16 Ağustos 2016 Salı

İnsan tanrı ise…

ALLAH kimdir?

Hâkimiyeti kayıtız-şartsız iradesinde bulunduran kim ise; şüphesiz o bir Tanrı’dır.

Demokrasi ile ilgili ne çelişkili tanımlara girecek ne birbirleriyle çatışan teorilerini ele alacak ne tarihçesine eğilecek ne saptırıcı modelleriyle uğraşacak ne de karmaşıklığa götüren manipülasyonları üzerinde duracağım.
Temel dayanağı, halkın kendi dileğiyle kendini yönetecek iradeyi ortaya koyarak Allah’ın Mutlak İrade’sini doğrudan reddetmektir.

Allah dışı seküler-laik düşüncenin siyasi bir terminolojisi olan demokrasi, sekülerizm olmaksızın varlığını sürdüremez. Ancak din adamları ve İslam imajlı siyasiler demokrasinin sekülerizm olmaksızın var olabileceğini hatta İslam ile uyuştuğunu iddia etmeleri tamamen riyakârlık, sapkınlık ve hiledir.

Cumhuriyet düşüncesiyle manipüle edilmeye çalışılan demokrasinin amacı ve mahiyeti tamamen farklıdır. Cumhuriyet, insanın yani halkın idarecisini kendisinin seçmesi; demokrasi ise hâkimiyetin Allah da değil insanda yani dolaylı olarak yöneten, yönlendiren ve anayasa yapan tanrının beşer olduğunu iddia eder. Diğer bir ifadeyle Hıristiyanlık ve Yahudilik inancı doğrultusunda Allah gökyüzüne yerleşmiş, yeryüzünün yönetimi tamamen insandadır görüşüyle hareket eder. Dolayısıyla demokrasi asla cumhuriyetin uygunuş bir şekli değil; sekülerizmin- laikliğin siyasi uzantısıdır.

İktidarın tek elde toplandığı yer ‘o kitap’ yani kader midir; yoksa nefis midir sorusuna yanıt verildiğinde kimin “Tanrı” kabul edildiği ortaya çıkmaktadır.

Her ne görüş olursa olsun beslendiği kaynak yani dayanak, o görüşün ne olduğunu kanıtlar. Bu sebeple rasyonalist ya da pozitivist olan sekülerizm-laiklik kaynağından türemiş demokrasinin şeytani olduğuna şüphe yoktur. Dolayısıyla batıl olan hiçbir şey hak ile bütünleştirilemez!

Ağzı başka, kalbi başka, tuttuğu yol ise bambaşka olanın insani değerlerle hatta İslam ile hiçbir ilişiği mümkün değildir. Ama imaj ya da referans yanıltmaktadır!

Hâkimiyet kayıtsız-şartsız insandır ilkesini düstur edenmiş bir düşüncenin İslami maskesi kendisini asla Müslüman yapmaz. Hâkimiyet kayıtsız-şartsız Allah’ındır imanını taşıyan da batıl olamaz.  

Hak ile batıl savaşı soğuk olarak hâkimiyetin kimde olduğuyla ilgili çok kuvvetli sürmekte ama henüz sıcak bir harbe dönüşmediğinden yeraltında kaynayan lavlar misali yer üstüne fışkırarak patlamaya neden olmadığından idrak edilememektedir.  

Demokrasi, insanın Allah ile savaştığı öyle bir felakettir ki, insanı yani beşeri tanrı konumuna sokmakla kalmayıp Allah’ın iradesini yeryüzünden silip atmayı hedeflemiş ama insanoğlunun kalbine hükmedemediğinden çareyi kısıtlamalar ya da yasaklar getirmek suretiyle sözde üstünlüğünü hapisle muhafaza etmeye yetinmiştir. 
     
İman etmiş Müslümanları yanıltan nedir bilir misiniz; demokrasinin nefse sağladığı sanılan sözde haklar yani özgürlüklerdir. Ancak kul olarak yaratılmış bir beşerin teoride iddia edilen dilediğini yapabilecek hiçbir hak ve özgürlüğe ulaşamadığı pratikle kanıtlıdır. 

Neden Allah’ın indirdiği kitapla verdiği hak ve özgürlükler kulluk yani tutsaklık kabul edilip de demokrasinin ki hürriyet sanılmaktadır otokritiği yapılabildiğinde çok tanrılıktan tek tanrılığa geçilerek imana dönüşülecek; böylece hâkimiyetin kayıtsız-şartsız yaratıcı ALLAH’ın hükmünde olduğu kavranabilecektir. Lakin Allah’ın dilememesi durumunda idrakte imkânsızdır!
Asıl komediliğin en trajedisi ise, siyasette ya da devlette insanı tanrı belleyip; sokakta, camide ya da evde tanrı olarak Allah’ın kabul edilmesidir.

Haydi, bakalım; demokrasi gereği kayıtsız-şartsız hâkim olduğu iddia edilen insan ile (haşa) ALLAH’ı bir kıyaslamaya çalışalım ki, kimin “hakimiyeti kayıtsız-şartsız” elinde bulunduran tanrı olduğu hem söz hem de pratikte anlaşılsın!


O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. 
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.”
Haşr 22-23-24

Hiç yorum yok: