19 Aralık 2008 Cuma

Gül’den namussuzlara örtülü destek

Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini koruyup gözetmekle yükümlü cumhurbaşkanının, dış işleri bakanıyken ortaya koyduğu alçaltı düşünce ve tavırlarına devam eden eylem ve açıklamaları; tarihe, ecdada ve biz torunlara açık bir vefasızlıktır. Cesaret, kararlılık ve erdemlik taşımayanların iktidar olduğu Türkiye’de; kölesel korku ve çekinceliklerini gizleyebilmek için sürekli barıştan ve komşularla iyi ilişkilerden bahsederek, batılı efendilerinin direktifinde politikalar izlemeleri, Müslüman milletimizi canlı-canlı gömmektedir.

Komşumuz Irak’ı barbar ABD’ye işgal ettirerek, 1.Dünya savaşında Müslüman milletimizin yaşadığı Ermeni vahşetini tattıran cumhurbaşkanı Gül; nasıl bir komşuluk ilişkisinden, en iyi noktaya getirtmekten, güven ve istikrar temin etmekten ve bütün bölgede refahın gerçekleşmesini sağlamaktan bahsederek, bunun yolunun da “Ermeni Soykırımını” kabul etmekten geçeceğini ima edebilir? Acaba Türkiye’yi Irak’a mı döndürmek istiyor?

Batısız var olabilmenin imkansızlığı paranoyasıyla hareket eden cumhurbaşkanı, başbakan ve besledikleri yandaşları, haçlıların ön şart koştuğu “Ermeni soykırımı” yalanını “Büyük Felaket” yumuşatmasıyla devlete ve millete kabul ettirebilmek için sinsice alttan alta dahili lobiler oluşturtmakta, dönen entrikalardan bihaber milletimiz de, üç-beş çapulcu sefile tepki göstererek, asıl başları görememektedirler.

Şerefli tarihinde herhangi bir canlıyı katletmek bir yana, hiçbir azınlığa kötü muamele ve haksızlık dahi yapmayarak özgürlükleri ve insanlığı en dorukta tanımış onurlu Müslüman milletimize dayattırılmaya çalışılan aşağılayıcı bu leke, hâlâ düşmanlık güden insafsız batıca vurulmak istenmektedir. Kendi barbarlıklarını ve soykırımlarını unutmuşçasına, hak ve adalet timsali Müslümanları önce terörist, sonrada soykırımla damgalama girişimleri, maalesef içsel politik ve aydın kimlikli hainlerin işbirliğiyle, korkarım başarıya ulaşacaktır.

Söz konusu “özür dileme” ihanetine imza atan bir kısım sefilin, bir haber programındaki “neden” sorusuna cevap veremeyişleri, sadece olmayan vicdanlarından ve Türkiye çıkarları için bu kampanyayı bireysel destekte bulunduklarını ifade etmeleri, tıpkı Nobel ödülü karşılığı satın alınan Orhan Pamuk misali, başta Batı olmak üzere, Ermenistan ve diasporası tarafından nasıl satın alındıklarını apaçık ortaya koymuştur. Onun için, bunlarla tartışmak ve ikna edip doğruya yöneltmek mümkün değildir. Çünkü onlar, gözleri,kulakları ve kalpleri mühürlü birer hainlerdir.

Gelişmeler; laik mi, Müslüman mı olduğu belirsiz ve kimlik buhranı içindeki Türkiye’nin, sanki helak edilmiş bir vatanmışçasına gitgide çöküşe sürüklenmesi, gerçekleri bilfiil yaşadığı halde kavrayamamasındandır. Tarih, Ermenilerin işlediği “Müslüman Türk ve Kürt soykırımı” gerçeğini ispatlayan kanıtlarla dolu olmasına rağmen, “Ermeni soykırımı”’ savı, batıca desteklenebilmektedir. Sadece günü geçiştirip bir parça kemik kapmayı ilke edinenlerin söz sahibi olduğu Türkiye, eğer Yaratıcı tarafından lanetlenmiş ise, artık yapılacak hiç.bir şey yoktur. Neden gerçekleri gördüğümüz halde muhakeme ve tövbe edemiyor, güvendiğimiz kimselerin ihanetine uğrayabiliyoruz?!?

“Helak ettiğimiz bir beldeye, artık (iyi davranış ve makbul çaba) haramdır; çünkü onlar tekrar (tövbeye) dönmezler.” Enbiya.95

“İyilik yapmayı bilmiyorsan, hiç olmazsa kötülük yapma...” H.Dehlevi



Hiç yorum yok: