17 Mart 2010 Çarşamba

F.Gülen diyalogcularına anıt olsun…

İslamcı oldukları gerekçesiyle seküleristlerin saldırısı ve hain tuzaklarına karşı yanlışlarının üzerine gitmemeyi ve düşmanlarını sevindirmemeye özen gösteriyorsam da, anamın ve babamın aleyhine dahi olsa adaletle şahitlik etmem Allah’ın bir emri olduğundan sessiz kalmayı ayete karşı gelmekle telakki ediyorum. Nefsi belki ama vahyi asla…

Cemaatinin yine tepki gösterip şahsıma karşı alacakları tavrı muhakeme edememelerinin bir sonucu görüyor, neden F.Gülen ve şakirtlerine hesap soramadıklarını ya mühürlenmiş olmalarının bir sebebi ya da oluşturulan ekonomik havuzdan yararlanabilinmesi olarak addediyorum. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Hz. Muhammed (S.A.V)

Laik Türkiye’nin ve bid’at İslam’ın uluslar arası medarı iftiharı Fetullah Gülen; dinler arası diyalog ve birleştirme çabalarının meyvelerini almaya başlamış, dünya arenasında aldığı takdirlerini heykelle abideleştirmiştir.

İspanyol sanatçı Eugenio Merino; dinler arası diyalog çalışmalarının etkisinde kaldığını, fikri çalışmalara katkıda bulunabilmek amacıyla üç büyük dini bir arada toplayıp Allah’a ulaşma ortak amacı içinde zihninde tasarladığı kurguyu sanatıyla bütünleştirip, görselleştirebilmek maksadıyla söz konusu heykeli yaptığını ifade etmiştir.

Dinler arası diyalog çalışmalarına kalıcı bir anıtla fayda temin edebilmek maksadıyla üç büyük dinin bir arada olduğunu göstererek dünyaya mesaj vermek istediğini, heykelin yapına başlamadan önce dinler arası diyalogun İslam, Yahudi ve Hıristiyan öncüleriyle istişare yapıp, dinler ve semboller hakkında bilgi edindiğini açıklamıştır.

Heykeltıraş Merino, “Cennete giden merdiven” adını verdiği heykel, üst üste ibadet eden Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi din adamlarından oluşmakta, papazın elinde Tevrat, hahamın elinde İncil ve altta canı çıkan imamın (sanırım Fetullah Gülen olacak) secde ettiği yerin yanında da İncil bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle imam, İncil’e secde etmektedir. Ayrıca heykelin yanında ise makineli bir silah namlusunun ucuna geçirilmiş Museviliğin ve masonluğun sembolü yedi kollu şamdan bulunuyor. İbranicede Menora adı ile anılan Yedi Kollu Şamdan’ın altından yapılanı masonların kutsal ateşini temsil eder, İsrail Devleti ve Yahudilikte ise yedi yıldız olarak kabul edilir. Yahudilerin yaklaşık yarıya yakın soyu Kohen’ler, günde iki kere Tanrı’nın dünyaya ışık saçmasını dilemek için Yedi Kollu Şamdanları yakarlardı.

Söz konusu bu heykel, her ne kadar İslamiyeti aşağılayan bir obje olsa da, dinler arası diyalogcuları fevkalade mutlu ettiği ve hedeflerine ulaşabilecekleri izlenimi doğurduğu tartışılmazdır.

Ne var ki Gülen Cemaati, vahyin hükmüne değil Gülen’in emrine itaat ettiklerinden böylesi bir bütünleşmeyi başarısal bir vakurla içlerine sindirebilmektedirler. Önemli olan hizmet değil mi? Boş ver kitabın kimin elinde olduğunu; kimin, kimin üstüne çıktığını; İncil’e secde edilmesini; Allah ve Resulünün 1400 yıl öncesi buyruklarını, Yahudi-mason ittifakını simgeleyen Yedi Kollu Şamdan’ın diyalogu sembolize etmesini…

Bir bakalım; Fetullah Gülen’in barış ve İslam’ın meşruiyeti adına onca çabaları ve heykelle de abideleştirdiği dinler arası diyalog hakkında Allah ne buyuruyor?

“Allah nezdinde hak din İslam'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur.” Al-i İmran.19

“Kim, İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” Al-i İmran. 85

“Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.” Maide. 51

“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” Bakara. 120

Ya İslam’ı peşkeş çektikleri dinler arası diyalog ile ilgili vahiysel bir hüküm ortaya koyacaklar, ya da Müslüman olmadıklarını itiraf edecekler.

Gerek Hıristiyan gerekse Yahudilerle peygamberimizin barış içinde yaşaması misali bir arada adalet içinde ticaret, komşuluk ve arkadaşlık yapabilirler. Neden ısrarla vahyin kesinlikle yasakladığı bir ihaneti savunuyorlar? Neden hainliklerine peygamberimize atfettikleri hurafeleri kullanarak meşrulaştırmaya çalışıyorlar? Vahyi reformize edebilmek için güttükleri bu taktik, kâfirliğin veya münafıklığın ta kendisi değil midir? Eğer vahyin emrettiği İslam’dan başka bir dinleri var ise, onu ikrar etsinler ki bende susayım… Nasıl olsa herkesin dini kendisine!

“Kişi, dostunun dini üzeredir.” Hz. Muhammed (S.A.V)

“Bana nispet olan hadisi Kur’an’la karşılaştırınız. Kitabullah’a muvafık ise o benimdir, ben söylemişimdir.“ Hz. Muhammed (S.A.V)

Hiç yorum yok: