Ankebut 10

“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” Ahzab 36

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” Tevbe 24

Hiç yorum yok: