10 Haziran 2013 Pazartesi

Osmanlıyı yıkan çapulcular gözlerini Erdoğan’a dikti!

Haçlılarla girdikleri ittifak sonucu ‘cumhuriyet ve milliyetçilik’ manipülasyonuyla hiçbir gücün yok edemediği Osmanlı Devletini ortadan kaldıran çapulcular, kurdukları CHP Diktatörlüğüyle Müslüman milleti nasıl baskı ve şiddetle katletmişler ise, yine aynı entrikayı güncelleştirebilmek peşindedirler.
Başbakan Erdoğan’ı İslam kimliğinden dolayı iktidara geldiğinden bugüne kadar devirmeye çalışan millet düşmanı hainler, sonunda adlarını “çapulcu” koymak suretiyle Müslüman milletten ayrı olduklarını deşifre etmişlerdir.

Haçlılar, Osmanlının dünyadaki hâkimliğini sindiremeyerek dâhili hainleri nasıl taşeron olarak kullanmışlar ise, Başbakan Erdoğan’ın da dünya açılımı o derece uykularını kaçırmış, çapulcuları örgütleyerek geçmişteki hedeflerine ulaşabilecekleri hayallerine kapılmışlardır. Ancak savaştan çıkmış o gün aldatılan milletin karşıların da olmadığını idrak edemeyen dıştaki ve içteki haçlılar; ulumaları, yakıp yıkmaları, küfürleri, medyayı yanlarına almaları, tencere ve tavalarıyla gözdağı vermek suretiyle giriştikleri isyanları, kuvvetle muhtemel bundan önceki hükümetlerin geri attırmalarının cesaretindendir.

Gerek Cumhurbaşkanı Gül, gerek Başbakan Yrd. Bülent Arınç gerekse bazı hükümet ve parti üyeleri geri adım atarak çapulculara sahip çıksa da bu millet, asla geçmişteki tezgâhlara gelmeyecek ve kanlarının son damlalarına kadar mücadelelerini sürdüreceklerdir. Ak Parti, her ne kadar benim için diğerlerinden ayrı değilse de, Başbakan Erdoğan’ın imanı, cesareti ve kararlığıyla ne bir parti ne de başka biriyle kıyaslanabilecek değerdedir. Şayet Ak Partinin başında Erdoğan değil de Gül yahut Arınç olmuş olsaydı, isyanın başladığı gün, çapulculara teslim olurlardı. 

Bugüne kadar Başbakan Erdoğan’ı hem kitaplarımda hem röportajlarımda hem de günlük yazı ve yorumlarımda kıyasıya eleştirmiş ve desteklenmemesi konusunda çağrılarda bulunmuştum.
Ama gün; Allah, İslam ve millet için her vatanperver Müslüman’ın yahut emperyalist karşıtı hak ve adaletten yana olan gayrimüminlerin huzur, güven, özgürlük ve barış adına Başbakan Erdoğan’ın etrafında bütünleşmeleri gereken gündür. Bugün meydana gelebilecek olası bir savaşın çıkabilmesinden asla kaçınılmamalı, ülkemizi zillete mahkûm etmek isteyenlere karşı koşulmalıdır.

Başbakan Erdoğan’ı nefsi çıkarları uğruna haçlılara ezdirmek isteyenlerin inanç, uyruğu ve partisi ne olursa olsun hem vatan hainleri hem de millet ve İslam düşmanlarıdırlar!

Ahzab Süresi 16. Ayette, ölmekten ve öldürülmekten kaçınılamayacağını bildiren Allah, Müslümanlara dünyanın geçici menfaatlerini değil ebedi yaşayacakları ahiret hayatını müjdelemiştir. Dolayısıyla haksızlık ve adaletsizlik karşısında susarak bir gün daha fazla yaşayabilmek için haçlılara ve çapulculara boyun eğenlerin ne kadar ibadet yapsalar da o cennete ulaşabilmeleri mümkün değildir.

Kötülüğün temsilcisi şeytan ile iyiliğin temsilcisi Hz. Muhammed (s.a.v)’in yanında olanlar saflarını belirlemeli ve Başbakan Erdoğan’ın ne amaçla devrilmek istendiği nefisten arınmış bir önyargısızlıkla muhakeme edilmelidir.

Aslında çapulcuların adları gibi bir üfürüklük dermanları olduğu tartışılmazdır. Ancak bizleri barbar görerek ya Anadolu’da yok etmeğe ya da Asya steplerine sürmeye ant içmiş haçlılara karşı mücadele etmek, Müslüman’ım ve insanım diyen her vatandaşın üzerine farzdır. Bu sebeple çapulculara gösterilecek tolerans efendileri haçlıları galebe çaldıracağından, süreci akılla birlikte iman ve kalple de irdelemek doğru kararı aldıracaktır.

Dünyanın birçok yerinde insanlık suçları işlenip masumlar katledilirken, Taksim’de toplanarak çapulcuları sahiplenen onlarca yabancı TV kanalları da mı idrak edilemiyor?

Bu millet bir daha tuzağa düşmeyecek, özgürlük ve cumhuriyet manipülasyonlarına kanarak haçlı çizmelerinin altında ezilmeyecektir. Ölecek ama kesinlikle teslim olmayacaktır!

Ey Başbakan Erdoğan! İman ettiğin Allah ve rehberin Resulullah seninledir. Sakın ha şeytanın tuzağına düşerek geri adım atma! Geçmişte ne güçlü düşmanları hezimete uğratan bizler, haçlıların taşeronu çapulculara mı boyun eğeceğiz? Çapulcular, batıdan getirtilen damızlık haçlıların fışkırtmaları olup, asla bu milletin evlatları değillerdir. Onun için onları milleten sanıp hoşgörüde bulunarak devlet otoritesini ve millet mağlubiyetini sağlamamalısın! Bilmelisiniz ki nefsine duyacağınız az bir kulak kabartısı dahi, sizi hem dünyada hem de ahirette helak etmeye yetecektir! Haçlıların ne diyeceğini asla umursama! Onların ulumalarına kulaklarımızı tıkayamadığımız için çapulcuların bile işgaline uğradık. Ekonomide olabilecek bir kayıptan da endişe etme! Allah’ın “sizi kendi lütfümden zengin ederim” vaadine güven. Allah ve millet adına dik duracağın sürece, millet olarak eskisinden daha güçlü, daha refah ve daha zengin olacağımızdan zerre kadar kaygı duyma. Tek başına kalsan bile Allah adına yanındayım. Bu yolda can vermekten daha büyük kazanç ne olabilir? Biz Müslümanlar Allah’ın bizi sevmesinden tarafız yoksa geçici mevki, makam, şöhret ve servetin değil!


Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.” Saff 4

Hiç yorum yok: