29 Aralık 2016 Perşembe

Gurur bir şirktir!

Çoğu kimse gururun ne olduğunu bilmeden öyle övünür ki, gurur taşımayanları erdemsizlik, pespayelik hatta şerefsizlikle aşağılarlar.

Oysa ebedi olarak lanetlenmiş şeytan da gururunda dolayı böylesi bir müeyyideye çarptırılmıştı. Dolayısıyla gurur taşıyan her insan, insani bir şeytandır!

Gurur bir kibirdir, büyüklenmedir ve egoistliktir. 

Beşeri hiçbir kimseyle kıyas kabul edilmediği gibi yaratıcıdan dahi üstün olunabildiği kanısının hissedilmesi ya da rejim veya yönetimle ifa edilmesinin nasıl bir psikolojik hastalık olduğu düşünce ve davranışlarla aşikârdır.

Gurur, kişinin kendisi veya bağlı olduğu ülkenin, ırkının, partinin, cemaatin yahut bir grubun varlığı, geçmişi veya başarıları ile övünmesi ve haz alabilmesiyle kulluğu reddediştir. Böylesi bir reddedişi doğrudan ya da dolaylı biçimde ortaya koyan gurur, Allah hâkimiyeti yerine kendisi yahut bir başka tutkusunu öne çıkaran isyan yani başkaldırıdır.

Kendini ve bağı olan beşeri her şeyi üstün gören ve başka hiçbir şeyi önemsememecesine egemenlik güden gurur öyle bir benliktir ki; şeytanlığın yani kötülüğün, vicdansızlığın, insansızlığın, merhametsizliğin, eşitsizliğin, paylaşılmazlığın, haksızlık ve adaletsizliğin ta kendisidir.

Oysa yaratılmış bir mahlûk olan insanın gurur duyabileceği hiçbir şeyi yoktur. Kendini kendisi var etmeyip ecelini yaratamadığı gibi yaşamının hiçbir sürecini de yazgılayamayıp ne ileri ne de geri koyabilmektedir. Zaten yaratıcısı tarafından yazılmış kaderi, malik olduğu düşüncesini boşa çıkartmaktadır. Sahip olduğunu sandığı şeyler, kendisine verilmiş bir emanet, lütuf ve ihsandır. Çünkü ölümü başka hiçbir kanıta ihtiyaç bırakmayan bir olgudur.

Dilemediği veya istemediği nice musibet ve kötülükleri elem ve keder içinde sarmalayabilen insanın gururu ancak bir ütopyadır; dolayısıyla dilediği bir şeyi elde etme başarısı ya da zaferi olamadığından gururu da mümkün değildir.

Ancak ne zaman ki, ruhuz bir beden yaratılarak Allah’tan bağımsız yani özgür hale gelinir; işte o zaman gurur duyulabilecek başarı ve zaferler kazanılabilir!

İnsanı günaha yani şirke götüren benlik ve gurur öylesine nankörlük ve hainliktir ki,  emanet olarak üstlendiği kuvvet ve kıymetleri sahiplenmek suretiyle yaratıcısına ve özün e kalleşlik yaptığı gibi hilkatteki eşini de aldatmaktadır.

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ın olduğu halde gurur güderek kibirlenebilen insanların rakip gütme dürtüleri kıskançlığı, hasetliği ve akla gelebilecek her türlü insanlık dışı kötülükleri meşrulaştırmaktadır.
   
Gurur sahibi bir insana hiçbir doğru yani gerçek işlemez. Gurur öyle bir kibir, büyüklenme ve kendini beğenmedir ki, hata ve yanlışları bir hediye babında sunduğunuzda ya da hakikatleri kanıtladığınızda düşmanca bir tepkiyle karşılaşılır ve doğrudan dışlanılırsınız. Dolayısıyla gurur, hakikati baltalayan korkunç bir felakettir ama insanların çoğu bilmeden o felakete sahip olmakla övünç duyarlar.

Yaratıcı Allah’tan gelmeyen, kaderde olmayan ve takdir edilmeyen ne vardır ki, yaratılmış insanın mümkün olmayan bir şeyi mümkün halde getiren bir yaratıcılığıyla övünebileceği bir gururu olabilsin?

“Öğüt veren Kur'an'a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. Sâd 1-2


“Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!”  Araf 40

Hiç yorum yok: