17 Ekim 2013 Perşembe

Peygamber düşmanı inkârcıların maskeleri…

Birinci Dünya Savaşı sırasında büründüğü takva ile milletimize ve İslam âlemine unutulmaz darbe indiren İngiliz Casusu bir Lawrence vardı. Sanırım çoğunuz biliyordur. İşte o Lawrence, çeşitli dönemlerde İslam ülkelerinde ortaya çıkmayı sürdürmüş, bugünde Türkiye’de Kılıçdaroğlu ve Öcalan kimliğiyle dirilmiştir. Biri peygamber soyundan gelen bir Seyid olduğunu ileri sürmekte; diğeri de Hz. Muhammed (s.a.v)’in Medine Şûra çalışmalarının örnek alarak İslami bir kongre düzenlenmesi çağrısında bulunmak suretiyle şeriatsı adalete sığınmaktadır.

Oysa her ikisi de Hz. Muhammed (s.a.v)’in Allah’ın Resulü olduğunu reddetmekte, ilkel ve geri kalmış Arap kabilelerin ortaya çıkardıkları bir din kurucusu olduğu düşünceleriyle vahyin yani Kur’an’ı Kerim’in Allah sözleri değil, Hz. Muhammed (s.a.v)’in gerek Türk gerekse Kürtlerin rehbersel peygamberleri olmadığını gizli ya da aşikâr savunmaktadırlar.
   
Ancak politika yaptıkları ülke insanlarının Allah, Hz. Muhammed (s.a.v) ve Kur’an’a iman etmiş Müslüman oluşları, mecburen İslam maskesi takmalarını zaruri kılmaktadır.  
Öncelikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun peygamber soyundan geldiğini ancak bunu siyasette kullanmadıklarını belirtmesi; ya siyasetin çok kötü, iğrenç, aldatma, şeytani ve pislik olduğu için kullanarak kirletmek istememesinden yahut Peygamber Efendimizin soyundan gelen Ebu Leheb, Ebu Cehil ve Ebu Süfyan gibi müşriklerden olup Allah ve Resulünün hükümlerine başkaldırmasındandır. Dolayısıyla Hz. Muhammed (s.a.v)’nin soyundan geldiğini iddia eden bir kişinin iman etmemiş olması, o kişiye hiçbir ayrıcalık ve üstünlük sağlamayacağı tartışılmazdır.
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun bağlı bulunduğu Kureyşan aşiretinin Peygamberimizin aşireti olan Kureyş ile hiçbir ilişiği bulunmamakta; özleri vahyi inkâr, İslam’a ihanet olan ve Alevi-Kürtlerden oluşan bu aşiret, Selçuklu devrinde seyit olarak şecerelerinin onaylanıp Osmanlı’nın ilk dönemlerinde kabul görmeleri akabinde İslam düşmanı olduklarının anlaşılması üzerine cezalara duçar kalarak dışlanmışlardır. Zaten manipüle maksatlı kullandıkları kureyşan namı ve kurucusu azılı kâfir kureyş dede adlı Rıza, peygamber soyundan gelen seyit olarak hürmet görebilmek için İslam âleminde kendilerini meşrulaştırabilmek gayesiyle şeytani bir hileye başvurmuştur. Dolayısıyla Kureyşan aşireti sadece Allah’a, Resulüne ve İslam’a ihanet etmekle kalmamış, bugüne kadar bağlı bulundukları devlet ve iktidarlara da ihanette sınır tanımamışlar, fitne ve isyanda yarışmışlar, alttan alta İslam’a saldırmışlar, Müslümanları hasım görmüşler, aynı hainsel saldırganlıkla misyonlarını sürdürmektedirler.
Lawrence nasıl İslam maskesiyle Müslümanları birbirine kıydırtıp topraklarımızı yitirtmişse; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da peygamber soyundan gelen seyit maskesiyle Müslümanların oyunu devşirebilme peşindedir.
Gelelim azılı kâfir Abdullah Öcalan denen zalimin kurnazlığına:
PKK ve BDP lideri Öcalan, gerek ‘Din sorununa devrimci yaklaşım’ adlı kitabında, gerekse AİHM’de yaptığı ve kitap haline getirilen 'Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru Özgür İnsan Savunması' daki görüşleri, nasıl İslam ve Hz. Muhammed (s.a.v) ‘in hasmı olduğunu belgelemektedir.
Marksist, Zerdüşt ve sonunda Hıristiyanlığı seçtiğini açıklayarak çıkarına göre din değiştiren Öcalan, inanmadığı ve hakaretler savurup olmadık ithamlarda bulunduğu İslam, Kur’an ve Hz. Muhammed (s.a.v)’ı sömürmeye kalkışarak, “Hz. Muhammed (s.a.v)’in Medine Şûra çalışmalarının örnek alınmasını ve Diyarbakır’da Demokratik İslam Kongresi” çağrısında bulunması; İslam’dan üstün tuttuğu Hıristiyanlık ve Musevilikle ilgili görüşlerine ve İslam’ın Kürtleri ezdiği düşüncesine ne kadar zıt olduğu aşikârdır. Neden Hıristiyanlık ve Yahudilik temelli bir kongre çağrısında bulunmuyor da düşmanı olduğu İslam adaletine sözde yöneliyor?

Allah adına PKK’ya karşı savaşan El Kaide ve El Nusra gibi mücahit örgütleri İslam’a ihanet etmekle suçlayan kâfir Öcalan, mürtet ve azılı bir İslam düşmanı haçlı olduğunu kamufle edebileceğini mi sanıyor?

Allah’ı Arabistan tasarımı, Esmaül Hüsna olan 99 sıfatını Sümer Kavramlarından ileri geldiğini, cenneti ütopya, Peygamber Efendimizin Hz. Hatice ile evliliğini para için yaptığını, namazı tiyatro, Kurbanı cinayet, orucun sınırlandırılmasını, Kur’an’ı Kerimin Sümer mitolojisinin üçüncü büyük versiyonu olduğunu, İslam’ın dogmatizm ve lanetli olduğu gibi birçok sapkınlıkta bulunan Öcalan’ın İslam çatısına ihtiyaç duyması; tövbe edip İslam’a girmesinden mi yoksa Lawrence misali şeytani hileyle Müslümanları tuzağa düşürmek istemesinden midir?

Nasıl oluyor da vahşet olarak nitelendirdiği Kurban Bayramıyla ilgili bir kutlamada bulunabiliyor?

Kâfir Öcalan, öylesine sapıtmış bir iblistir ki, kendini Allah yerine koyan bir tanrıymış gibi iman etmiş Müslümanlara yeni hükümler getirebiliyor ama Hıristiyan ve Yahudilerin dinlerine herhangi bir müdahalede bulunma cesareti gösteremiyor.

İblis Öcalan diyor ki; "Arabistan'da halen 'kıble' denilen namazda yön anlayışı tanrıçaya bağlılığın bir izini teşkil etmektedir. Tam bir vahşet halini alan kurban yerine, parasıyla yoksullara ve daha hayırlı işlere fon oluşturmak yararlı olacaktır. Oruç sınırlı olarak ve nefsi terbiye amacıyla uygulanmalıdır. Velhasıl tüm ibadet uygulamaları çağın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir.”

Öcalan, Hıristiyan ve Siyonist haçlı Batıya hoş görünebilmek ve lehine karar çıkarabilmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı İslam ve Müslümanlar aleyhtarı savunmada; "Farz olan namazın aslının tiyatro olduğunu; ilk ütopya ve destanlar Sümer kaynaklı olduğunu; cennet ütopyası, Âdem ile Havva'nın yaşamı, cennetten kovulması, ilk Habil- Kabil kardeş kavgası ve Gılgameş'in yarı tanrı-insan kişilikli destanı yazılı olarak günümüze kadar ulaşmışlardır” gibi sapkın açıklamalarını tekrarlamaya devam etmeyecek, ancak sapkın örgütünde yer alarak ‘şeriat istiyorum’  diyen İslam kimlikli Altan Tan benzeri münafıkların şeriattan kastettiklerinin “Öcalan şeriatı” olduğu artık kesinleşmiştir. 


Lawrence hatta şeytana dahi şapka çıkartan işte Kılıçdaroğlu; iste Öcalan!

Hiç yorum yok: