28 Temmuz 2010 Çarşamba

MHP’yi desteklemek Allah’a küfürdür…

İnsanlık tarihi; Peygamber ve şeytanın hayır ve şer önderliklerini rehber edinmiş, en zaliminden en merhametlisine kadar düzen içinde yer almış iyi ve kötülere şahit olmuştur. Canilikte ve merhamette sınır tanımayan insanların zaman içinde varoluşu devam etmiş ve birbirlerini yok eden oluşumlarla denge sağlanmıştır.

Yol gösterici semavi dinlerin ya kökten ya da yorumlarla tahrip edilip ikileme düşülmesiyle seküler düşünce ivme kazanmış, böylece iyice bozulan insanoğlu kaçınılmaz laneti de davet ederek, kötüye karşı kendilerini adayabilecek bir inanç taşımamalarından dengeler altüst olmuştur. Dünya, geçmişte iktidarı ele geçirmiş canavarları yermiş ama günümüzde çıkar gerekçeleriyle tahtlara oturtarak ardına düşebilmiştir.

Benliğini, ideolojik hırs ve ihtirasını dizginleyemeyerek çılgın bir karmaşa içinde bulunan insan görüntüsündeki canavarların kin ve nefretleri toplumları tehdit etmekte, kimileri iktidar gücünü ele geçirmeleri akabinde biriktirdikleri öfkeyi lâvsı bir ateşle canlıları yerle bir edecek bekleyişini sürdürmektedirler.

Küresel bir tablo çizip sözü uzatmayarak tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da asıl tehlike üzerinde duracak ve halkımız aleyhine fevkalade belâ olan ‘ırkçı zehri’ vurgulayacağım. Aslında Allah’ın Hz. Adem’i yarattığı anda şeytanın “onu topraktan beni ateşten yarattın, dolayısıyla ben daha üstünüm” benliği, ırki ya da milliyetçi radikal ayırımcılığın ne denli bir asilik ve lanet olduğunu ortaya koyan bir başlangıçtır.

Müslüman-Türk manipülasyonu yahut Türk-İslam senteziyle inananların zihinlerini ve duygularını iğfal eden “bozkurt” mitolojisini İslam’la harmanlayarak ırkçı Türk totemini sembolleştirip; ata, rehber ve kurtarıcı olarak “kurt”’a bilinçli veya bilinçsizce tapınan mhp ve o düşüncede olanlar üzerinde duracağım. Kimi Türkçüler kurt’un bir totem değil kutsal bir sembol olduğu itirazında bulunsalar da temel amaç aynıdır.

İslam öncesi vahşi ve barbar olan Türkler, İslam’la tanışmalarının akabinde insanlığı ve adaleti ilke edinmelerinden Hakk’tan ve erdemlikten asla taviz vermemişler, cihan hâkimiyeti anlayışını vahyi rehber edinerek, her gittikleri yerde huzur, güven, barış, hak ve adaleti tesis etmişlerdir. Yeryüzüne Allah’ın hak ve tek dini İslam’ı yayıp siyaset, yargı ve davranışlarıyla örnek olan Türkler, devrimden itibaren her ne kadar laik ve bozkurt fenomenlerle devşirilmeye çalışılsa da dünya nezdinde İslamsız düşünülmemiştir. Dolayısıyla Türklerin ülküsü maddi bir bozkurt mitolojisi veya Atatürkçülük değil ruhi bir İslam’dır.

Ne var ki İslam öncesi atalarını kılavuz edinen Devlet Bahçeli ve yönetim kadrosu; insanlıktan, vicdandan, merhametten ve dinden nasiplenmemiş bir faşistlikle öyle bir canavarlaşmakta ve totemleri kurt misali saldırmaktadırlar ki, ele geçirecekleri bir iktidarla neler yapabileceklerinin ipucunu muhalefetteyken sergileyebilmektedirler.

Siyaset ve hayat felsefeleri ve bu felsefenin yön verdiği yaşantıları totemleri kurtla ilgili olmuş, tıpkı Darwin’in maymundan türeme teorisinin kurt versiyonuna inanarak kurttan türediklerini; atalarının, rehberlerinin ve kurtarıcılarının da kurt olduğuna iman etmişlerdir. Türklerin İslam’la şereflendirilme sonrasını ve yol göstericinin vahiy olduğunu kaynak almamış, kurt’un sözde Türklerin atası olan delikanlıyı hem iki defa ölümden kurtarması hem de soyunun devam etmesini sağlayan mitolojik destan ve efsaneleri kutsal ilan ederek, bozkurt’un oynadığı merkezi rolle Türk soyunun imhadan kurtaran ve devamını sağlayanın kurt olduğu ütopyasını düşünce ve kalplerine perçinleştirmişlerdir.

İşte bu yüzden kurt’u motifleştirmiş ve vazgeçilmez bir simgeye dönüştürmüşlerdir. Kurt gibi olmasa da hakka, adalete, barışa, uzlaşmaya ve sevgiye karşı sürekli ulumuşlardır…

Maymundan türemeyi bilim adına bir gurur, ayrıcalık ve üstünlük sayan evrimci laikler gibi Türkçüler de bozkurt’tan türemiş olmanın inancıyla büyük bir gurur duymuş, kendilerini emniyette ve geleceğe güvenle bakmanın mutlak gücü telakki etmişlerdir.

Evrimci çakma maymunlarla çakma kurtçuların birbirlerinden farkı; sadece soylandıkları hayvan türleridir…

Evrimci kurt ideolojisindeki mhp gibi ırkçı kutsalları ne kadar tanıyor ve vahye iman etmiş Müslümanlar sanıyorsunuz?

İnançlarına göre; baba olarak görülen bozkurt, çok defa Türk neslinin yok olacağı zaman ortaya çıkmakta ve Türk neslinin devam etmesini sağlamaktaymış. Böylece Türklerin soyunu kutsallaştırmakta, dolayısıyla Türklerden başka hiçbir ırka yaşam hakkı tanımak istemeyerek köleleştirmektedirler. Güya Türklerin müşkül zamanlarında millet hayatında büyük tesiri olacak geniş şümullü hareketlere girişecekleri zamanlarda bozkurt onlara yol göstermekte ve eşi bulunmaz şekilde rehberlik yapmaktaymış. Ergenekon Destanı’nda ve Kut dağı efsanesinde bozkurt millî bir kılavuz rolünü oynamaktaymış. Türk’ün başı çok sıkıştığı zaman bozkurt’un meydana çıkarak onu kurtarması, evladı üzerine eğilen bir ananın veya babanın şefkat duygusunu hatırlatacak derecede derin bir mana taşıması, nasıl bir aklın doğrusu olabilir? Sanki bozkurt, tanrıymışçasına manevî bir âlemden Türk milletinin akıp giden hayatını devamlı takip etmekte ve onların başının sıkıştığı, çaresiz kaldıkları zaman ortaya çıkıp yol göstermekteymiş. Diğerleri gibi tamamen hayal ürünü ve şeytani olan Türk mitolojisine baktığımızda bozkurt’un Ergenekon, Kut Dağı ve Oğuz Kağan destanlarında yol gösterme fonksiyonuna inanabilen mhp gibi sapkın bir düşüncenin Müslüman halkımıza iktidar olabilmesi, şüphesiz cehennemin ta kendisidir.

Kurtarıcı ve musibetleri defedici yaratıcı Allah olduğu tartışılmaz bir gerçek olarak ortadayken; Türklüğün başı darda kaldığı, neslinin yok edilmeye çalışıldığı zaman, onu akılsız bir hayvan olan bozkurt’un kurtarabilmesi nasıl bir sapıklığın umududur?

Bozkurt mitolojisi doktriniyle ideolojileşmiş mhp’nin Türkeş’in ölümünden sonra iyice özüne, İslam öncesine dönerek atası kurt’un vahşiliğine özenip Moğollar misali canavar duygular beslemesi, halkımız bütünlüğüne fevkalade vahim bir tehlike olmuştur.

Devlet Bahçeli; rehber edindiği atası kurt ve Cengiz Han gibi insan katili merhametsiz insanlık canavarların yolunu izlemektedir. Cengiz Han’ın taş üstünde taş bırakmayarak, çocuk-kadın, hasta-yaşlı, kedi-köpek demeden tek canlı bırakmaksızın katletmesi misali Türkiye Halkı’nın farklı etnik ve inançta olanları yok edebilmek için fırsat kolladığı tartışılmazdır.

13. yüzyıl Avrupalılarına göre Cengiz Han ve ordularının cehennemden geldiğine inanılırdı. Avrupalılar gibi Müslümanları, Rusları ve Çinlileri öyle katletmiş ve kadınlara tecavüz etmişler ki, günümüz dünyasının neredeyse yüzde 10’u Moğol soyundan gelmekte, dolayısıyla merhametten ve insanlıktan yoksun canavarların türemesi, Moğol soyundan gelmelerinin doğal bir genetiğidir. Irki üstünlük güden dünya faşistleri gibi Türkiye’deki gerek Devlet Bahçeli gerek Abdullah Öcalan gibi ırkçılar, Moğol döllerinin ürünleridir.

Hem MHP hem de bdp, insanım ya da Müslüman’ım diyebilen hiç kimsenin yer alamayacağı şeytansı örgütlerdir…

Irkını yahut milletlerini yüceltip insanlığa, hak ve adalete hasım yaratıkların fiziki şeytanlar olduğu gerçeği, hiçbir maskeyle saklanamaz. Irkçı Türk ve Kürt doktrinlerine gösterilen ilgi, insanlığa ve yaratıcı Allah’a apaçık bir başkaldırıdır.

Yaratıcı Allah’a ve insan haklarına inanan herkes bilmelidir ki, ne Devlet Bahçeli gibi Türkler, Müslüman ve merhametli bir Kürdün ayak tozu olabilir; ne de Abdullah Öcalan gibi Kürtler, Müslüman ve merhametli bir Türk’ün ayak tozu olabilirler…

Yaratıcı Allah, yarattığı canlılara karşı merhametli ve sevgi dolu iken; onlar kim oluyor ki milliyetçilik adına insanları sınıflandırarak ahkâm kesebiliyorlar? Yoksa kendileri ya da ilahlaştırdıkları önderleri veya hayvanlar mı ırkları ya da milletleri yaratıyorlar? Yaratıcı Allah dileseydi bütün insanları tek bir millet yahut ırktan yaratmaz mıydı? Öyleyse neyin üstünlüğünü, alçaklığını veya egemenliğini tartışarak hükmetmeye kalkışıyorlar?

“Rabbin dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı. (Fakat) onlar ihtilafa düşmeye devam edecekler.” Hûd.118

Mhp ve bdp’ye gönül vermiş Türk ve Kürtlere söyleyeceğim o dur ki: Sahip olduğunuz ırkı yaratan, ana ve babanızı seçen ve o zümreye ilhakınızı sağlayan Allah’tır. Hilkatteki eşlerinizden üstünlüğünüz, ancak Yaratıcınıza takva ve erdemliğinizle sınıflandırılabilir. Birçoğunuz insanlığı ve dininiz İslam’ı savunan Müslümanlarsınız. Ancak benliğinizi etkileyen şeytanların aldatmalarına kanarak, hem insanlığa hem dininize hem de yaratıcınız Allah’a isyan eden maskeli şeytanların adımlarını takip ettiğinizin farkında değilsiniz. Allah’a savaş açmış ırkçı Bahçeli ve Öcalan gibi barbarlara kulluk etmeyiniz. Onlar, yeryüzünün en korkunç canisi Moğolların döllerini taşımaktadırlar. Unutmayınız ki ırkınız veya milletiniz değil insanlığınız, adaletiniz ve dininiz değere tabi tutulacaktır. Birbirimizi kardeş kılan ve merhamet peyda eden ırki bağlılık değil dininiz ve yüreklerinizdeki sevgi ve merhamettir. Sizler mhp veya bdp üyesi ya da destekçisi olduğunuz müddetçe asilikle yaftalanacak, tıpkı şeytan misali lanetleneceksiniz. Gelin hem ülkemizi bölünmekten hem asilerin taşeron köleleri olmaktan hem de vicdansızlık ve adaletsizlikten kurtaracak Allah’a, sevgiye ve barışa yönelin. Hayvanları ata edinenlerin peşine düşmekle insanlık gibi yüce bir yaratılmışlıktan çıkıp hayvanlığı kabul etmeniz ne korkunç bir alçalma olduğunu idrak ediniz. Eğer yaratıcı Allah ise; lisan, renk ve millet açısından kimsenin diğerine bir üstünlüğü mevzubahis değildir. Öyle olsaydı cennette yaşayan şeytan ebediyete kadar lanetlenmez, cennetten kovulup cehenneme kovulmazdı.

“Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah’a asi oldu.” Meryem. 44

“O’nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır.” Rum. 22

“Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.” Rum. 9

“Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki, sizin (Allah’a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.”
Rum. 40

Hiç yorum yok: