22 Haziran 2018 Cuma

Muhakkak ki sende öleceksin…

Onlarda ölecekler!

Bugüne kadar var olmuş ve cihana meydan okumuş hiçbir millet yoktur ki, onca bilgilerine, güçlerine ve teknolojilerine rağmen ecellerinin önüne geçemeyip geciktirememişlerdir.

Öyleyse neye güveniliyor ki, vaatlerde sınır tanınmıyor?

Bu nasıl bir hizmet aşkıdır ki, şeytanın nefse yaptığı hizmetleri dahi geride bırakabilmektedir.
Eğer amaç yaratıcı ALLAH’a değil de nefse ise, şeytandan gayrisinin hizmet yapabilmesi mümkün olmayıp, hizmetleri de ecelle orantılı kalmaktadır.

Allah’a hizmet insanlığa; nefse hizmet ise şeytanadır. Dolayısıyla vaat edilen hizmetlerin nasıl nefis odaklı olduğu temel ihtiyaç fazlası abartılarla aşikâr olup, seküler-laik düşünce düzeyinde doğrudan yaratıcı Allah’a hizmet yasaktır; çünkü Allah ile yapılan yarıştan dolayıdır.

İnsana hizmet asla Allah’a hizmet değildir. Allah’a hizmet insana hatta tüm canlılara hizmet olduğundan hümanist düşünce aldatmacanın ta kendisidir.

Ölümlü insanın nefsine galebe çaldırdığı tahrikler göç edeceği ahiret yurtlarını öyle bertaraf etmektedir ki, vahye iman etmemiş olmalarının bedelini çağlar boyu ödemeye mahkûm kalmalarına sebep olmaktadır.

Allah’ın dışındaki sözler çöptür.  Tabii ki Kur’an’a muvafık peygamberlerin ve muttakilerin sözleri istisnadır.

Bir yaprağın yere düşmesi bile Allah’ın izniyle gerekleşiyor ve gaybı yani geleceği veya yarını O belirliyor ise, o ardına düşülerek güvenilen Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu, Doğu Perinçek kimdir? Hatta Recep Tayyip Erdoğan da ölümlü bir kul değil midir?

Ne yani; onlar kader yazan Allah mıdırlar ki, umut edilen nimetlere kavuşulabilecek, sıkıntılar ortadan kalkabilecek, kederler bitebilecek, mutluluğa ulaşabilecek, kötü olan her şeye son verilip iyilik hakim kılınabilecek, kara bulutlar dağılıp şimşekler durabilecek ve beklenen güneş yakmayacak mı?

Hâkimiyet kayıtsız-şartsız ALLAH’ındır ve yönetimine beşeri hiçbir güç ortak olamaz!

Dolayısıyla yegane yönetici O’dur; insan kulluğu itibariyle perçemlerinden tutulmuş iyi ya da kötü bir araçtır. Bu sebeple demokratik bir düşünceye asla itibar etmem ve Allah’ın dediğinden başka hiçbir söze güvenmem ve verdiği hükümden başkasını tanımam.

Ölü fani; diri bakidir! Öyleyse ölüye değil daima diri olana kıymet ver ki, insanlıkla şereflenmiş olabilesin. 
  
 “De ki: "Ben kendime bile Allah'ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.” Yunus 49

“Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez.” Hicr 5

“Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler. “ Zümer 30 


(Resûlüm!) De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmanın size asla faydası olmaz! (Eceliniz gelmemiş ise) o takdirde de, yaşatılacağınız süre çok değildir. Ahzab 36

Hiç yorum yok: