12 Ağustos 2015 Çarşamba

Peki, Allah kimdir?

İslami Hareketi terörizmle özdeşleştiren Müslüman kimlikler; dolaylı olarak Hz. Muhammed (s.a.v) başta olmak üzere Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, ashap, sahabe ve hakkı batıla karşı galebe çalabilmek için cihad yapmış mücahidleri teröristlikle suçlamaktadırlar.

Allah’ın indirdiği ve cennete giriş anahtarı olarak hükmettiği onlarca cihad ayetini terörle yaftalayabilecek kadar küfürde sınır tanımayan bedhahlar haddi o kadar aşmışlar ki, cihadı insanlığın ortak düşmanı ilan ederek, cihaddan kaynaklı tehditlere karşı müşriklerle ortak mücadeleye girişmek suretiyle Allah ve Resulüne savaş açabilmektedirler.

Üstelik barıştan, insaniyetten, haktan, adaletten, iyilikten bahseder ama batıla, şerre, şeytana, kötüye, zalime karşı direnenleri, İslam dinine zarar verdikleri ve olumsuz yönde etkiledikleriyle suçlayarak haçlı-siyonist güçlerle iş tutup ittifak kurmaktan sakınmazlar. 

Hani Allah’a, Resulü’ne, Kur’an’a iman ettiklerini söyleyip namaz kılan ve güya Allah’tan başkasını rab edinmediğini iddiasıyla şeytana yani batıla karşı olduklarını haykıranlar var ya; işte onlar, tağut yolunda nefsi için mücadele edenlerle Allah yolunda İslam adına savaşanları muadil tutarak batıllıklarına meşruiyet kazandırma manipülasyonuyla Müslümanlar, küfre diz çöktürülmüş ve esaretlerine sokulmuştur. Yoksa Allah’a iman ederek dayanıp güvenen bir Müslüman’ın batıla boyun eğebilmesi mümkün müdür?

Gerekçeleri ise; ülkelerin ve rejimlerin egemenlikleri, toprak bütünlüklerini korumak  “olmazsa olmaz” mücadele ilkeleriymiş! Bu sebeple aşırılıklara karşı olduklarını açıklayıp, Allah ve Resulü’nün hükümlerini inkâr ederek öyle bir benlik ve stratejik çıkar saplantısındadırlar ki, İslam’ın yani hak ve adaletin hüküm sürebilmesi için insanlığı kötülük ve kula kul olmaktan kurtaran cihadsı fetihlere düşman kesilirler.

Madem ülkelerin ve rejimlerin egemenliklerine saygı duyarak batıla razı olmayı İslami buluyorlar; neden Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, gelmiş geçmiş halifeler, İslam Devletleri ve Osmanlı, batılı yok edip hakkı egemen kılabilmek için birçok ülkeye fetihler gerçekleştirip egemenliklere son vermişti? Neden yıllarca süren savaşlarla yüz binlerce Müslüman’ı şehid vermeyerek ülkelerin ve batıl rejimlerin egemenliklerine saygı duymamak suretiyle fetihlere kalkıştılar? Bu durumda Allah Resulü terörist miydi; eşkıya mıydı; insanları katleden bir canavar mıydı?!!!

Ne var ki, haçlı-siyonist müttefikleri, özellikle Protestan papazları Peygamber Efendimizi teröristlikle yaftalamamışlar mıydı? Bu sebeple mi ayetleri inkâr edercesine cihada karşı çıkıp Allah Resulünü hümanist bir şeytana dönüştürme gayretiyle algıyı değiştirmek istiyorlar? Haydi, haçlı-siyonist emperyalist güçler için cihad bir şer de, bir Müslüman olarak sana ne oluyor ki, onlardan daha beter düşman olabiliyorsun? 

Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar ve kulluk sadece Allah’ın oluncaya kadar emredilen cihadlarla Allah, kendine iman eden Müslümanlara teröristliği, eşkıyalığı ve barbarlığı hükmettiyse, Allah kimdir?

Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (Batıla) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.” Enfal 39

Mutlak İrade’ye ve indirdiği hükümlere kayıtsız-şartsız teslimiyet olan İslam’ın sahibi Allah ve insanlara getiren Resulüllah İslam’ı bilmiyor da, seküler-laik batıl düzenlere domalmış âlim müsveddeleri mi biliyor? 
   
Oysa İslam’ın sahibi Allah, birçok ayetinde Kur’an’a uyulmasını açık ve seçik buyurduğu halde, Kur’an dışındaki hurafeleriyle ahkâm kesen âlimler kimdir? Bir de öyle fasıklardır ki, yaldızlı ve duygusal hitaplarla Allah Resulünün söylemediği sözleri iftira atarak, hadis diye yayıp şeytandan çok daha aşağı bir tavır içindedirler. Ki, şeytan, âlimlerin en üst mertebesindeydi; Allah’a asla ortak koşmadı ve “ben” demekten öte hiçbir eylemde bulunmamıştı.

(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vadetti, ben de size vadettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim." Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.” İbrahim 22

Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!”  Enam 21

Allah yolunda cihad eden mücahidlere karşı çıkan, kınayan, karalayan,  aleyhlerinde iftiralar düzen, küfür güçleriyle bir olup savaş açan, sözde iman ettikleri dinleri İslam’ı dünyalık bir bedel karşılığı satarak ayetleri eğip bükmek suretiyle gizleyen, hakkın değil batılın lehine saf tutanlara hiçbir Müslüman’ın asla pervası olmamalıdır. Onlara karşı herhangi bir düşünce ve duyguyla olası bir sevgi, destek, hoşgörü, dostluk yahut toleransta bulunmak, Allah’ı düşman etmek olur.
      
“Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?” Al-i İmran 142


“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir.” Maide 54

Hiç yorum yok: