7 Eylül 2014 Pazar

Obama-Erdoğan görüşmesindeki başlık; yahudi karşıtlığı…



Ancak Müslümanlar insan ve İslam, din sayılmadığından ABD ve Avrupa’yı saran İslamofobi tehlikesine hiç değinilmemesi ne anlama geliyor?

NATO zirvesine katılan liderlerin önceden belirlenmiş konular üzerinde müzakeresi yapılırken, Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 1,5 saat süren özel görüşmesinde antisemitizm üzerinde durulup vurgu yapılması ve Erdoğan’ın yahudi karşıtlığından daha korkunç boyutta tehlike içeren Müslüman karşıtlığını dile getirmemesini nasıl okumalıyız?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başkan Obama'nın Galler'deki NATO Zirvesi'nde görüşmesi sonrası Beyaz Saray’ın açıklaması, Türkiye’ye apaçık bir uyarı ve Müslüman milletin İsrail’e karşı tutumundan bir had bildirmedir.
  
İki lider 1,5 saat görüşüyor ve Beyaz Saray’ın açıklamasında öne çıkan başlık; antisemitizm, bağımsızlıkları için direnen ve sömürgeciliğe, haksızlık ve adaletsizliğe son vermek maksadıyla mücadele eden mücahidler oluyor.

Görüşmeye katılan ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden adına yapılan açıklamada, başta IŞİD, Suriye ve Irak konularında en iyi nasıl işbirliği konularının ele alındığı, yabancı uyruklu militanların Suriye ve Irak'a giriş çıkışlarının daha sıkı denetlenmesi; "antisemitizme karşı, hoşgörülü ve kucaklayıcı toplum yapılandırmasının öneminin ele alındığı" belirtildi.

Ne var ki, cumhurbaşkanı Erdoğan, Galler dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamalarda bu konudan hiç bahsetmemesi ise fevkalade vahimdir. Beyaz Saray, birkaç satırdan ibaret verdiği mesajda “antisemitizme” vurgu yapıyor ama Erdoğan gizliyor. Şayet İslam âlemi ve milletimizde uyaracağı tepkiden dolayı Müslüman karşıtlığını değil de yahudi karşıtlığı üzerinde mutabakata vardığı görüşmeden rahatsızlık duymuş ise; neden Davos’taki “one minute” çıkışını Galler’de yapmaya cesaret edemedi? Yoksa Müslümanlar, hoşgörüye ve batılılarca kucaklanmaya layık değiller midir? 

Çocuğunu dövüp de babasına laf edemeyen bir konuma düşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikna edici bir açıklama yapmalıdır. Onun için Erdoğan’ın ABD başkanlarıyla görüşmesini sakıncalı buluyor ve başkalaşmasından dolayı önüne geçilmesinde ısrar ediyorum. Sanki öncedekileri farklı mıydı? 
Sonuçta ABD’ye karşı dik duramayarak hak ve adaleti savunamayan bir lider, ailesine meydan okuyan bir babadan farksızdır.
  
Başka bir trajikomik olay ise, yüzyılın fasığı Fettulah Gülen’in ya iade edilmesi ya da ABD dışına atılmasıyla ilgili talep! Arkadaş, siz Fettulah Gülen misyonunun hıristiyan ve yahudi uygarlığını tehdit eden “cihad”’ı önlemek maksadıyla çalıştırılan bir naip olduğunu hâlâ anlamıyor musunuz? Sizler nasıl bir cahilsiniz ki, Gülen’in gerek hıristiyan gerekse yahudi âlemince Türkiye’den çok daha ehemmiyetli olduğunu bilemiyorsunuz? Siz ancak Gülen’in sınır dışı edilmesini veya Türkiye’ye iadesini belki rüyanızda görürsünüz. Cihadı engelleyebilmek için, “Kur’an Müslümanlığı sapkınlıktır” diyebilecek kadar İslam’dan çıkmayı göze almış bir müşriki, ne ABD ne de Vatikan gözden çıkarmaz. ABD tutsağında olan Türkiye, ABD ve İsrail’in aleyhinde olan hiçbir şeyi kabul ettiremez.
     
Peygamberleri öldüren yahudiler; ihaneti, zalimliği, kin ve nefreti öyle meslek edinmiş lanetlilerdir ki, biz Müslüman Türklere olan düşmanlıkları sürmektedir.  

Yahudilerin kutsal kitabı ve aynı zamanda hukuk sistemi olan Talmud’da, Türkler maymuna benzetilmektedir. “Müslüman Türkler, kuzey ve güneydeki göçebeler, zenciler ve bizim coğrafyamızda yaşayıp da onlara benzeyenler, tabiatı çok daha düşük sesli bazı hayvanların tabiatına benzer, bunlar insan seviyesinde değildirler. Seviyeleri bir insan ile bir maymunun seviyeleri arasında bir yerdedir. Çünkü görünüşleri maymundan daha çok insana benzemektedir.”

Haham Sofer şöyle der: “Osmanlı imparatorluğu içindeki Müslümanlar ve Hıristiyanlar, başka ilâhlara tapınan putperestlerdir ve dolayısıyla dolaylı yoldan öldürülmeleri doğrudur.”

Hıristiyan dünyasını kendine köle kılarak emrinde bulunduran yahudiler, Müslümanları, iktidarları hariç tutsak yapamadıklarından ABD önderliğinde kıymaya çalışmaktadır.

Yahudilerin, Filistinli Müslümanlara; neden acımasız ve canavarsı duygular beslediğini, çocuk-kadın demeden katlettiğini biliyor musunuz?

Haham Sofer, Müslüman ve Hıristiyanları, Eski Ahit’te adı geçen Amalek kabilesine benzetir. Eski Ahit’te, Amalekler hakkında verilen hüküm şu idi. “Orduların Rabbi şöyle der: Amalek’in İsrail’e yaptığını, Mısır’dan çıktığı zaman yolda ona karşı nasıl durduğunu arayacağım. Şimdi git, Amalek’i vur, onların her şeylerini tamamen yok et, onları esirgeme, erkekten kadına, çocuktan emzikli olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in yahudilere karşı tavrı, “beni kureyza” hadisesi ile aşikâr olup, hiçbir Müslüman, herhangi bir yahudi’ye ne hoşgörüde bulanabilir ne de kucaklayabilir. Aksi takdirde Resule karşı gelmiş olur ki, İslam’dan çıkıp kâfir olur.

“Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları yenip öldürecekler. Öyle ki, Yahudiler ağaç ve taşların arkasına saklanacaklar, o ağaç ve taşlar konuşarak, 'Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür.' diyecek. Sadece Garkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.” Hz. Muhammed (s.a.v)

Hiç yorum yok: