14 Şubat 2016 Pazar

Nah Esed’i indirebilirsiniz!

Türkiye ile birlikte Suriye’ye kara harekâtı düzenleme planı içinde olan Suudi Arabistan, "Esed, hiç şüphesiz görevinden ayrılacak, ya istifa edecek ya da kuvvet yoluyla görevinden uzaklaştırılacak. Suriye krizinin siyasi yollarla çözümünde ısrarcıyız ancak eğer çıkmaza girilirse bunun sorumlusu huysuz Esed rejimiyle müttefikleri olacak. Bu durumda sorunun güç yoluyla çözümü dışında seçenek kalmayacak" açıklaması yaptı.

AMA evet AMA Suriye'ye kara kuvvetlerini sadece ABD önderliğindeki koalisyon içinde göndermeye hazır olduklarını vurgulamaları, asıl amaçlarının Esed’i indirmek değil iktidarını perçinleştirmek olduğunu kanıtlamaktadır.

Esed’i iktidarda tutarak milyonlarca insanın doğranmasına, işkence görmesine, dul ve yetim kalmalarına, yurtlarından sökülüp atılmalarına, açlıktan kedi-köpek-ot yemelerine sebep olan ABD ve BM değil midir? ABD’nin Esed ile olan müttefikliği tartışılmaz bir alenilikte ortadayken; ABD koalisyon güçleri içinde Esed’i devirmek söylemi bir manipülasyondur.

Türkiye ve Suudi Arabistan’ın korku gerekçeleri farklı olsa da, haçlılarla evliklerinden dolayı arzu ve isteklerinin dışına çıkabilmeleri mümkün değildir. Ancak boşanabilirlerse bağımsızlıklarına kavuşabilirler ama Allah’tan daha çok onlardan korktuklarından göstermelik çıkışları tamamen aldatmak maksatlıdır. Bu sebeple IŞİD ve diğer cihad örgütlerine Müslüman katılımını engelleyebilmek ve gayrimeşru terörist olduklarını meşrulaştırabilmek için haçlı koalisyon saflarında yer alarak, Hıristiyan-İslam arasındaki savaş gerçeğini örtbas etmeye çalışmaktadırlar. 
   
Rusya’nın Esed’i doğrudan sahiplenip ABD’nin muhalefeti öyle danışıklı dövüş bir oyundur ki, Papa Francis’in ”Putin, Doğudaki Hıristiyanları Kurtarabilecek Tek Kişi” beyanatıyla kanıtlıdır. Dolayısıyla özü Hıristiyan-Müslüman savaşı olan Suriye ve Irak’taki çatışmalar, IŞİD ve El Nusra gibi cihad örgütleri mazeretiyle manipüle edilemeyecek kadar aşikârdır. Hele Katolik ve Ortodoksların “Hıristiyanlara yapılan eziyetler” gerekçesiyle ittifakları ve Hıristiyan egemenliğindeki BM’in güvenlik konseyinde ABD, Avrupa ve Rusya’nın müttefikliği ortada iken!

Türkiye’nin YPG/PYD endişesi, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin İran tehdidi; ABD önderliği altındaki bir haçlı koalisyonunda giderilemeyecektir. ABD, hem YPG/PYD hem İran hem Esed hem de Rusya ile gizli yahut aleni bir birlik içindedir. Dolayısıyla gerek Türkiye gerekse Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri avuçlarını yalayacaklar, IŞİD tehlikesinin ortadan kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de Suudi Arabistan belayı derinliklerinde tadacaklardır.

Zaten ABD, sadece ortak tehlike olan IŞİD’e karşı yoğunlaşılmasını ve sözde Münih’te saldırıların durdurulması yönünde alınan karara uyulması çağrısında bulunarak, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı YPG/PYD ve İran tehditlerine karşı olası müdahalelerde bulunmamaları konusunda uyardı. Lakin ABD, Münih’te alınan saldırmazlık kararı için ne Rusya’yı ne YPG/PYD’yi ne İran’ı ne de Esed’i durdurma konusunda hiçbir yaptırıma hatta söze dahi gerek görmedi.

Teröristin yalnızca Allah yolunda hak ve adalet için savaşan cihad ehli Müslümanlar olduğu bir düşünce düzeyinde Obama, bugün Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde; sadece IŞİD’e karşı ortaklık vurgusu yapması, savaştaki amacının din olduğunu ortaya koymaktadır.

IŞİD gitsin; Esed ve YPG/PYD kalsın esası üzerine yapılan savaş, ne Türkiye ne Suudi Arabistan ne de İslam âleminin hayrına olmayacağı açık ama rab olarak ABD tercih edilmiş ise, şer’i durdurabilmek içinde hiçbir çare yoktur.
   
Her ne kadar kâfirler ve münafıklar güç birliğine girerek zafer elde edebileceklerini sansalar da, Allah Müslümanlara yeter. Oyunun içinde oyun, tuzağın için de tuzak, hilenin içinde hile kurmaya çalışan mihraklar, sonunda Allah’ın hükmüyle öyle helake yaklaştırılıp yerle bir olacaklardır ki, yalvarış ve pişmanlıkları fayda getirmeyecektir. Tarih, olabileceklerin kanıtıdır!

Allah’ı öldüremedikten sonra Allah yolunda cihad edenleri öldürsen ne çıkar? Nasıl ki, dünya yaratıldığından itibaren mücahidler kurutulamamış ise, kıyamete kadar çıkışları durdurulamayacak ve küfre karşı mücadeleler önlenemeyecektir. Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir; ne BM, ne NATO, ne ABD, ne BM, ne de Rusya’ya! 

Her şart ve koşulda koalisyon güçleri Esed’in iktidarda kalması için mücadele vermektedirler. Türkiye ya da Suudi Arabistan gibi İslam ülke iktidarları Esed’e karşı olsalar da, ne Vatikan ne ABD ne Rusya ne de İran’ın umurlarında değildir. Dolayısıyla IŞİD sonrası neler olacağı dehşet içinde öyle yaşanacaktır ki, görmektense ölmek tercih edilecektir.

Unutulmamalıdır ki, Çin’deki bir kelebeğin kanat çırpışı, Karaibler de fırtınaları tetiklemektedir. Ya da binlerce kilometre uzaklıkta ve yerin binlerce metre altındaki bir deprem nasıl kentleri yıkıp ölümlere sebep oluyorsa, fiziki basıncın yanında ruhi basınç hesap edildiğinde ortaya çıkacak sonucu bir düşünün! 
   
Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. Bakara 120

“Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Maide 51


“Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekil ve destek olarak Allah yeter.” Ahzab 48

Hiç yorum yok: