21 Şubat 2016 Pazar

Müslüman korkmaz!

Tehdit ve tehlikelere karşı oluşan korku, kul değil özgür olduğunu sanan insanın güya belirsizliklere karşı kendini koruma amaçlı ortaya koyduğu bir tepki olarak düşünülür.  Oysa hayatın hiçbir safhasında belirsizliğin ve özgürlüğün olmadığı evrensel kaderde, ancak yaratıcı iradesine güvenip teslim olamamış insanların zilletsi mazeretleridir.

Hayır ya da şer ne varsa Allah tarafından yaratılarak musallat edildiğine iman etmemiş insanlar, asıl korkulacak olan Allah’tan değil de, yaratıklardan korkmaları daha korkunç şeylerle karşılaşmalarına sebep olmaktadır.  

Sevgi ve güveni Allah’tan almayan bir insana nefret ve korku tasallut eder. Korkulan şey, ister canlı ister cansız olsun gizli yahut aleni bir rab’dır. Çünkü ancak rab tehdit eder ve tehlike yaratarak başa sarandır. Yaratıcı’ya değil yaratığa güven duyup kaybetme korkusu taşıyanların alçak bir hayat sürme mahkûmiyetleri düşünce ve davranışlarıyla kanıtlıdır.

Korku bir tutsaklıktır; dolayısıyla korku içinde yaşayan asla özgür olamaz. Bu sebeple insanın kulluğu korktuğu varlıkla orantılıdır. Beşeri korku batıl inançların, Allah’tan korku ise tevhidin bir temel kaynağıdır.

Teoride bireyleşmeyi başarmış insanın özgürlüğe kavuştuğu, dolayısıyla kendisiyle barışık olduğu, çevresi ile anlamlı ilişkiler kurduğu, başkalarına örnek olup ölümün getireceği çaresizlik ve korku hissini yaşamayacağı öne sürülür ama tam tersi dünyada kaos çıkartan saldırganların kendileri olduğu, çaresizlik ve korkudan katliamlarda sınır tanımamalarına ve insanları doğrayıp biçmelerine ne demeli!

Korku, Allah’a imanla fethedilebilir; beşere korku ise esareti doğurur. Korkudan daha korkunç hiçbir şey olmadığından Allah’ın yanında beşerden korkulabilmesi mümkün olamasa da nefis, tıpkı resimde filin hep küçük pirenin ise hep büyük çizilmesi misali beşeri Allah’tan daha güçlü ve korkulan gösterir.

Başına gelen musibetler ve ölümü Allah’ın elinde olan insan, beşerde nasıl bir kudret buluyor ki, korkarak boyun eğebiliyor? İşte insan, kendine iyilik bahşedip hakkında takdir edici Allah’ın elini değil de kötülükte yarışan beşerin tekmeleyen ayağını öpmesinden öyle gurur duyabilmektedir ki, büyüttüğü pirenin kulu olabilmektedir. 

İnsan açlıktan, yoksulluktan, düşkünlükten, hastalıktan, felaketten, şiddetten, sürgünden, zindandan, savaşta veya ölümden değil, sadece beşere olan korkusundan korkmalıdır. Çünkü hiçbir şey, beşere olan korkudan daha korkunç değildir!

Ağzını açıp konuştuğu zaman dağları devirircesine cesaretle kükreyip de amele gelince kaskatı kesilen öyle insanlar vardır ki, sanıldığı gibi iman dolu cesur yürekleri olmadığı anlaşılır. Beşer korkusu kendilerine öyle yalan söylettirir ve manipülasyonda sınır tanıttırmaz ki, ne imanları ne namusları ne de insanlıklarını bırakır!

Tuttuğu yolun hak olduğunu bildiği halde ona sahip çıkmayan insan korkaktır. İnsanı üstünlük derecesinde birbirinden ayırarak Müslümanlık şerefine ulaştıran Allah korkusudur. Beşerden korku zillete ve cehenneme; Allah’tan korku ise izzete ve cennete götürür. Dolayısıyla cennet arzusu ve cehennem korkusuna dayanan bir inanç ahlâktır.

İnsanı beşere karşı korkaklık ve gurur mahveder. Korkaklık, hak yolda olanların değil batıl yolda olanların dehşetidir. Yaratıcıları Allah’a âşık olmak yerine birbirlerine sevdayla bağlı olmalarından korkaklık yaşayan insanlar, birbirlerinin öyle rabbidirler ki, sevgi, korku, tazim, itaat ve tutkuyla aşikârdır. Hele sözde Allah’a, davranışta ise beşere sığınarak güven duyan Müslümanlar, İslam’ın İslam olmayan en bedbaht numuneleri, diğer bir ifadeyle münafıklarıdırlar.

Ey insan! Sözde iman ettiğin Allah’tan mı, yoksa kendin gibi bir kul olan beşerden mi korkman daha layıktır?

“Hikmetin başı, Allah korkusudur. Başka deyişle, insanlığın ölçüsü, Allah’a ve O’nun kanunlarına olan bağlılıktadır” Hz. Ömer

“De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlamızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. Tevbe 51

İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.” Al-i İmran 175

“Buyurdu ki: Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim; işitir ve görürüm. Ta-Ha 46

“Göklerde ve yerde ne varsa, O'nundur, din de yalnız O'nundur. O halde Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz?” Nahl 52

Kim Allah'ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz.” Maide 56-57

 Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size bol bol veren, Allah'dan korkun.” Şu’ara 131-132       


Hiç yorum yok: