10 Temmuz 2015 Cuma

Kemalist CHP, dinsiz değildir!

CHP, İslami hükümlere göre kâfir sayılabilir ama Atatürk’ün ilkelerine iman etmelerinden batıl olan Kemalist dinini rehber edinmiş putperestlerdir.

Deniz Baykal adlı eski genel başkanlarının TBMM başkanlığına aday gösterilmesiyle başlayan “dinsiz CHP” tartışmasına tüm partilerin katılımıyla CHP’yi aklayabilme yarışı, kendilerinin de kıyıdan-köşeden Kemalist dinini koruma amacı taşıdıklarını ortaya çıkarmıştır. Sonuç itibariyle birçoğu İslam yahut başka bir dine mensup olduklarını iddia etseler de, Kemalist dini hükümleri doğrultusunda milleti yönetmekte hatta Atatürk ilkelerine bağlılık konusunda yemin etmektedirler. 

Öyleyse CHP nedir diye sorulacak olursa; “NAMUSSUZ”’dur. Çünkü namussuz olduklarını, partilerini kurma aşamalarında bizzat kendileri deklare etmişlerdir.

“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi (CHP'yi) bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!” Atatürk

Bu sebeple evli ve çocuklu olan partisinin milletvekili olan Nesrin Baytok adlı bayanı baştan çıkararak ırzına geçmek suretiyle zina yapabilmiş evli ve torun sahibi Deniz Baykal’ı sindirmekle kalmayıp, TBMM Başkanlığına dahi aday yapabilmişlerdir. 

Müslüman milletimizin aşamadığı en korkunç tuzak nedir biliyor musunuz; İslam ve namus gibi paha biçilmez ve ebedi yüksek kıymetlere sahip olmayanlara duyulan güvendir. Şeytan, nasıl kötülüklerini ince ve sezilmez yollardan işliyor veya işletiyor ise, din ve namusa sahipmiş gibi görünenlerde toplumu öyle zehirlemektedirler.  

CHP’nin İslam ve namus düşmanlığı her ne kadar aleni ise de, politik çıkarlara, seküler-Kemalist rejime bir halel gelmemesi adına İslam ve namus maskesi takmış derunilerde arka çıkarak, milletin gözlerine bağladıkları bağı daha da milleştirmektedirler. 

Aradan yaklaşık 100 yıl geçmiş, İslam ve namuslu sanılan onlarca vekil, parti, lider ve iktidar değişmesine rağmen halen CHP ilkesine mahkûm Türkiye’de milletin yüksek değerleri ne anayasada ne de devlette itibar kazanabilmiş ama manipüle edilen kimi retler ılımlı halde getirildiğinden eski Türkiye-yeni Türkiye illüzyonu başarılı olmuştur.

Aslında CHP ne ise, diğer partiler de aynıdır. Söylem farklı olsa da gidilen yol aynıdır. Atatürk ilke ve inkılâpları yani CHP’nin kurduğu düzen!
     
Sekülerizm yani laikliğin din karşıtlığı, sadece Allah’ın diniyle ilgilidir. Çünkü Allah’a olan iman ve inancı reddedip aklın üstünlüğünü kabul eden bir anlayışı kapsadığından, insanın kurduğu dini kabul eder, Allah’ınkine diğer bir ifadeyle vahiyle gönderilene ise düşmandır. Bu sebeple vahiyle indirilen İslam kabul görmeyip, din bilginlerinin verdikleri fetvalar ve kestikleri ahkamlar baz alınarak, laik ve Kemalist düşünceyle örtüştürülen neo-İslam, kendilerince zararsız görülmektedir.
     
Bilir misiniz; eski Yunanlılar, işlerine geldikçe ve zorda kaldıklarında somut doğa olaylarına bakarlardı. Bunu yaparlarken de, hani neredeyse yaptıklarından utanırlardı. Onlara göre, edinilmeye değer bilgi, beyin hücreleri çalıştırılarak elde edilen sanal bilgiydi. Evrensel gerçekler ve günlük olaylarla ilgili somut bilgiler, onların gözünde “ikinci sınıf” bilgiydi. Bugünde aynıdır. Her olay ve işte bilimsel kanıt aramak ne demektir; beyin hücreleri çalıştırılarak elde edilen sözde gerçeklerdir. Ayrıca neden vahiy doğrudan ölçü alınmıyor da, illaki bir tefsire, yoruma, açıklamalara, beyin hücresini çalıştıran âlimlere yahut doğrulayıcı bilgilere ihtiyaç şart koşuluyor? Kur’an ve Kur’an’a aykırı yahut muhalif tek söz söyleyen Resulü yetmiyor mu?

Netice itibariyle CHP, fizikken iktidara gelemiyor ise de, ruhen iktidardır ve 100 yıldır ilkeleriyle Türkiye’ye hükmetmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin dini Kemalizm, tanrısı da Atatürk’tür. Başta İslam olmak üzere diğer dinlerin hiçbir bağlayıcılığı ve hükmü bulunmadığından çeşni olmaktan öteye gidememektedir. Adı, şanı ve gücü ne olursa olsun her parti, CHP ilkelerinin hegemonyası altında taşerondur.

Yaratıcı Allah, iman etmiş bir Müslüman olarak bana; “sadece Kur’an’ uy”, Atatürk yahut bir başkasının ilkelerine uyma diye emretmiş ve ben de uyuyor hatta uyacağıma dair bir de yemin ediyorsam, kâfir olmaz mıyım?  Peki, Atatürk’ün değil de Allah’ın ilkelerine uyarak siyaset yapan bir lider ya da parti mevcut mudur? Öyleyse diğerlerinin CHP’den farkı nedir?

Kimse boş yere debelenmesin!

“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” Enam 153

“İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.” Enam 155


(Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.” Ali İmran 64

Hiç yorum yok: