24 Eylül 2011 Cumartesi

Bakan Yazıcı ihanet içindedir…

Ruhunu şeytana kaptırmışçasına BDP (pkk) ile müzakereden bahsedebilen bir bakan, açıkça BDP sözlücülüğü yapmaktadır. Önceki yazımda ifade ettiğim gibi; terörü besleyen, halkımızın katlini azmettiren, mal ve can güvenliklerini politikalarına peşkeş çeken bir düşünceyi iktidar üyesi bir bakan ortaya koyabiliyorsa; teröristler zafer kazanmış demektir. Bakan Yazıcı’ya hükümetin katılıp katılmadığı, Başbakan Erdoğan’ın bilgisi dâhilinde olup olmadığı ileride belli olacaktır.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, gemimize saldırarak 9 vatandaşımızı öldüren İsrail ile ilgili, “Kimse bizden savaş beklemesin” anlayışı nasıl İsrail’i cesaretlendirip meydan okumasını tetiklemiş ise, Bakan Hayati Yazıcı’da teröristlerle görüşmelere başlamaya ve uzlaşmaya hazır oldukları mesajı, BDP’yi o denli cesaretlendirip diledikleri imtiyazları almaya hak kazandıracaktır.

Başbakan Erdoğan ile bakanların zıt görüşleri bir aldatmaca mı, hangisinin sözü hakikattir? Şişirilmiş bir tulum misali ağzı açılınca sönecek olan kimdir?

“Budur cihanda benim en beğendiğim meslek, sözüm odun gibi olsa da hakikat olsun tek.” Mehmet Akif Ersoy

Devlet ve halkının güvenliği uğruna dünyanın neresinde olursa olsun düşmanlarını etkisizleştiren iktidarlar, vatandaşlarının itimatlarını kazanmış bir liyakate ulaşmalarının caydırıcı güçleriyle hem içeride hem de dışarıda söz sahibi oluyorlar.

Daha geçenlerde, yıllar önce Rusya’ya karşı savaşmış direnişçileri Türkiye’ye gelerek ortadan kaldıran “Rusya devlet ise, acaba biz devlet miyiz” sorusunu yanıtlamamız gerekmez mi?

Bakan Yazıcı’nın teröristlere karşı teslim bayrağı, artık terörle mücadele gösterisinin sonlanacağını, dolayısıyla bundan böyle huzur ve güvenli bir hayatın bizleri beklediği müjdeler olsun.

Birde kötülüklerin elçisi vahyi şeytanla da müzakere yapsalar da, dostlarını ikna ettikleri gibi onu da kötülüklerinden vazgeçirip dünyayı cennete çevirseler…

Hiç yorum yok: