20 Nisan 2012 Cuma

Asıl sorun, “o kadına” kılınan cenaze namazı…

Ceza ve azap için cehennemin yeteceği “o kadın” hakkında her ne kadar yorum yapmayı gereksiz bulmuşsam da, cennetsi padişahımız Kanuni Sultan Süleyman Hazretlerine attığı iftiralar sonunda cehenneme gark olan “o kadına”, kimi okuyucularımın ısrarı üzerine kıldırılan cenaze namazı ve İslam karşıtı bir avuç yığının gösterdiği alaka ile ilgili birkaç söz söylemeden geçemeyeceğim. Azılı İslam ve Müslüman Halk düşmanı Mehmet Emin Karamehmet’in ecdadımızı alçakça karalayan diziyi yayınlaması akabinde görevi üstlenen diğer düşman Ferit Şahenk’in de sonu, şüphesiz “o kadından” farksız olmayacaktır.

Ecdat düşmanı ateist rejimin fışkırttığı ürünlerin İslami hükümlere göre kılınan cenaze namazlarının ayetlere bir başkaldırı olduğuna vakıf Diyanet’in ısrarındaki sebep; “inanmasanız da İslami esaslara göre gömülmeye mahkûmsunuz” kısası olduğunu düşünüyor, dolayısıyla Müslüman bir ülkede başka bir yöntemle gömülmeye izin verilmek istenmediği olarak yorumluyorum. Yoksa Diyanet’in apaçık ayete karşı gelebilmesi mümkün müdür?

Ancak sağlıklarındayken İslam’a inanmayıp aşağılayanların cesetlerini İslami usullere terk etmeleri, takdir edilir ki ne kadar ilkesiz ve sefil olduklarını kanıtlamaktadır. Ölmeden önce açıkça İslami bir tören istemediklerini ve hayvan misali gömülmelerini vasiyet etmeyerek karşı oldukları dinin törenine tutsak olmaları, nasıl birer “hiç” olduklarını ortaya koymaktadır. Muhakkak cenaze namazı kıldıran görevlilerin de vebali unutulmamalıdır.

Şüphesiz Allah’ın saptırıp lanetleyerek rüsvay ettiği “o kadın” gibileri doğru yola iletmek mümkün değilse de, insan yerine konulup rahmetle anılmaları ve cesetlerine saygı duyulmaları cehennemsi bir sondur.

Allah’ın açıkça lanetlediği bir kâfir veya münafığa rahmet okunabilir mi? Sözde yapılan duaların bir değeri olabilir mi? Peygamber Hz. İbrahim’in iman etmemiş babası için Allah’a yakararak af ve mağfiret dilemesi karşısında Allah’ın; ”Bana iman etmemiş bir kâfir için nasıl duada bulunabilirsin” uyarısını dahi kavrayamamış yığınlar, “o kadına” faydalı olabileceklerini mi sanıyorlar? Allah ve Resul düşmanına saygı gösterenlerde aynı akıbete uğrayacak ve “o kadının” yanında yer alacaklardır.

Vahiyden bihaber kimi şapşallar, belki son nefesinde pişman olup tövbe etmiştir düşüncesiyle kişinin kâfir ya da münafık olarak öldüğünün bilinemeyeceği, belki cennete girebileceği hezeyanında bulunurlar. Oysa Allah, Yunus Süresi 90 ve 91. Ayetlerde Firavun’un Nil Nehrinde tam boğulacağı sırada; “Gerçekten, ‘İsrailoğullarının inandığı Tanrı’dan başka tanrı olmadığına ben de iman ettim. Ben de Müslümanlardanım’ dedi.” Allah’ta; “Şimdi mi (iman ettin)! Hâlbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun” buyurmuştu. Dolayısıyla son nefeste yapılan tövbenin hiçbir kıymeti olmadığı açıkça belirtilmektedir.

Ayrıca azılı namaz düşmanı İsrailli Çevik Bir’in gözaltına alınmasıyla polis merkezinde namaz kılıp dua etmesi, Firavunun tövbesinden farklı mıdır? Allah’ın vereceği cezadan değil de beşerin vereceğinden korkarak sözde Allah’tan mağfiret dileyen Çevik Bir gibi Lawrence’ler, yeryüzünün güvenilmez en korkunç ve tehlikeli yaratıklarıdır. Görevindeyken İslam’ım diyen halkına dehşet saçtırıp namaz kılan ordu mensuplarını ihraç eden zalim, tutuklanmamak için namazla insanları kandırabileceğini sanması, ne kadar ahmak bir pespaye olduğunu kanıtlamaktadır.

“o kadın”, iftira, saldırı ve küfrüyle her he kadar cehennemlik olmuşsa da, geri kalan gözü yaşlı sevenlerinin ve destekçilerinin akıbetlerin ne olacağını ifade etmeyi tebliği bir görev addediyorum. Başta Sezen Aksu adlı kadın olmak üzere tüm sevenlerinin merak etmemelerini, ecelleri geldikleri gün “o kadın” ile aynı acıyı paylaşacaklarını müjdelerim.

Peygamberimiz hadisi şeriflerinde; “Cehennemin ağzından atılan büyük bir taş, yetmiş sene düşer, yine de dibine ulaşamaz'' buyurmaktadır.

''Kudret ve idaresi ile yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, cehennemin dibi o kadar derin ki, şayet yavruları ile birlikte semiz deve ağırlığındaki bir taş cehennemin ağzından düşse, dibine ancak yetmiş senede ulaşır.'' Hz. Muhammed (S.A.V)

Allah, Meryem Süresi 59. Ayet ve Furkan Süresi 68. Ayetlerde Gayy ve Esam kuyularından söz ederek, “o kadın” ve dostları gibilerinin oraya atılacağını buyurmaktadır.

Peygamberimize; “Ya Allah’ın Resulü! Gayy ve Esam nedir” diye sormuşlar.

Peygamber Efendimiz cevaben; “Cehennemde iki kuyudur. Oralara cehennem ehlinin yanık derilerinin suları akar. Orada deveboyunları gibi kalın yılanlar ve Habeşistan katırları gibi akrepler vardır. Eğer ateş ehlinden biri oraya düşse, ortaya çıkar ve onu ısırırlar. Bunun şiddetinden ve onlardan kurtulmak için ateşe sığınır.”

Başka bir hadislerinde;

“Cehennemdeki büyük kuyunun içinde, ‘hevvam ve buht’ gibi yılanlar vardır. Ateş ehli ateşten o yılanlara sığınırlar. Bunun üzerine yılanlar, onları saçlarından ve ağızlarından yakalar, ayaklarına kadar onları yüzerler.”

“Sen biliyor musun sekar nedir? Hem (bütün bedeni helak edip hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.” Müddessir 27-28

“Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hâkimdir.” Nisa 56

“Şu iki grup (kâfir ve münafıklar), Rableri hakkında çelişen iki hasımdır: İmdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onların başlarının üstünden kaynar su dökülecektir! Bununla, karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir! Bir de onlar için demir kamçılar vardır! Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: ‘Tadın bu yakıcı azabı!’ (denilir).” Hac 19-22

“Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir. Suçluları işte böyle cezalandırırız!” A’raf 40

“İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!” Kıyame 36

Hiç yorum yok: