13 Kasım 2010 Cumartesi

Ak Parti'nin tanrısı...

Laik rejim temelinde her ne kadar dinle ilişkili ve alâkadar bir parti olmadıklarını vurgulasalar da, İslam kelimesinden fevkalade rahatsızlık duymaları dehşet vericidir.

Başbakan Erdoğan’ın Elazığ’daki depremin ardından depremzedelere yaptırdığı konutları teslim töreninde inançlı bir vatandaşın abartarak; “Ülkemin yeni mimarı, İslam âleminin lideri Sayın Başbakanım ilçemize hoş geldiniz” pankartı tedirginlik uyandırmış, Ak Partili görevliler pankart sahibini uyararak, pankarttaki ‘İslam’ kelimesini derhal çıkarttırıp, “Ülkemin yeni mimarı, âlemin lideri Sayın Başbakanım ilçemize hoş geldiniz” diye düzelttirmişlerdir.

İslam’ın manası; “Allah’ın iradesine teslimiyettir.” Âlemin karşılığı ise; “kâinattır.”

Dinleri sözde İslam olmasına rağmen Allah’ın iradesine teslimiyeti; ya rejim korkularından, ya benlikleri yüceldiğinden, ya insanı egemen kılan demokrasi anlayışlarından, ya da İslam’a savaş açmış Haçlı paktının müttefik bağlılıklarından olsa gerek, İslam yerine Allah’ın kayıtsız-şartsız egemen olduğu kâinatın liderliğine layık görebilme hadsizliğinde bulunabilmişlerdir. Oysa Başbakan Erdoğan’ı tanrı seviyesine yücelteceklerine pankartı topyekûn kaldırtıp “şirk” koşmasalardı, en azından İslam’dan duydukları çekincelerinden sadece günah işlemiş olacaklardı.

Hıristiyan ve Yahudilerin din felsefelerinden etkilenip; “gökte tanrı, yerde insan” görüşleriyle kendilerince orta bir yol bularak hem yaratıcı hem de yaratığın güçleri çerçevesinde egemenliği pay etmelerinin yanılgısı içinde bir taraftan Allah’ın maddi dünyayı yönettiğine, diğer taraftan dünyadaki fiziksel gelişmelerin özgür iradeye sahip insanlarca yönlendirildiği paradoksuyla kâinatın lideri olabilme bataklığında çırpınmaktadırlar. Hâlbuki egemen hiçbir varlık, din veya düşünce; yönetim hakkını bir başkasıyla paylaşmaz ve devretmez. Bu, egemenlik hakkının vazgeçilmez ve tartışılmaz temel bir kuralıdır.

Seküler yani laik düşünceyle harmanlanmalarından vahyi, Allah iradesine teslim olmayı azgın benliklerine sindirememiş, dolaylıda olsa her şeyi yapabilecek mutlak bir gücü kendilerinde görerek, İslam vurgusunun iktidar kaybına yol açabileceği ve Batı’dan kopabileceği kaygısıyla anılmak istememişlerdir. Ancak din aleyhtarı tepki de gösterseler referanslarına güvenmelerinden kimse aldırmaz düşünceleri, her geçen gün vahiyden uzaklaşmalarına ve paganizme doğru kaymalarına neden olmaktadır.

Sürekli laikliği savunan, üstelik CHP’yi bile laiklikten uzaklaşmakla itham eden Başbakan Erdoğan ve gururla “artık laiklik oturdu” açıklamasında bulunan Diyanet Başkanı Ali Bardoğlu gibi dini ve siyasi önderlerin hükmettiği bir ülkede İslam ya da başka bir semavi dinin tumturaklı varolabilmesi mümkün mü? Hıristiyan dünyasının ruhani lideri Papa dahi ziyaret ettiği her ülkede laikliği şiddetle eleştirirken; Türkiye’nin ruhani lideri Ali Bardakoğlu ve İslam referanslı başbakanı Recep Tayyip Erdoğan laikliği yani sekülerizmi savunabiliyorlarsa, İslam’ın yönetimde yahut arenalarda neden rahatsızlık uyandırdığı da açıklığa kavuşmaktadır.
Söz konusu pankartta İslam âlemi yerine Batı âleminin lideri yazılsaydı mutlaka kıvanç duyarlardı. Keşke kâinatı kapsayan tekil âleminin lideri değil de Batı âleminin liderliğiyle övünselerdi, şüphesiz tanrılık seviyesine cüret edemeyeceklerdi.

İslam’la anılmaktan ürküp kaçanların Müslümanların hak ve özgürlüklerine bir katkısı olabilir mi? Müslümanların hürriyete kavuşamamasının, vahyin emrettiği doğrultuda yaşayamamasının, türban serbestliğine erişilememesinin sorumlusunun kimler olduğu ortadadır.

İslam gibi ayrıcalıklı, itibarlı ve izzetli dinlerinden kaygılananların ABD, Avrupa, İsrail, mason, laik veya Kemalist mihrakları hedef gösterip korkaklık ve riyakârlıklarını gizleme girişimleri, kimilerini belki ikna edebilir ama ne Allah’ı ne de muhakeme edebilen inanç sahiplerini kandırabilirler.

Kemalistlerin tanrısı Atatürk olabiliyor da; Ak Partililerin tanrısı neden Recep Tayyip Erdoğan olmasın? Unutulmamalıdır ki Atatürk’ün namı arşa çıkarıldığı halde o nasıl bir ölü ise, Recep Tayyip Erdoğan’da bir saniyesi meçhul dünyada takdir edilmiş eceli geldiğinde mutlaka ölecektir. Bu sebeple fanilere değil vahye ve Yaratıcı Allah’a teslim olunuz…

Âlemin tek lideri vardır, O’da ALLAH’tır. Ak Partililer gibi tüm inananları ebedi kılacak olan Allah ve dinimiz İslam’dır.

“Kim, dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar. İşte onlar, ahrette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; (dünyada) yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler batıldır. “ Hud.15-16

Şunu da ilavede yarar görüyorum; belki ateistler ya da münafıklar, ahreti değil dünya nimetini istediğimiz halde, neden Allah’ınız bize vermiyor gibi bir sorguya kapılırlarsa;

“Her kim bu çarçabuk geçen dünyayı dilerse ona, yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada hemen verir, sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.” İsra.18

3 yorum:

Adsız dedi ki...

BAŞSAVCIYA KAPATMA DELİLİ VERMEK İSTEMİYORLAR..yOKSAPARTİ 2008 DE ANAYASA MAHKEMESİNCE ŞERİATIN ODAĞI OLMAKTAN MAHKUM EDİLDİ...
eRDOĞAN TABİ Kİ İSLAMİ HÜKÜMLERİN EGEMEN OLMASINI İSTER.VAKİT GELMEDEN KALKAN KILIÇ KENDİ BOYNUNU KESER..

Unknown dedi ki...

Böylesi haksızlık ve adaletsizliği sindirebilen bir akıl ve kalbin İslam'i olabilmesi mümkün değildir.

Adsız dedi ki...

KARDEŞİM İSLAMİ HÜKÜMLERİN EGEMEN OLABİLMESİ İÇİN BİR METOD VARDIR. BU METODU DA EN GÜZEL PEYGAMBER EFENDİMİZ(SAV) UYGULAMIŞTIR TAYYİB BU SİSTEM VE DÜZENLE NASIL İSLAMİ HÜKÜMLERİ GETİRECEĞİNE AKLIM ERMİYOR.. UYANIN ARTIK BE...