23 Ocak 2012 Pazartesi

Ben de iddia edilen o örgütün üyesiyim…

Yasa yapıcı TBMM, tamamen Batı hegemonyası altında aldığı kararlarla millette ne din ne de aidiyet bırakmıştır. Bu sebeple TBMM, milletin değerlerini silip süpürmüştür.

Milletinin değil Batı’nın değerlerini baz alarak çıkardığı kanunlarla işgalci buyurganlardan farksız bir konumda bulunan TBMM, uğruna can veren ecdadın dini ve milli değerlerini öylesine bertaraf etti ki; Allah’a, Peygambere, milletin yüce dini İslam’a ve şerefle taşıdığı Türk kimliğine saldırı ve hakaretleri düşünce ve ifade özgürlüğüyle bağdaştırarak yaptırımlardan kaçınmış, dolayısıyla tartışılmaz değerler milletin evlatlarınca savunulur hale gelmiştir.

İnsanı insan yapan ruhu ve değerlerinin gücüdür. Makineler misali kodlayıp programlayamazsınız.

CHP’nin eski Genel Sekreteri ve vazgeçilemeyen gölge lideri Önder Sav adlı kâfir, yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e hakaret yapmasından ötürü vatandaşların şikâyeti üzerine aleyhine açılan davada, Yargıtay’ın 1992 yılında aldığı, “Allah’a küfretmek suç değil” kararını delil göstererek, “Allah’a küfretmek suç değil de Peygambere sövmek mi suç olacak” savunmasıyla, millet değerlerinin devlet teşvikiyle nasıl aşağılandığını ortaya koymuştur.

Oysa Atatürk’e, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, hatta sokaktaki birine dahi hakaret etmek suç ama Allah’a, Peygambere ve dine hakaret suç değil!’

Eğer Önder Sav, tıpkı Hrant Dink misali hak ettiği cezaya çarpılmaz ise, şüphe olmasın ki milletin Müslüman bir evladı kendisini mutlaka cezalandıracaktır. Belki Allah karşıtı laik rejimce beraat ettirilebilir ama Allah katında bir cihad ve mükâfatı sonsuzdur. Ayrıca her ne kadar CHP varlık amacının Allah, Peygamber ve İslam düşmanlığı aşikâr ise de, yine de Müslümanlarca desteklenebilmesi lanetin ta kendisidir.

Atalarının yolunu izlemiş olan azılı Müslüman Türk hasmı Hrant Dink’in; “’Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarda mevcuttur“ sözlerinin bağışlanabilmesi yahut fikir hürriyetiyle bağdaştırılabilmesi nasıl mümkün olabilir? İfade etmiş olduğu Türk kanı da, Müslüman Türk kanıdır. Yani şehit kanıdır! Hatırlayacağınız üzere 1915’teki Ermeni eşkıyalar, sadece Müslüman olan Türk ve Kürtleri katlediyor, Müslüman olmayanlara dokunmuyorlardı.

Hrant Dink’e destek çıkan yığınların bir kısmı Türk ya da Kürt olabilir ama asla vahye iman etmiş Müslüman ve hain Ermenilerden vatan topraklarını kurtaran ecdadımızın torunları değillerdir. Zaten kalabalığıyla övünülen sürü incelendiğinde; BDP’nin terörist vekilleri, pkk’lılar, sol terör örgütleri, CHP’liler, Ermeniler ve nerede bir İslam düşmanı var ise oradaydı. Yoksa kanının pis olduğunu ve ancak Ermenistan’la bütünleşildiğinde temizleneceği gibi bir aşağılamaya muhatap herhangi bir Müslüman Türk ya da Kürt’ün, düşman saflarında yer alabilmesi imkânsızdır. Dolayısıyla sokaklara dökülenlerin neredeyse tamamı haindirler. Ancak o Türk ve Kürtlerin ya Batı’dan damızlık olarak getirtilen haçlıların fışkırttığı ürünler ya da Ermenilerce tecavüz uğrayan kadınların doğurdukları döllerdir.

19. yüzyılda yaşamış evrimci C. Darwin; “Düşünün ki, birkaç yüz yıl önce Avrupa Türkler tarafından işgal edilmişti. Dünyanın çokta uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağılayıcı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini görüyorum” öngörüsünün nasıl gerçekleştiği ortadadır. Avrupalılar değil, bilakis Müslüman Türkler kendilerini elimine etmişlerdir.

Yahudilerin ünlü din adamı Haham Sofer de; “Müslüman Türkler ve bizim coğrafyamızda yaşayıp da onlara benzeyenler, tabiatı çok daha düşük sesli bazı hayvanların tabiatına benzer, bunlar insan seviyesinde değildirler. Seviyeleri bir insan ile bir maymunun seviyeleri arasında bir yerdedir. Çünkü görünüşleri maymundan daha çok insana benzemektedir.”

İngiltere’nin başbakanlarından Gladstone; “Türkler, insanlığın insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu da yok etmeliyiz.”

Şükürler olsun ki, Müslüman milletimiz; özündeki imanından dolayı bugüne kadar hiçbir topluma ırkçılık gütmemiş, kan akıtmamış ve sadece haksızlıklara karşı mücadele etmiş bir millettir. Ancak CHP Diktatörlüğünün milleti inancından koparıp ırkçılıkla yoğurma baskısı aleyhimize bir delil olmuştur.

İşte adı Türk olup da Batı ile aynı düşünceyi paylaşan bir parlamento ve devlet!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2010 yılında Türkiye’nin Hrant Dink’i koruyamadığına dair karar vermiş ve mahkemenin, Türk resmi makamlarının da Dink’in öldürülme soruşturması sürecinde eleştirmişti. Acaba aynı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Avrupa ülkelerinde yaşayıp ırkçılar tarafından çocuklar dâhil diri diri yakılırken, başları kesilirken, hunharca katledilirken, dövülerek öldürülürken ve malları yağmalanırken Türkleri koruyabilmişler mi? Katliamların vuku bulduğu herhangi bir Avrupa ülkesi aleyhine karar almış mı? Mal ve can güvenlikleri sağlayabilmiş mi? Resmi makamları eleştirmiş mi? Türklerin yaşam haklarını savunmuş mu? Yardım ve yataklık yapan ülke istihbarat birimleri aleyhine dava açmış mı? Hangi yaptırımları uygulamış?

Neden? Çünkü onlara göre Müslüman Türkler, insanlığın insan olmayan numuneleridir…

Daha dün, Danimarka’da ırkçı bir grubun saldırısına uğrayan Türk gencinin beyzbol sopalarıyla dövülerek öldürülmesini gündemine almış mı? Damimarka devletinden hesap sormuş mu? Müslüman Türk milletine tarihinin en korkunç hakaretini yapan Hrant Dink’i öldürenler 30 saat içinde devletimiz tarafından yakalanıp, Hrant Dink’i Müslüman Türk milletine sövdüğü için kahramanlığa yücelterek neredeyse Batı’yı memnun edebilmek için harakiri yapmayı dahi göze alabilen devlet, vicdanını ve adalet duygusunu bitiren esaretiyle Hıristiyan ırkçılar tarafından öldürülen yüzlerce Müslüman Türk’ün katilleri için hiçbir baskıda bulunamıyor ve milletinin hakkını arayamıyor. Danimarka’da öldürülen gencimiz için aradan günler geçmesine rağmen cani on kişiden biri bile yakalanamıyor ve Kopenhag polisi, hala olayı aydınlatmak için çalıştıklarını söylüyor ama hiçbir Batı ülkesinden tek bir ses çıkmıyor.

Eee, nasıl olsa öldürülen Müslüman Türkler; aşağılayıcı ırka mensup teröristlerdir…

Türkiye’de ise Hrant Dink için yer yerinden oynuyor, hükümet başta olmak üzere medya ve zihinleri iğfal edilmiş yığınlar, Hrant Dink’in ne yaptığına değil yakaladıkları kahraman eylemcilerle de yetinmeyip, doğrudan onuru aşağılanmış Müslüman milleti ve resmi yetkilileri mahkûm etmeye kalkışıyorlar.

Ermeni Diasporası, Avrupa ve Türkiye’deki uzantılarının kurdukları tuzağa düşen hükümet ve muhakemeden yoksun halkımız, Ermeni Soykırım iddiasını perçinleştirebilmek için öyle propaganda yapıp milleti ve devleti suçlu göstermeye çalışıyorlar ki, maalesef milliyetçi ve muhafazakâr medya denen münafıklarda alet olup, düşmanları güçlendiriyorlar.

Neymiş efendim? Bu eylem iki kişinin yapabileceği bir organize olmayıp, mutlaka arkalarında Ergenekon, Balyoz ve Kafes terör örgütlerinin bulunabileceği ihtimalidir. Hrant Dink’in sindirilemez hakaretine sadece onlar değil, inanıyorum ki milyonlar tepki göstermiş ve Hrant Dink’i öldürmek istemişlerdir. Belki o örgütlerce de planlamış olabilir ama Ogün Samast’ın Cuma namazını kıldıktan sonra abdestiyle Hrant Dink’i öldürmesi, Allah’ın kendisine lütfettiği bir gazaydı.

Güya Ergenekon ve diğerlerini suçlatabilmek için düştükleri tuzağın farkında olmayan gafiller, Müslüman bir Türk’ü güçsüz gösterebilmek için ellerinden geleni ardına koymakta ve kendi kafalarına çakmaktadırlar. İşaret ettikleri ve kodamanların yönettikleri örgütler, aleni bir planın içinde asla yer almaz, polis ve kameraların cirit attığı bir merkezde kendilerini deşifre edecek bir suikastın içinde bulunmaya korkarlar. Bu, ancak inancında samimi bir vatan evladının yapabileceği eylemdir.

Eğer bir örgüt aranıyorsa, hakaret uğrayan Müslüman Türk milletinin tamamıdır. Dolayısıyla ben de o örgütün üyesi olmayı şeref addederim.

Devletin Batılılaşması ve TBMM’nin Avrupa köleliğini legalleştirebilmek için çıkardığı uyum yasalarına kimse güvenmesin! Batı’dan aldığı talimatla her an çıkardığı yasaları ertesi gün değiştiren ya da "eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz“ gibi maddelerle etkisizleştiren TBMM, güvenilmez bir kurumdur. Açıkça Müslüman Türk milletine meydan okuyarak ecdadımızı soykırım yapmakla aşağılayan Orhan Pamuk karşısında hiçbir şey yapamayan, suçlu çıkmaması adına Batı’nın direktifiyle 301. maddeyi yumuşatan iktidar, Fransa’ya mı kafa tutacak? Zaten alışılagelen şovlarla yenilgilerimizin üstünü örtüp daha da derinlere gömülmüyor muyuz? Esaretimizin şovlar kamufle edildiğini hala göremiyor musunuz?

Hiç kimse ama hiç kimse bu milletin dinine ve tâbiiyetine saldıramaz, saldıran kim olursa başının ezilmesi vahyi ve İstiklali bir görevdir. Bu Müslüman milletin ecdadı nasıl canlarını vermişler ise, bilsinler ki varisleri de değerleri uğruna öldürmekten, öldürülmekten ya da hapse atılmaktan asla kaçınmazlar.

Herkes haddini bilmeli ve sınırları aşmamalıdır!

Bedel ödemekten korkan devletin boşluğu, hamdolsun ki Müslüman milletin sadık kahramanlarınca doldurulmaktadır. Milletin Müslüman evlatları olmasaydı, ortada ne devlet ne de millet kalırdı…

Hrant Dink’e sahip çıkılıp da Ogün Samast ve Yasin Hayal’i savunmaktan çekinilmesi, Müslüman milletimizin düştüğü duruma açık bir kanıttır. Avrupa ülkelerinde ırkçılar tarafından katledilen vatandaşlarının hesabını soramayanların sözde adalet yaygarasıyla içeride kükremeleri, acizliğin, riyakârlığın ve millet düşmanlığını ta kendisidir. Yahudilerce katledilen 9 Müslüman vatandaşımız için bile Hrant Dink kadar tepki duyulmamıştır. Aksine kusurlu olduklarını söyleyerek İsrail yanlılığı yapanlarda olmuştur. Bakınız bir cemaatin ünlü lideri…

Herkes bilmelidir ki, ne devlet ne hükümet ne de parlamento Müslüman Türk milletini temsil etmektedir…

Hiç yorum yok: