2 Ekim 2013 Çarşamba

Kur’an’dan başka çözüm paketi arayanlar…

Belâ peşinde koşanlardır!

Beşeri arzuları memnun edebilmek için kendilerine doğru yol olan Kur’an’ı değil de batılı rehber edinen iktidarlar, şeytanın verdiği ümitle ardı arkası kesilmeyen çözüm paketleri ne Kur’an’ı etkisizleştirebilir ne Mutlak İrade’yi dışlayabilir ne de umutları karşılık bulabilir. 

İnsanoğlunun yaratılıp şeytana yüklenen kötülüklerin elçisi olma misyonerliğinden bu yana özgürlük talepleri hiç bitmemiş, sözde insan iradesini egemen kılacak demokrasi dilekleri son bulmamıştır.

Nedir özgürlük ve demokrasi; kime karşı; amacı; yaptırımı; sınırı; somut olarak açıklanamamış, insanoğlunun elem ve kederini bitirebilecek, sorunlarını çözüme kavuşturabilecek, nefisleri dengeleyebilecek, çatışmaları engelleyebilecek, kötülüklere son verebilecek, barışı kazandırabilecek, huzur ve güveni sağlayabilecek, sıkıntıları giderebilecek, kötülükleri bertaraf edip iyilikleri hâkim kılabilecek, haksızlık ve adaletsizlikleri sonlandırabilecek hiçbir şeyi ispatlayamamıştır.
Böylece geriye sadece yaratıcı Allah’a karşı beşeri tanrılaştırmak kalıyor! Diğer bir ifadeyle Allah’a kulluğu reddedip şeytana yani dostlarına kulluğa zorluyor ve sürekli daha fazla özgürlük daha fazla demokrasi manipülasyonuyla iblise hizmet ediyorlar.

Düşünün ki, özgürlük ve demokrasi talepleri tamamen nefsanî olup, Kur’an’ı Kerim’e iman ederek Allah’a teslim olmuş müminleri kapsamamakla beraber açıkça düşmanlık içermektedir. İman etmiş bir müminin taptığı Allah’ın ayetlerine göre yaşama özgürlükleri yok mu? Eğer demokrasi, insanların dilediği gibi seçme ve rejim yapma hakkı sağlıyorsa; Allah’ın anayasası olan şeriatın talep edilmesi yasaklanabilinir mi?

Nasıl olur da İslam’ı seçmiş bir Müslüman olarak seküler yani laik rejimi kabul edebilirim? Ya da batıl bir çözüme umut bağlayabilirim? Bu, apaçık Allah’ın indirdiği hükümlere bir başkaldırı değil midir? Allah, batılı değil hakkı emretmişken, hem batıl hem de hak yolunda gitmem münafıklık değil midir?
Allah’ın indirdiklerine şeytanın beşeri arzular katmaya çalışması gibi Müslüman kimliklerde, İslam’a beşeri arzular katarak oluşturdukları bir dinle Allah’a meydan okuyorlar.
   
(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşeri arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi ayetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Hac 52

Müslüman odur ki, Allah’ın indirdiği ayetlerin dışında batıl hiçbir rejimi ve yasayı kabullenmez; ceza alacak yahut çıkar güdecek endişesiyle ödünde bulunmaz; iktidarını kaybedebilecek kaygısı taşımaz; yaratıcısının hükümlerinden taviz vermez; dininin düşmanlarıyla dost olmaz; Allah’ın helal kıldığını helal, haram kıldığını haram kabul ederek mücadelesini sürdürür; zalimi affetmez;  çözüm diye sunulan batıllığa itibar etmez; Allah’ın dinini egemen kılabilmek için şehid olana dek cihad yapar; kendine fiyat etiketi koymaz; dünya şatafatına değil ahirete odaklanır; gerekçesi ne olursa olsun Allah’ın razı olmadığı bir oluşumun içinde yer almaz; nefsinin değil Allah’ın isteklerini rehber edinir; iyilik adına ne yaparsa nefsi için değil Allah adına yapar; yaptığı iyiliğin karşılığını beşerden değil Allah’tan bekler; gücü ne olursa olsun hiçbir insandan korkmaz; faydayı yahut zararı beşerden değil Allah’tan bekler; herhangi bir musibete karşı isyan etmez; başına gelen ne varsa Allah’tan geldiğine inanarak sabreder;  ırkı yahut milletiyle değil Müslümanlığıyla şeref duyar; haksızlıklara karşı sessiz durmaz; dinsel kardeşinin derdini kendi derdiymiş gibi hisseder; velev ki mal ve canından olacağını bilse dahi Allah diyenin yardımına koşar!

Sayın Başbakan Erdoğan! Kur’an’a iman etmiş bir Müslüman’a batıllık yaraşmaz. Hidayet verici ve doğru yola ulaştırıcı Kur’an gibi emsalsiz bir rehber varken, herkes gibi kendinin de ne oluğunu bilmediği demokrasi adına çözüm paketleri hazırlayarak milletinize aydınlık yarınlar vaatlerinde bulunarak umut vermeniz, sizi hem Allah nezdinde hem de millet nezdinde er-geç hüsrana sürükleyecektir. Allah’ın hükümlerine göre değil de nefislerin arzu ve isteklerine binaen hazırladığınız demokratikleşme paketlerinin batıllığı konusunda itiraz etmeyeceğiniz kuvvetle muhtemeldir. Mutlak İrade’siyle kâinata hükmeden Allah’a rağmen batıl paketlerinizle başarıya ulaşabilmeniz imkânsıdır. Belki farkında değilsiniz ama nefisleri kışkırtarak daha da azdırmakta, bitmek tükenmek bilmeyen arzuları kamçılamaktasınız. Paketin içeriği değil hak mı batıl mı olduğuna bakarak yargıya giderim. Azılı İslam ve insanlık düşmanı PKK’ya hoş görünmek maksadıyla hazırlandığı iddia edilen söz konusu paketin batıl olup olmadığı önemlidir. Batılı rehber edinmiş olan muhalefet partilerin eleştirileri, benim için kulakların kapatılmasını zaruri kılan ulumalardır. Ancak azılı kâfir Öcalan’a düşünülebilecek bir af ve sırf anadilde eğitim uğruna binlerce insanı katleden şeytan tomurcuğu PKK’nın istekleri karşılanması durumunda, gerek malımla gerekse canımla savaşabilmek için cephede ilk yer alacak biriyim. Evet, lisanları Allah yarattı ve hiçbir rejim dilleri yasaklayamaz ve Kur’an’da da böyle bir hüküm yoktur. Lakin dil için adam öldüremez ve katliamlara girişemezsin. Atatürk, harf inkılâbıyla dilimizi değiştirdi diye tek bir Müslüman isyana ve katliama kalkış mıydı? PKK, bir şeytandır ve isteklerini karşılamaya kalkışırsan hem Allah’ını hem de milletini yitireceksin. Seni Kur’an’a uymaya davet ediyorum. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a davette bulunmuş ama nefsi ağır bastığından davetimi kabul etmeyerek ölüme yakalanıverdi. Ne kadar bocalama içindeysen de özün Müslüman olduğundan davetime sessiz kalmayacağını umuyorum. Bu daveti ne Kılıçdaroğlu’na ne Bahçeli’ye ne de Öcalan’a yaparım. Kur’an’a uy; bilmeyenlerin isteklerine uyarak hem dünyanı hem de ahiretini kaybetme. Ecelini bilmiyor ve bir dakika sonra nasıl bir akıbete uğrayacağını kestiremiyorsun. Rehber edindiğin batıllıktan kurtulabilmek için tövbe etme zamanını dahi yakalayamayabilirsin. Kökü olmayan pis bir ağaçtan farksız batıllıkla hedeflerine ulaşamazsın. Allah’a dayan güven, vekil ve destek olarak Allah sana yeter! Eğer yapamıyorsan imanını yitirmiş demeksin!

 “Allah'tan, geri çevrilmesi imkânsız bir gün gelmezden önce, Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer bulamazsınız, itiraz da edemezsiniz.” Şura 47

 “Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” A’raf 3


“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” En’am 153

Hiç yorum yok: