6 Ağustos 2016 Cumartesi

Ey Recep Tayyip Erdoğan!

Hak gelip batıl zail olmuşsa da ALLAH’ın kıyamete kadar şeytana mühlet vermesiyle kötü olan fikir ve davranışlar devam etmekte; dolayısıyla haktan değil de batıldan medet umanlar sapkınlıkta sınır tanımamaktadırlar.

Ölmekten, öldürülmekten ve binlerce çeşit musibetten kaçıp kurtulabilmek için batıla sarılarak yol edinenlerin en korkunç yanlışları nedir bilir misiniz; korkup kaçtıkları şeyleri batılın değil hakkın yaratmış olmasıdır. Dolayısıyla ateistçe düşünce içinde olan sözde Müslümanlar, iman ettikleri ALLAH’ı tanımamış olmalarının cehaletini hatta şüphe ve tereddüdünü yaşamaktadırlar.

Yaratıcı ALLAH’ın mutlak kudreti ve hâkimiyeti karşısında iman etmiş bir müminin takiyeye hiç mi hiç ihtiyacı yoktur.  Çünkü kullarına şah damarından daha yakın olduğunu buyuran ALLAH, her şeyi gören, gözeten, olduran, koruyan, yönlendiren ve mutlak galebe çalandır. Ancak ölmemek maksadıyla nasıl cüz’i miktarda yenebilmesi için domuz etine ruhsat verilmiş ise, darba yani işkenceye maruz kalıp öldürülmemek amacıyla inkâra veya yalana da ruhsat verilmiştir. Lakin o ruhsat kullanılmayıp şehadet dilenilirse, şüphesiz kıymet ve mükâfatı sonsuz ve tarifsizdir.

Din dışı seküler-laik ve demokratik ilkelere göre politika yaparak Türkiye’yi yönetmeniz batıl çarkta öyle tükenmenize neden olmuş ki, batılı hak, hakkı batıl yapabilme liyakatini elde ederek Müslümanlar üzerindeki nüfuzunuzu batıl lehine kullandınız.

Düşünce ve davranışlarınızla öyle bir dönüm noktasına geldiniz ki, geçmişteki Tayyip ile günümüz Tayyip tanınmaz hale gelmiştir. İmajı hak ama siyaseti batıl olan Tayyip’in ardına takılmak, Kur’an’daki buyruklara göre küfürdür!
Yüzyılın münafığı Gülen ve diğer münafık âlimlerin söylemiyle “Kur’an Müslümanlığı bir sapkınlıktır” ilkesiyle hareket edilecek olursa, rehber Kur’an değil de siz ve demokrasi midir ki, Kur’an’ı terk eden yığınlar ardınıza ve demokrasinin peşine düşebilmektedir? Hatta öyle haddi aştılar ki, “demokrasi şehidi” gibi sapık bir kavramı dahi üretmelerinde rehber olabildiniz. Peki, Kur’an başta olmak üzere İslami hangi literatürde “demokrasi şehidi” vardır? İşte hakkın batıla çevrilmesine tartışmasız kanıt!

Nasıl bir menfaat veya vaat söz konudur ki, etrafınızdaki hiç kimse Kur’an yolundan çıktığınız ile ilgili bir uyarıda bulunmaya cüret edememektedir? Yoksa etrafınızdakiler Kur’an’ı ışık edinmiş Müslümanlar değil mi?

Güttüğünüz seküler-laik düzen ve demokrasi adına Kur’an’da tek bir bahis mevcut mudur; İslam’ın siyasetten ayrı bir kutsallık içerdiği buyrulmakta mıdır; İslam’ın değil demokrasinin üstün olduğuna yer verilmekte midir; İslami kurallar geçersiz kılınmakta mıdır; ALLAH’ın hükümlerine değil laisizm ve demokrasiye mi itaat emredilmektedir; anayasa yapıcı ALLAH mı, yoksa beşer midir; İslami düzenin değil seküler-laik düzenin hak ve adalet getireceği vurgulanmakta mıdır; dolayısıyla siyasetinizin İslam’daki yeri nedir;  hak mı, yoksa batıl mıdır?

Eğer siz hak yolda iseniz; ALLAH’ın indirdiği Kur’an batıl mıdır?

Asıl batıl odur ki, ümmi bir peygamber olan Allah Resul’üne ithaf ettikleri hurafeden öte hiçbir kanıtı ve değeri olmayan söz ve davranışlarla Kur’an dışına çıkanlardır. Oysa Allah Resul’ü, peygamberlik gereği asla Kur’an hükümlerinin dışına çıkmamış; tastamam uymuş; eğip bükmek suretiyle ne ilavede ne de herhangi bir eksiltmede bulunmuştur. Dolayısıyla Kur’an’a muvafık olmayıp hadis adı altında bağlayıcı bir İslam hükmü olarak isnat edilen söz ve davranışların tamamı yalandır; iftiradır ve uydurmadır.

Ayrıca, Allah adına kesilmeyen bir hayvanın etini yemek dahi büyük bir günah ve haramken; Türkiye’de hiçbir şey Allah adına yapılamamakta ve yapılması serbest bırakılan yapı ve dini vecibelere de evrensel insan hakları gerekçesiyle izin verilmektedir. Dolayısıyla izin verilen dini yapı ve vecibeler, seküler-laik rejimle çakışması durumunda derhal yasaklanabiliyorsa; bir cumhurbaşkanı olarak siz şirk içinde değil misiniz?

Vahiyle indirilen Kur’an hükümlerine göre siz İslam’la şereflenmiş bir mümin değilsiniz. Ancak ALLAH tarafından indirilip iman ettiğiniz başka bir kitabınız ya da kanıtınız var ise, biz aciz kullarına işaret ediniz ki, yolumuz batıl ise dönebilelim.

“Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” A’raf 3

“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” En’am 153

“İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin. En’am 155 


“De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız. A’raf 158

Hiç yorum yok: