4 Ekim 2015 Pazar

Şiddet ve savaş farzdır!

Namaz, oruç ve hac gibi tartışılmaz ibadetler ve Allah’ın apaçık hükümleri olan şiddet ve savaş, iman etmiş Müslümanların asla itaatten geri duramayacakları ve nefisleri doğrultusunda itiraz edemeyecekleri farzlardır.

“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” Ahzab 36

Nasıl ki şeytan, ateşten yaratıldığını mazeret göstererek topraktan yaratılmış Hz. Âdem’e secde edebilmesinin mümkün olamayacağını öne sürmek suretiyle Allah’ın emrine karşı gelme cüretinde bulunarak ebedi bir lanete çarpılmış ise, Allah’ın koyduğu kriterler çerçevesinde şiddet ve savaşa da karşı gelmek, şeytanın akıbetine uğramaktır.

Kötüye karşı şiddet ve savaşa seküler hümanist düşünce temelinde karşı çıkılarak, ‘özgürlük ve demokrasi’ manipülasyonuyla hak ve iyi olan ne varsa öyle doğranmış ki, "insan sevgisi, barış ve kardeşlik" gibi olumlu mesajlarla kudretin Allah otoritesinde değil insanlarda olduğu dindışı düşünceler, kötülük ve batıllığın önünde kalkan olmak suretiyle gerek sosyal gerekse siyasi açıdan kabul edilmiştir.

Bir başka deyişle insanı; Yaratıcıdan, peygamberlerden ve dinlerden yüz çevirmeye, sadece kendi varlığı ve benliği ile ilgilenmeye çağrılarak, insan yegâne amaç ve odak noktası haline getirilmiştir. Böylece Allah’ın hükümleriyle yaftaladığı kötüye karşı şiddet ve savaş gayrimeşru sayılmış, iyiyi tehdit eden kötüde olsa koruma altına alınmıştır. Hümanizmin İngilizcedeki sözlük anlamı; en iyi değerler, karakterler ve davranışların doğaüstü bir otoritede değil de insanlarda olduğudur.

Peki, en hümanist ve seküler düzeyde insan hakları savunucusunun şeytan olduğunu biliyor muydunuz?

Hümanizm, tüm gerçekliğin bizzat doğanın ya da insanın kendisinden ibaret olduğuna inanır; evrenin temel materyali, zihin değil madde-enerjidir. Hümanizme göre; doğaüstü varlıklar yani Allah, melekler ya da ruh gerçek değildir; yani insan düzeyinde, insanlar doğaüstü ve ölümsüz ruhlara sahip değildirler; ahiret, cennet ve cehennem yoktur ve tüm evren düzeyinde, evrenin doğaüstü ve sonsuz bir Yaratıcısı yoktur. Dolayısıyla Yaratıcı’yı, Mutlak İrade'yi ve vahyi reddeden hümanizm, doğrudan doğruya ateizme dayanmakta ve her ne olursa olsun fitne çıkararak yahut eylemde bulunarak kötülük yapanı ‘insan gerekçesiyle’ sahiplenmektedir.

İnsan hakları adına özgürlük ve demokrasiyle etkileştirmeye çalıştırdıkları asıl amaç, Allah’ın kötüye karşı uygulanması gereken şiddet ve savaş ile ilgili hükümleri ‘insanlık suçu’ göstererek engelleyebilmektir. Bu sebeple dine karşı düşmanlıklarını bilimsel bir maskeyle anlatarak insanları ikna ederler.  Böylece kötüde her türlü caydırıcı yaptırımlardan kurtularak, iyiyi kemirmek suretiyle bitmektedir.

İnsanı tanrılaştıran hümanizm,  İlahi yani semavi dinler yerine pagan (çok tanrılı din) inancı ve dünya görüşünü yerleştirmeyi hedeflediğinden Allah’ın değil insanın hükmettiği dinleri hâkim kılabilme çabasındadır. Hıristiyanlık ve Yahudilikte dolaylı olarak başarılı olmuş, İslam’da ise ayetleri bozamasalar da rivayetlerle Peygamberi hümanistleştirerek bayağı etkili olabilmiştir.

Türkiye’de başta CHP olmak üzere İslam karşıtlarının hümanist duruşları, her ne kadar "insan sevgisi, barış, kardeşlik, özgürlük, demokrasi, şiddet ve savaş aleyhtarlığı" gibi algı doğursa da, asıl olan Allah’ın otoriterliği ve egemenliğini önleyebilmektir. PKK/HDP gibi amansız ve azgın katillerin yanında olan partiler, gazeteciler ve aydınlara bakıldığında, tamamı hümanist düşünceyi savunan kimselerdir. Peki, Darkula Vlad Tepeş ve Karındeşen Jack’ın da hümanist olduğunu biliyor muydunuz? “Kanla yapılan devrimler daha muhkem olur” diyen Atatürk’ün de hümanist düşüncenin bayraktarlarından olduğunu biliyor muydunuz?

Devletin dini İslam’ı ve dinsel hükümlerin yerine getirilmesini anayasadan çıkaran hümanist CHP’nin, İllüminati kuralları doğrultusunda nasıl İslam’a karşı devrimler yaptığını ve eğitim sistemini komünal bir yapıya dönüştürerek İslam’ı yok etmeye çalıştığını önce öğrenin, sonra CHP’nin ve kurduğu ateist rejimin gerçekçiliğine karar verin! Ki, halen Allah’ın adıyla olan “Bismillah” kelamı dahi yasaktır!
Ancak din karşıtı isen hümanist, çağdaş ve aydınsın; değil isen karanlıklara saplanmış insanlık düşmanı teröristsin!

Allah’ın hükmettiği ölçüde kötüye, azgına ve asiye karşı şiddet veya savaşa başvurmayan iyiliğin, huzurun, güvenin, insanlığın, hak ve adaletin gölgesine dahi kavuşamaz!

Allah mı yarattığı kula yani insana karşı daha merhametli, koruyucu, sevdalı ve haklarını düşünendir yoksa hümanistler mi? İnsanı muhafaza edebilmek için insan numunelerine karşı baskı, şiddet ve ağır yaptırımlar uygulanmaz ise, insanlık yaşayabilir mi?

Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” Bakara 216


“Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!” Tahrim 9

Hiç yorum yok: