18 Haziran 2013 Salı

Ey Devlet Bahçeli!

Yolunun İslam ve Müslüman millet dışı bir çıkmaz olduğu aşikâr ise de, milliyetçilik manipülasyonlarınla Allah ve vatan adına tutuşmuş Türk gençliğini kolayca aldatabileceğin zannıyla kükrüyor, CHP safına çekmeye çalışıyorsun.

İslam ve Müslüman milletin ezeli düşmanı CHP’nin sağ fraksiyonu olarak hedefin aynı olup, kurtperest bir Türk gençliği inşa edebilmek için güttüğün politikanın tıpkı CHP’nin ataperestliği gibi zafere ulaşabilmesi mümkün değildir. Oysa Türk genci Müslüman’dır; ne ecdadına ne Allah için canlarını veren ülkücü geçmişine ne de vahye ihanet ederler!

Türkiye gibi şanı, itibarı, tarihi ve yaptırımı tartışılmaz olan bir ülke için PKK’dan başka bir politika üretemeyen düşüncenle milleti yönetmeye aday olman, gelişen dünyada Türkiye’nin sonunu getirmektir. Ki, PKK politikan bile sırf seçmeni sömürmekten başka bir samimiyet içermemektedir.

1999 seçimler öncesi Öcalan’ı asıp kesme nutukları atmak suretiyle milleti inandırarak teveccüh göstermenle iktidar ortaklığına taşınman akabinde ani değişerek meydanlarda attığın onca sözlerin aksine Öcalan’ı idam ettirememiş, bir de özel bir ada tahsis ettirerek baş tacı yapmıştın. Böylece Öcalan’ı bugünlere taşıyarak meşrulaştırmış ve devlet karşısında muhatap alınmasına vesile olmuştun. Şimdi de kalkmış Başbakan Erdoğan’ı ihanetle suçlayıp Öcalan ile vurmaya kalkışmakta, açtığın derin yaraları kapatma siyasetine karşı çıkmak suretiyle hilelerle iktidara gelebilme planları yapıyorsun.
Unutmamalısınız ki aynı argümanlarla sizi iktidara getiren Müslüman Türk Milleti, idam ettiremediğin Öcalan’ı salıvermen için tekrar iktidara taşıyabilmesi mümkün değildir. Her ne kadar bazı mahfiller milletimizi aptal sansa da, milletimiz sizden çok daha muhakemeli, kandıracağınızı sandığınız ve o günleri bilmeyen Müslüman Türk gençleri de araştırmaya meyillidir.

Neden ulusalcı ve Atatürkçü kesimlerin alternatif olarak MHP’yi tercih etmeleri irdelendiğinde, dine ve vatana olan hasımlığınızda anlaşılacaktır.

Milletin % 50 oyunu alarak savaş açtığın Başbakan Erdoğan, sadece partisinin değil milletin iktidarıdır. Acaba “vur de vuralım öl de ölelim” sloganlarınızla düşman saydığınız milletin % 50’sini kastetmediğinizi söyleseniz de inandırıcı olamazsınız. Başbakan Erdoğan gökten zembille inerek değil milletin oyuyla iktidara geldiğine göre; vurarak öldürmeyi düşündüğünüzün sadece Ak Parti’nin olmayıp seçmeni olduğu da aşikârdır. Müslüman milleti vurarak öldürmeyi düşünen bir sürüye halkın güvenebilmesi mümkün müdür?

Eğer nefsindeki yok edici hırsı birkaç saniyelik alıkoyabilirseniz, haçlıların safında aldığınız yeri, geçici bir koltuk uğruna yaptığınız tahribatı ve birlik düşmanlığınızı algılayabileceksiniz. Madem amacınız vatan ve millet, haçlıların yanında olmak yerine iktidarın yanlışlarını hediye ederek doğru yola çekebilirsiniz. Ama derdiniz vatan ve millet değil, devleti yağmalayabilmektir.

Millet iktidarını devirebilmek için her fırsatı kolluyor, kod adı Gezi Parkı olan haçlı organizasyonunu bile alttan alta destekleyebildiniz. Öcalan, Atatürk ve Türk bayraklarını yan yana açanları Türk Gençliği olarak sahipleniyor, Başbakan Erdoğan’ı PKK’nın devirebilmesi durumunda neredeyse İmralı’ya giderek Öcalan’a sarılıverecek bir haletiruhiyedesiniz.

Ülkesini ve milletini nefsine peşkeş çekebilecek kadar idrakten tamamen kopmuş biri olarak, Türkiye’ye düşmanlıkta CHP ve PKK ile yarışabilmeniz ülkücülere apaçık bir ihanettir. Partisinin din, namus ve vatan aşkıyla tutuşmuş imanlı ülkücülerin ülkemizi işgale çalışan haçlı çapulculara karşı Başbakan’a destek olabilmek hasebiyle Sincan’daki vatan mitingine katılmalarına ağzınızdan salyalar akıtarak duyduğuz şiddetli öfkenin amacı, pkk’lı teröristlerin işgal edemedikleri vatanı haçlıların işgalinden kurtarma girişimleri değil de nedir? Yoksa yurdun her bir tarafını işgale çalışan haçlı destekli Gezi Parkı çapulcularının yanlarında olmaları mutlu olmanızı sağlardı? Ülkücüler; dine, vatana ve millete karşı terörist solcularla ve pkk’lılarla savaşan yiğitler olmalarına rağmen, istiklalin, hakkın ve adaletin yanında olmalarından duyduğunuz elem ve kederin anlamı, haçlıya dönüşmenizden midir?

Sen kimsin Bahçeli? Müslüman ülkücü kardeşlerimizi nereye götürmeye çalışıyorsun? Sırf koltuk sevdalığını yerine getirmeleri için kullanmak istediğin ruhsuz bedenler mi olmalarını istiyorsun? İman, millet ve vatan sevgilerinden arınarak sadece senin materyal ideolojine bağlı köleler olmaları idealinde misin?

Müslüman ecdadımızdan bugüne gelen ‘üç hilal’ senin değil ama kurperestlere özgü ‘bozkurt’, zaten Müslümanların sahiplenemeyeceği bir teolojidir.

Müslüman Türk milleti adına can veren ülkücüler, hiçbir dönemde kimsenin malı olmadıkları gibi bugünde senin malın değillerdir. Din, vatan ve millet aleyhine gördükleri her olaya müdahale edici saflarını belirler ve kimseden de emir almazlar. CHP ve BDP ile aynı safta milletin temsilcisi Başbakan Erdoğan’a saldıran siz, böylece pkk ile kimin ittifak içinde olduğunu da kanıtlamaktadır. Ki, ülkücülük felsefesini yüreğinde taşıyan birinin siz fırsatçıların peşine takılabilmesi, ülkücülüğe hıyanettir. Ülkücüler canlarını Bahçeli adına vermeyip; Allah, İslam, vatan ve millet aşkına şehit düşmüşlerdir.

Ey Bahçeli! Gerek CHP gerekse BDP’nin kimliği ve seçmenlerinin inançları belli olup, hedefleri ortadadır. Ama siz, bir taraftan “ya Allah ya Bismillah; Allahuekber” sloganları atarken, diğer taraftan o attığınız sloganların aksine hain bir politika içindesiniz. Dolayısıyla münafık nasıl kâfirden nasıl yetmiş kez daha tehlikeli ise, siz de CHP ve BDP’den çok daha tehlikelisiniz.

Ayrıca hatırlatmak isterim ki, “Ya Allah, Bismillah, Allahuekber” tekbirleri müttefikiniz CHP ve BDP mitinglerinde değil, Ak Parti mitinglerinde haykırılmaktadır. Sen nasıl olur da aynı dili ve imanı paylaşan Müslüman Türk Gençliğini Başbakan Erdoğan’dan ayırabilirsin?

Öyleyse sen ve ekibin kimdir?


“Münafık, kâfirden yetmiş kez daha tehlikelidir.” Hz. Muhammed (s.a.v)

Hiç yorum yok: