8 Ağustos 2009 Cumartesi

Al bir sapık daha...

Diyeceksiniz ki; Şeriatın, yani Kur'an'ın amansız düşmanı medyanın müttakileri konuk etmesi aleyhlerine olacağından, ancak kahin, efsaneci ve hürafecileri programlarına çıkararak, insanların akıllarını karıştırabilmek ve vahye zarar verebilmek adına nerede bir şaklaban münafık var, onu ekranlarına konuk ederek, hem maddi hem de manevi amaçlarına ulaşacaklarını zannetmektedirler.

Yaradılış gayeleri sadece Allah'a kulluk ve Resule itaat olan Müslümanların; ayetleri saptırarak gelecekten haber veren ve peygamberimizin söylemediği sözleri hadis adı altında insanlara nakşeden yalancı ve iftiracı münafıkların sözlerine itibar edip peşlerine düşmeleri, şüphesiz kitapları Kur'an'ı bilmemelerindendir.

Her ne kadar sapıklara cevap vermeyi bir zaman kaybı olarak değerlendirsem de, insanlara kötü ve yanlış bilgiler aktararak yoldan çıkarmalarına tahammül edebilmem mümkün değildir.

İnanmadıkları Allah ve Kur'an üzerinde tartışmalar açarak, İslam adına kendileri gibi sapıkları halkın karşısına çıkaran medya, dün akşam da Adnan Oktar ya da Harun Yahya adlı bir münafığı ekranların karşısına çıkarmış, hadis adı altında yalan ve iftiralar diz boyu aktarılmıştır.

Çarpık ilişkileri ve keskin dönüşümleriyle tanınan namı değersiz Adnan Hoca, önce İslamcıyken Atatürkçü, sonra da kurtuluş olarak gördüğü Hıristiyanların rabbi, yani tanrısı İsa'ya sığınarak, Hıristiyanların iddiası olan İsa'nın tekrar yeryüzüne inerek kurtarıcı olacağının propagandasını yapmış, sözde Mehdi'nin tüm nitelik ve niceliklerini taşıdığını ifade ederek, kendinin de bir kurtarıcı olabileceği imasında bulunmuştur. Unutulmamalıdır ki Hıristiyanların taptıkları İsa, Müslümanların iman ettiği peygamber Hz. İsa değil, tanrı İsa'dır. Bu sebeple gizli bir şirke girmemek için, dikkatli olunma zorunluluğu vardır.

Oportünisttlerin tehlikeli ve çıkarcı tüm karestik özelliklerini barındıran ve amacı sadece politik bir güç ve para olan Adnan Oktar, hedefine kolayca ulaşabilmek adına dini basamak edinmekte, herkes tarafından etkilenebilen bilgisizlerin umut kapısı olabilmektedir.

Birbirine tamamen düşman olan laiklik ve İslam anlayışını, nasıl oluyor ise laik bir İslam modeli geliştirerek, Atatürk üzerine konferanslar veren, namaz vaktini üçe indiren ve tek hak din İslam'ı putperest Hıristiyanlığa peşkeş çeken Adnan Hoca; vahiysel İslam'ı değil, peygamberimize attığı iftiralarla kendi sapkın dinini yaymaya çalışmakta, akıl almaz ahlak dışı yöntemler ve skandallarla Hakk'ı ve doğruyu katledip, şeytanı meşrulaştıran yaklaşımlarıyla fevkalade kötü bir örnek olmayı sürdürmektedir.

Acaba Adnan Hoca; ifade ettiği sözde kurtarıcı olarak geleceği rivayet edilen Mehdi'nin mi, yoksa varolan şeytanın mı özelliklerini taşıyor?

Öncelikle şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, herşeyin bahsedildiği, hatta Neml Süresi 82 ayette "dabbetülarz" diye nitelendirilen bir mahlukatın, yani bir canlının yerden çıkarılacağı bildirildiği halde; Mehdi ile ilgili, dolaylı da olsa hiçbir mevzubahis yoktur. Hıristiyanların rabbi isa'nın kurtarıcı olarak tekrar yeryüzüne geleceği efsanesinin etkisinde kalan bazı müfessirler, haddi aşarcasına peygamberimizi referans göstermek suretiyle bir Mehdi kurgulamış ve sanki bir ayetmiş gibi insanları kandırmışlardır. Oysa vahiy, tek kurtarıcının, hidayet vericinin ve yardım edicinin Allah olduğunu özellikle vurgulamıştır. Peygamberler de dahil
insan olmalarından ötürü hiçbir beşere, kurtarıcılık, hidayet vericilik ve yardımcılık yetkisi verimemiş ve verilmeyecektir. Allah, Furkân Suresi 31. ayette: "(Resulüm!) İşte biz böylece her peygamber için suçlulardan düşmanlar peyda ettik. Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter."
Kasas Suresi 56.ayette: "(Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir."

Eğer Allah, herhangi bir aracı dilemiş ise; Mehdi'ye gerek yok, bir odun bile kafidir. Acaba Mehdi denilen varlık; illa bir insan görünümünde mi, bir hayvan veya bir nesne olabilmesi mümkün değil mi?

Kıyametin olmasına çok az bir vakit kaldığını ve Hicri 1500 yılından sonra beklenmesinin gerekliliğini, Saidi Nursi'nin de Hicri 1545 yılında kıyametin kopacağını belirtmeleri; Allah'a ve Resulüne apaçık bir iftiradır. Zamanı belirsiz olduğu birçok ayette belirtildiği halde, kıyametle ilgili kesin alametlerin ne olduğu Kur'an'da yazılı mı ki, sözde Mehdi'nin çıkışından önceki alametlerin birçoğunu sıralayarak, zalimce belirtebilmeye cesaret edebilmektedirler. Oysa Allah, Yûnus Suresi 60. ayette: "Allah'a karşı yalan uyduranların kıyamet günü (akıbetleri) hakkındaki kanaatleri nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler."

Bir saniye sonralarının meçhul ve hiçbir yaşam garantileri olmayanların başlarına kopabilecek "ölüm kıyameti" yanıbaşlarında duruken; onlar ise kainatsal kıyametin hesabını yapıyorlar. Adnan Oktar'ın Kur'an'ı değil de bazı müfessirleri referans göstermesi, zaten onun Kur'an'a iman etmediğinin apaçık göstergesidir. Ya o sapıklıkta iken kıyamet koparsa ne yapacak? Ne de az düşünen ve muhakeme edebilen bu sefillere verilmesi gereken cevap, ancak okkalı bir tükürük olmalıdır.

Allah, Nâzi’ât Suresi 42.43. ve 44. ayetlerde: "Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.) Sen onu nereden bilip bildireceksin! Onun nihai ilmi yalnız Rabbine aittir."
Ahzâb Suresi 63. ayette: "İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır. "
Lokman Suresi 34. ayette: "Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır."
A’râf Suresi 187.ayette: "Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler. "
Nahl Suresi 25. ayette : "Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. Kıyametin kopması ise, göz açıp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. Şüphesiz Allah, her şeye kadirdir. "

Adnan Oktar'ın nasıl zalim bir yalancı ve sefil bir cühela olduğu da, Dabbetül Arz ile ilgili açıklamalarıyla kanıtlanmaktadır.İfadesinde; "Dabbetül Arz bilgisayardır. Topraktan mamul ve konuşan, canlı özelliği gösteriyor. Bilgisayar ve internet sistemi Dabbetül Arz'dır. Ahir zamanda çıkmıştır ve dine hizmet etmektedir. İnsanlara dini anlatıyor. Kuran'da insanları uyaracak diyor gerçekten de uyarıyor. Mehdi'nin ve Hz İsa'nın kılıcıdır internet sistemi." Oysa Allah, Neml Suresi 82. ayette : "O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk (canlı)) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. "

Yerden çıkarılacak olan ve insanların ayetlere iman etmemiş olduklarını söyleyecek bir mahlukatı bilgisayar ile özdeşleştirebilen bir insan, ancak bir ahmak ve ona inananlar da acınası yığınlardır. Yoksa o mahlukat, bio-mekanik bir robot mudur? Yoksa insanların ayetlere iman etmediğini belirten bir bilgisayar keşfi mi var? Acaba bilgisayar ve internet sistemi, küfürü, ahlaksızlığı ve inkarı en şiddetle yayan bir araç değil midir? Canlının dahi ne olduğunu bilmekten aciz ve bilgisayarı canlı özelliği taşımakla konumlandırabilen bir manyağı; nasıl olur da bir bilen, hatta adam yerine konup sözlerine itibar edebiliyorlar?

İman edip Müslüman olduklarını ikrar ettikten sonra, şeytan misali Allah'a karşı benliklerini yüceltip, şöhret ve iktidar peşinde koşan Adnan Oktar gibi yalancı ve iftiracı münafıklar, kendilerine bir paye kazandırabilmek için şeytanın adımlarını takip etmekten vazgeçmemektedirler. Deccalsı yalanlarının ortaya çıkma endişelerinden dolayı yazılı Kur'an'ı ölçü almamakta, tıpkı Hıristiyan ve Yahudilerin dinlerindeki tahrifatları gibi uydurma hadislerle peygamberimize ihanet ederek referans alıp, rivayet ve hurafelerle vahyi bozmaya çalışmaktadırlar. Allah'a ve Resulüne karşı yalan uydurmalarından onlar şeytandır ve asla temize çıkamayacaklardır. Allah, Âl-i İmrân Suresi 77. ayette: "Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır."
Hud Suresi 18. ayette ise: "Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir! "

Bu tür ne idüğü belirsiz yaratıkların ardına takılanlar, nasıl bir lanetle karşı karşıyadırlar ki, güya taşıdıkları akıllarıyla muhakeme edemedikleri gibi, herşeyin son derece açık ve seçik yazıldığı Kur'an'ı da okumuyorlar. Ancak Allah'ın kör, sağır ve dilsiz yapıp kalplerini mühürlediği insanları gerçeğe, doğruya ulaştırabilmek, maalesef söz konusu değildir. Bu sebeple onları izleyen bilgisiz taraftarları da aynı akıbete uğrayacaklardır.

" Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür! " Nahl. 25

Savunduğu Türk-İslam sentezi ile, Mehdiliğinin yanısıra peygamber olduğunu da yakın çevresine üstü kapalı deklare etmiş ve yepyeni bir din peşindedir. Ancak komuoyuna açıklamaya cesaret edememiştir. Zannınca Türklerin kendinden olma bir Türk peygambere ve değişen dünyada yeni hükümlere ihtiyaç vardır.

4 yorum:

Eren dedi ki...

Mehmet ağabey,

Bende eski Adnan Hoca hayranı olarak, gerçekleri saklayan perdeyi açtığınız için teşekkür ediyorum.Bende Mehdinin özellikleri var gibi sahte mehdiliğini ilan edince soğudum ondan.Lâkin beni kominizm, darwinizm hakkında çok bilgilendirdi.Kominizm, darwinizm vb. gibi diğer konuşmaları doğru mu değil mi?

Unknown dedi ki...

Komünizm ve Darwinizm ile ilgili fikirlerinin tamamı doğrudur. Maalesef şeytanın cennetten kovulup cehenneme gark olmasına neden olan "benlik", Adana Oktar gibi birçok insanı yoldan çıkartmaktadır.

Allah bizleri benlik sahibi olmaktan korusun.

Sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Demek ki Tirmizi, Buhari vb benzeri hadis kitaplari uydurma öyle mi kardesim? yani kiyametin hicbir isareti ve Ahirzaman ile ilgili hicbir bilgi verilmedi Peygamberimize öyle mi? Ve Hz. Isa tekrar zuhur edecegi yalandir size göre, o zaman Deccal de yok size göre
ve bizlere emir olunan itahat-i islam
size göre sapkin birsey, yazdiklarinizi okuyunca tüylerim ürperdi ve midem bulandi, ama sizin gibilerin varligi Adnan Hocanin söylediklerini tasdikliyor,
uslubünüze ve sözlerinize bir bakin: hakaret yalan, dolan ve müthis bir cahilik, Siz gibilerden
varligini inkar ettiginiz Hadislerde cok güzel bahsedilmis: Ahirzamanda 70000 sarikli (yani dindar görünen gerici) Deccal´e tabi olacaklardir. Daha ne diyeyim

Unknown dedi ki...

Sizler hiç akıllanmayacak mısınız? Kur'an'da bahsi konu olmayan mehdi ve deccal masallarıyla peygamberimize iftira yapmanızın cezasını nasıl ödeyeceksiniz?
"Bana nispet olunan hadisi Kur'an'la karşılaştırınız.Kur'an'a muvafık ise benimdir, ben söylemişimdir." Hz.Muhammed (SAV)

Utanın...