29 Ocak 2012 Pazar

Üç yıldır iktidarlar ama…

Hala paranoyadan kurtulup ne kendilerine ne de iki kişiden birinin oyunu aldıkları millete güvenebiliyorlar.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak; "Hedef Dink'tir. Dink, yem olarak seçilmiştir ama asıl hedef AK Parti'dir" açıklaması, dolaylı olarak Ak Parti’nin sanıldığı gibi güçlü değil örümcek evinden farksız çürük bir yapı olduğu sanısı, apaçık bir intihardır.

Hrant, nasıl bir yemdir ki, dünya gündemini belirlediğini iddia eden bir iktidarı tuzağa düşürerek varlığına son verebilecek?

Eğer Dink’in cinayeti Ak Parti gibi bir iktidarı sarsabiliyor ise, zaten Ak Parti’nin sağlam bir zeminde inşa edilmiş ve halkın seçtiği bir iktidar değil, bir cinayetle birlikte her an yıkılabilecek Batı güdümlü bir kukla olduğunu ortaya koyuyor ki; Hüseyin Çelik gibi bir aczin Genel Başkan Yardımcılığına değil, Genel Merkez Binasına kapıcı dahi yapılamayacağı anlaşılmaktadır.

Bindiği dalı kesebilecek kadar kendini Batı’ya karşı sorumlu hissedip bir er psikolojisiyle hareket eden Çelik, halkın verdiği desteği zerre kadar umursamayıp güvenmemekte, iktidara gelebilmek için bir safha olarak kullandıktan sonra varlığını sürdürebilmek için tamamen Batı odaklı bir taşeron olduğunu itiraf etmektedir.

Batı’ya hizmeti şiar edinmiş Çelik, ifadesin de; “Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi, Rahip Santoro cinayeti” gibi Hıristiyan hassasiyetlerini vurguladığı olayları öne çıkararak Ak Parti’ye düzenlenmiş bir komplo savında bulunması, halkına ve verilen oylara bir ihanettir.
Oysa sokakta yaşayan bir kimsenin hayatı bile o iktidar için önem taşımalı, bir kişiye yapılan haksızlığın tüm topluma yapılmış bir tehdit olduğu şuuruyla bütünleşmemiş Çelik gibiler, insanlığın yüzkarasıdırlar.

Neden işlenen diğer haksızlık ve cinayetlerin hedefi Ak Parti olmuyor da, sadece Hrant Dink, Malatya Zirve Yayının da öldürülen Hıristiyanlar ve papaz Santaro’nun cinayeti olabiliyor? Her gün onlarca öldürülen vatandaşımız insan değil mi? Onların Ak Parti ve Batı nezdinde değerleri yok mu? Değere layık görülebilmek için Hıristiyan mı olmaları gerekiyor?

Sözlerimi uzatmayacak; eğer Hüseyin Çelik, böylesi ihanetsi bir ayırımcılıktan dolayı hala Genel Başkan Yardımcılığı gibi üst düzey bir görevi sürdürmeye devam edebiliyorsa, demek ki Başbakan Erdoğan başta olmak üzere tüm Ak Partililer aynı düşüncedeler…

“Devlette olduğu gibi insanda da en kotu hastalık, kafadan başlayandır.” Pliny

Hiç yorum yok: