28 Haziran 2012 Perşembe

Fırsatçı kukladan maskaralıklar…


Ahmet Hakan adlı bebek katilinin moderatörlüğü beraberinde gazetecilerin oynattığı malum kuklayla ilgili programı izlediğimde; hem güldüm hem de milletin dörtte birinin desteğini almış olabilmesine üzüldüm.

CHP’nin umut bağlayıp halka kurtarıcı olarak dayattığı genel başkanlarının dünyada bir benzerinin olmaması; gerek CHP gerekse milletimiz açısından lanetten başka bir şey olmasa gerek.

İçinde bulunduğumuz Suriye krizini milli bir dayanışma bütünlüğünde göğüslemesi gerekirken lehine çevirebilmek için kalkıştığı maskaralıklar pes dedirtmiş, bir gazetecinin “siz olsaydınız karşılık mı verirdiniz” sorusuna, Başbakan Erdoğan’ı eleştiren yanıtlar vermesi akabinde geveleyerek “evet” demesine müdahale eden bebek katilinin taktiksi uyarısı üzerine geri adım atması pespayeliğin boyutunu ortaya koymuştu.

Esad zaliminin halkına kıymasını umursamayarak Başbakan Erdoğan’ın insanlık adına katledilen mazlumların yanında olmasının yanlışlığını vurgulayıp dolaylı yollardan uçağımızın düşürülmesinin haklılığına işaret ederek,  bir ülkenin içişlerine karışılamayacağını, dolayısıyla zulme uğrayanlara müdahale edilemeyeceğini, tarihimizde böyle bir emsalin olmadığını açıklaması; siyasetle, insanlıkla, merhametle ve vicdanla hiçbir ilgisi bulunmadığını kanıtladığı gibi, tarihimizden de bihaber cahil olduğunu ortaya koymuştur.

Yanı başındaki komşusu ve kardeşi bir canavarın zulmüyle karşı karşıyayken izleyen bir mahlûk, insan olabilir mi?  Şerefli ecdadımızın üç kıtada hüküm sürmesi ve fetihler gerçekleştirmiş olmasının sebebi, emperyalist yıkıcı barbarlar misali ülkeleri ve toplumları işgal edip yağmalama maksadı değil, iktidarlarınca zulme uğramalarından tamamen yardım amaçlı insanca yaşayabilmeleri içindi. İktidarını sürdürdüğü ülkelerde toplumların ırkına ve dinlerine asla müdahale etmediği, yakıp yıkmadığı, zenginliklerini sömürmediği gibi, diledikleri özgürlükleri vererek imarlarıyla sayısız eserler bırakmıştır. Nasıl olurda tarihimize iftira atarak zalimlere karışmadığı cüretinde bulunabilir? Ancak rehberi kukla olan bir CHP’nin bugüne kadar yaptığı zulümlerin dışında bir fayda mı beklenir?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu insan olmadığı gibi, ecdadımızın insanlığı yücelten hizmetlerine iftira atabilecek kadar küstahtır.

Peygamber efendimiz, “Komşusu açken tok olan bizden değildir” hadisi şerifiyle yeryüzünün insani temelde kenetlenme zaruriyetinin altını çizerken; maalesef kuklamız, “bana ne” diyebilecek kadar alçalabilmektedir. “İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur. Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz.” Walter Scott

Kendisi gibi zalim İsrail muhasarası altındaki mazlum Filistin Halkına yardım götüren Mavi Marmara gemisinin kutsal hizmetini Ortadoğu’daki kırılma noktası olduğunu söyleyebilecek kadar Müslüman Türk milletinden olmayan kuklanın, hükümeti eleştirebilmek adına nasıl gerçek yüzünü deşifre ettiği dikkatle okunmalıdır. Şeytani egoistliğinden insani her düşünce ve fiiliyata karşı çıkan kukla, tartışmasız bir insanlık ve merhamet düşmanıdır. Erdemsi değerler taşımayanın bir ülkeyi yönetme ihtimalinin ne korkunç badirelere gebe kalacağını varın siz düşünün…

Hilkatte insan görünen demokrat kuklamızın Esad sonrası Suriye’nin durumuyla ilgili ABD Büyükelçisiyle yaptığı görüşme tüyler ürperticidir. İfadesinde, “Esad’ı devirmeniz akabinde Suriye’nin başına kimi getireceğinizi planladınız mı”  diyalogu, kuklanın aynı zamanda bir demokrasi düşmanı olduğunu da belgelemiştir.

Sözde emperyalizm karşıtı olan demokrat CHP’nin emperyalist ABD ile Suriye’nin içişlerine karışarak halk iradesi adına yaptığı pazarlık, ne kadar sinsi bir riyakâr olduğunu açığa çıkarmıştır. Nasıl olurda demokrasiden dem vuran biri, kendini katleden bir zorbanın yerine seçeceği liderden endişe ve iradelerine saygı duymuyor? Canavar Esad’ın görevde kalma isteğinin altında yatan insanlık düşmanı olması mıdır?

Ancak merak etmesin! Eğer CHP, kendi gibi bir kuklayı genel başkanlığa seçebilmiş ise, uğruna canlarını veren yiğitlerin Suriye için liyakatli bir lider seçebileceklerine şüphe yoktur.
“Deveye demişler ki boynun eğri, o da demiş ki nerem doğru” misali her sözü yamuk olan oportünist bir kuklayı ciddiye almak bile vakit kaybı!

Çocuklardan yaşlılara kadar herkesin ilgisine çeken kuklayı siyasete dahil eden bir topluma tedavi dahi mümkün değildir.

“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden; içerideki cephenin suskunluğudur.” Mustafa Kemal

Hiç yorum yok: