13 Aralık 2016 Salı

Asıl düşman hatta hain CHP’dir!

Ne pkk, ne fetö, ne dhkp-c,  ne pyd, ne Haçlı-Siyonist güçler,  ne de diğer bilumum örgütlerdir.

İlke ve inkılâplarıyla hormonlaştırdığı Müslüman milletimizi haktan koparıp batıla mahkûm etmek suretiyle zehirleyen CHP, oluşturduğu çürük katmanla zayıf insanları hainleştirmiş; böylece Türkiye’ye ihanet üssü olarak yetiştirdiği hainlerle milletimizi kuşatmış ve işgalini sürdürmektedir.

Millette ne din ne namus ne de vicdan bırakan CHP, farklı ideolojilerdeki dâhili ve harici İslam düşmanlarının Türkiye hamisi olup, silinip süpürülmedikçe kurtuluşa erişebilmek mümkün değildir.

CHP, eğri bir cetvel gibidir; dolayısıyla doğru bir çizgi çıkarabilmesi imkânsızdır ama eğriliğini Atatürk ile kamufle edip öyle bir doğruluk algısı oluşturmaktadır ki, tıpkı şeytanın Hz. Adem ve Hz. Hava’yı kandırıp cennetten kovdurması misali çerçöp bırakmaya kalkışmaktadır.

Bacasından kötülük, şer, ihanet ve İslam karşıtlığı tüten CHP, insanların ve Müslümanların sığınabileceği bir liman değil; zalimlerin, teröristlerin, fesatçıların ve insan numunelerinin bir barınağıdır. Dolayısıyla CHP, batıl ideolojisiyle üremeye devam ettikçe, tıpkı şeytan gibi kötülüklerin ardı arkası kesilmeyecektir.

CHP, hiçbir döneminde İslam düşmanlığından vazgeçmeyerek haçlı-siyonistler’den daha şedit bir tavır takınmıştır. Müslüman olan Türk halkının dinine karşı ezeli bir kin ve nefret duyduğu halde devlet kurabilmiş siyasi bir partiye tarih boyunca hiçbir ülkede rastlanmamıştır.

CHP’nin tartışılmaz içyüzü her ne kadar aleni ise de, Kur’an’a karşı sürdürdüğü batıllık ısrarı milleti tehdit etmiş; İslam korkusuyla Müslümanlara duyduğu önyargı, ayırımcılık, nefret, düşmanlık ve kin, söz konusu terör örgütlerlerini doğurmakla kalmayıp laiklik, özgürlük ve demokrasi adına meşrulaştırmıştır. Zaten pkk gibi nice düşman ve hainler, söz konusu esaslar üzerine kimlik ve cüretkârlık kazanmışlar; dolayısıyla Türkiye, CHP’nin anayasasından ötürü kendi kendine hasım olmuştur. 
  
CHP, ilkeleriyle Müslüman Türk milletini bala kapılmış sineklere dönüştürmüş; fani bir bedele tenezzül ettirerek istikbalini karartmıştır. Böylece bir insanın hayatından daha değerli bir şeyin varlığına inanmayan CHP ideolojisi, aslında insan hayatının da bir değerine inanmamaktadır.  Çünkü insanı bedenden ibaret kabul edip, ruhunu ve ruhi olan her şeyi doğrudan inkâr etmiştir.

CHP öyle bir cerahattir ki, ancak temizlenebilirse içerdeki hainlerin yanı sıra dışarıdaki düşmanlarında iştahları kapanır. Böylece nüfuz edebilecek bir çatlak kalmayacağından huzur ve güvenin tesisi sağlanabilir. Ancak kötülüklerin elçisi şeytan misali temizlenebilmesi mümkün olamayacağından elimine edilmesinden başkaca bir çare yoktur.  

Kur’an’dan, adaletten, vicdandan ve insanlıktan taviz vermeksizin CHP ile ne uzlaşılabilir ne de işbirliği yapılabilir. Tıpkı şeytan gibi CHP ile işbirliği ya da uzlaşmaya girişmenin ilk maddesi; YAPMAMAK’tır…

Müslüman Türk milleti, yaşamının yegâne vazgeçilmezi dinine olan bağını muhafaza etse de, CHP’nin seküler-laiklik gerekçesiyle İslami düzeni ve Allah’ın vahiyle indirdiği hükümleri gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak şiddetle kötüleyip inkâr etmesiyle akıllar öyle karışmış ki, vahye itaat rivayet ya da söylentilere uymayı mukim kılmış, Allah yerine insanı hâkim kılan söz ve davranışlar nefisleri manipüle etmiştir.  

Düşmanlık ile hainlik, tıpkı kâfirlik ile münafıklık gibi şer boyutu ve etkisiyle birbirinden çok farklı olsa da paralel kutuplardır. Hz. Peygamber, nasıl ki “münafık, kâfirden yetmiş kez daha tehlikelidir” buyurmuş ise, hain de düşmandan yetmiş kez daha zararlıdır.

Bu sebeple CHP, fırsatı eline geçirdiğinde pkk, fetö, dhkp-c ve diğer tüm haçlı-siyonist örgüt yahut devletlerden çok daha sinsi ve zorbadır. CHP, kendini yaratıcı takdirinden üstün tuttuğu için şükür ve sabra gerek duymaz ve isyan yani terör yolunu seçer. Dolayısıyla CHP’nin ahkâm kesebildiği hatta iktidarlığa oynadığı bir ülkede başkaca bir düşmana ve haine ihtiyaç yoktur. İlkesi gereği Türkiye’nin huzuru, güveni, selameti ve istikrarı için asla boş durabilmesi mümkün değildir. Zaten savurduğu tehditler ve işbirlikçilikleri apaçık kanıtlardır.

Müslüman milletin dinini, namusunu, örf ve adetlerini kabul ettiği görüntüsü inandığından değil milletçe zorlanmasındandır.

“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için din ve namus telakkisini kaldırmalıyız. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz” CHP Kurucusu

Peki, diğer partiler farklı mıdır diye sorulacak olursa; tamamı bağlı oldukları anayasa gereği CHP fikrinin uygulayıcılarıdır. Her ne kadar kimi delmeye çalışsa; kimi paralel fikirlerle açı edinmeye kalkışsa; kimi CHP’den soyutlanmak istese de anayasa önünde aynıdırlar.

Sonuç itibariyle tamamı yaratıcı Allah’ın değil yaratık insanın önünde hesaplaşmaya giderek hâkimiyetin beşerde olduğunu savunurlar. Dolayısıyla kimin dost kimin düşman; kimin hain kimin sadık olduğuna yaratıcıyı rehber edinerek değil, nefislerinin arzu ve isteklerine göre karar verirler. Tıpkı pkk, fetö ve diğer dahili ve harici haçlı-siyonist’ler gibi!  

(Yine) bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır? Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. Bakara 107

“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir. Nisa 45


“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir. Nisa 139

Hiç yorum yok: