7 Aralık 2014 Pazar

''Cennet kılıçların gölgesi altındadır''; ya rızık?



“Benim rızkım mızrağımın gölgesi altında kılındı.” Hz. Muhammed (s.a.v)

Dolayısıyla asıl ve Allah’ın helal kıldığı rızık, küfürle yapılan savaş sonrası elde edilen ganimetler ve cizyedir.

Yaratıcı Allah, Resulünü ne dünya nimetlerinin peşinde koşmaya, ne dünya ve hazinelerini toplamaya, ne gösterişe ve ekonomik kalkınma için batılla müttefikliğe, ne barış adına tağuta boyun eğmeye,  ne indirdiği hükümlerin dışında bir yol edinmeye, ne hümanist odaklı hoşgörü ve tavize, ne huzur, güven ve refahı dünyada sahiplenmeye, ne Allah yolunda savaştan kaçınmaya, ne ayetleri sorgulamaya, ne dünyaya meyletmeye, ne de dünya menfaatlerini elde edebilme sebeplerini arama peşinde uğraşmak için göndermiştir. Aksine Allah, Resulünü kılıçla tevhidine davetçi olarak göndermiştir. Dolayısıyla hiçbir peygamber dünya için değil, ahiret için gönderilmişlerdir.

Allah, birçok ayetinde “Dileseydim herkesi iman ettirirdim” sözü, kılıçla tevhidin meşruiyetini ortaya koyan yüzlerce cihad hükmüyle kanıtlıdır.
İslam’ın ikamesine yol gösteren; Kur’an ve cihaddır! Allah Resulü; “Her kim  Kur’an’ın dışına çıkar ise, boyunlarını kılıçla (cihadla) vurunuz” buyurmuştur.   
Resullerin gönderilmesi ve kitapların indirilmesi ile asıl hedeflenen gaye, gerek Allah’ın hukukuna dair gerekse de yarattıklarının hukukuna dair insanların arasında adaletin tesis edilmesidir.

Bütün kitapların tevhid uğruna indirildiği ve bütün resullerin  tevhidi gerçekleştirmek amacı ile gönderildiği Allah’ın hukuku ile kastedilen; insanların, hayatlarının her alanında Allah’a kulluğun özü olan tevhidin gereklerini yerine getirmeleridir. Bütün resullerin mesajlarının aslı budur. Allah, ilkinden sonuncusuna kadar indirmiş olduğu bütün kitaplarda bu yüce hakkı farz kılmıştır ki, bütün kitapların bahsettiği tek husus ihlâslı bir teslimiyetle Allah’ı tevhid etmenin sağlamlaştırılmasıdır.

Allah’ın indirmiş olduğu mesajlar, tevhidi ikame etmeye, onu tesis etmeye yönelik bir çağrı, ona davet etmeye ve bu hususta sabır göstermeye yönelik bir emir, tevhidin hâkim kılınması için cihad etmeye, O’nun uğruna  dostluk ve düşmanlık yapmaya bir teşvik içermektedir.

Allah’ın indirmiş olduğu ayetler, Allah’ı hakkıyla tevhid eden, onu ikame eden, ona yardım eden ve bu yolda cihad eden kimselere yönelik, Allah’ın hazırlamış olduğu büyük nimet ve mükâfatlardan haber verir.

Allah’ın indirmiş olduğu hükümler, Allah’a ortak koşarak tevhidin hakkını bozan kişilerden beri olmaya, şirk ve ehliyle cihad etmeye, fitne ve şirki yok etmek ve onu yeryüzünde bütünüyle kökünden kazımak için çaba göstermeye yönelik bir davettir.

Zaman zaman tevhide karşı çıkanların, tevhid ve ehliyle savaşanların kötü akıbetlerinden dolayı hissedecekleri pişmanlıktan ve Allah’ın onlar için hazırlamış olduğu korkunç  ve kalıcı azaptan haber verir.

İnsanoğlu yaratıldığından itibaren Allah’ın indirmiş olduğu bütün kitapların muhtevası ve bütün resullerinin mesajları, insanoğlunun hayatlarının her alanında Allah’a kulluğun özü olan tevhidin hukukunu yerine getirmeyi özetler ve bu esası ana konu edinir.  Bu hak, uğruna bütün mahlûkatın yaratıldığı, kitapların indirildiği ve resullerin gönderildiği en yüce amaç ve en büyük hedeftir.

Her kim bu haktan yüz çevirir, davetçilerin ve resullerin ilkelerine uygun olarak adaletle hakkı gerçekleştirmezse, o kimseye kılıçla karşı konulur.

“Ben; kıyametin eşiğinde kılıçla gönderildim. Tâ ki şirk koşulmadan yalnızca ALLAH'a ibadet edilsin diye. Benim rızkım mızrağımın gölgesinde kılınmıştır. Zillet ve küçüklük, benim buyruğuma muhalefet edenlerin üzerine verilmiştir. Kim de bir kavme benzerse şüphesiz onlardandır.” Hz. Muhammed (s.a.v)

Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” Tevbe 111

Hiç yorum yok: