1 Ocak 2013 Salı

Yılbaşını kutlamayanları felaket mi bekliyor?


Yeni yıla girmenin ahenk ve coşkusunu kutlamayarak tamamen şer ve kötülüklerden arınmış dileklerde bulunmayanların vah hallerine!

Tanrılı tanrısız, dinli dinsiz tüm dünyanın huzur, barış, sağlık, refah ve musibetsiz bir yıl için düzenlenen küresel jübilelere inançlarından ötürü katılmayan muttaki Müslümanları yeni yılda karanlık mı beklemektedir?

Yaratıcı Tanrı inancını reddeden ateistler, Tanrı inancını kabul edip peygamber ve dinleri reddeden deistler, Tanrı olarak Allah’ı, peygamberleri ve dinleri kabul edip tek ve hak din olarak İslam’a iman etmiş Müslümanların topyekûn yeni yıl ile ilgili sevinç, beklenti ve dilekleri öylesine bir paradoks içermektedir ki,  dilenilen dileklerin kimin tarafından yerine getirileceği muamması, zıt inançlıları tek çatı altında toplayabiliyor ise, fevkalade vahim bir çelişki ortaya çıkmaktadır.

Dileğin yahut dilemenin anlamı iradedir. Mutlak İrade karşıtları her ne kadar iradeleriyle yazgılarına karşı üstün gelebilecekleri sanısıyla dilekte bulunsalar da, Müslümanların Allah’ın ‘o kitapta’ yazdığı kaderi değiştirebilecekleri dilekleri, iman ile inkâr arasında tereddüt yaşayan münafıklara dönüşmelerine neden olmaktadır. Sözde Allah, özde nefsi iradeyi savunanların ateistlerden ne farkı vardır?
     
Oysa Müslümanlar, Allah ve Resulüne imanları doğrultusunda kadere de teslim olmuş olmalarından hayır ve şerri yani düaliteyi kabullenip Allah’tan gelen herhangi bir şer yahut musibeti dışlamayarak sabır talebinde bulunmaları gerekirken; tıpkı ateist, deist, Hıristiyan ve Yahudiler misali sapkın düşüncelerle aynı doğrultuda dilek paylaşımları, harmanlaştırılan düşünce ve inançların nasıl özü zehirlediğini kanıtlamaktadır.


Allah’ın yazdığından bir başkasının insanlara erişmeyeceği aşikârken; herhangi bir irade, dilek veya beşerin yazılanı değiştirebilme gücü olabilir mi?
De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlamızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.” Tevbe 51

Ateist, deist, Hıristiyan ve Yahudilerin inançları gereği kaderlerinin kendi iradelerinde olduğu itikatlarına karşın Müslümanların kader sahibi olarak Allah’a iman etmiş olma söylemleri, davranışta hiçbir farklılık oluşturmamaktadır. Sonuçta sözdeki inançları ne olursa olsun nefisleri galebe çaldıracak benliksi bir iradeden vazgeçememeleri, sözle özdeki samimiyetsizliği ve tutarsızlığı da açığa çıkarmaktadır.

Müslümanların dilekte bulunup yeni yıla girmekle haklarında yazılmış menfi kaderlerinin nefislerini mutlu kılacak bir değişime uğrayacak beklentileri, gerçekten iman etmiş olmadıklarını kanıtlamaktadır. Dünya ile ahiret yaşamının ayrıcalığını ve önemini idrak edememiş Müslüman kimlikler, tıpkı diğerleri gibi cenneti dünyada tatmak isteyerek ahireti hiç değere tabi tutmamaktadırlar.

Hâlbuki Allah, dünya hayatının bir oyun, oyuncak, övünme ve aldatmadan ibaret olduğunu buyurmuş, asıl hayatın ahiret yurdu olduğunu birçok ayetinde vurgulamıştır. Dolayısıyla dünyadaki musibet ve acılara sabretmek yerine kaçınanların ahiretteki akıbetlerini umursamamaları, gizli inkârsal boyutlarını da ortaya koymaktadır.

Yeni yıla girmekle dilenilen onca istem, karşılık bulabilecek mi? O dilekleri insanlar mı, yoksa Allah mı yerine getirecek? Tamamen kötülük ve felaketlerden arındırılmış bir dünya mı oluşacak? Düalite son mu bulacak? Yeni yıl, dilekte bulunanların kaderlerinin yeniden yazılacağı bir dönem mi olacak?
Yoksa Allah, kişi veya toplum hakkında yazdığı menfi kaderlerii mi değiştirecek? Hiçbir nefis, aleyhine olan herhangi bir acı, kayıp, hastalık ve felaketi dilemeyeceği halde; neden sahipleniyor? Neden insan, iddia ettiği özgür iradesiyle şerri değiştirip hayrı üstün getiremiyor?

“Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.” Yunus 61

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dır.” Hud 6

“Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır.” Hadid 22

Özellikle şahsım; yeni yıla girerken hiçbir dilekte bulunmamış, kutlamalara katılmamış, şans oyunlarına itibar göstermemiş, eğlencelerle sevinç gösterisinde bulunmamış, barış, mutluluk ve sağlık gibi pembe bir beklenti içine girmeyerek önceki yıllardan farksız bir umursamazlıkla yeni yıla (!) girmiş bulunmaktadır.

Acaba beni nasıl bir akıbet bekliyor? Yılbaşını gereği gibi sevinç içinde kutlayıp dileklerde bulunanları refah bir hayat, beni cehennemsi bir yaşam mı bekliyor?

Eğer dilekleri Allah yerine getirecek ise; Allah, haram kıldığı eylemleri yapanların dileklerini kabul edip yardım ve destekte bulunur mu?

Yok, eğer insanlar iradeleriyle şer ve musibetleri engelleyecek ise; her yıl yenilenen dilekleri yerine getirememelerinin sebebi nedir? Neden diledikleri barış, huzur, zenginlik ve sağlıkta mutlak bir başarı elde edemiyorlar? İradelerini çerçöpe çeviren güç kimdir? Neden aleyhlerindeki müdahaleyi engelleyemiyorlar? Eğer bir kısmı dileklerine kavuşabilmiş ise, bu kendi iradelerinden mi, yoksa Allah’ın önceden yazdığı kaderlerinden midir?  Eğer kendi iradelerinden ise, başarılı iken neden başarısızlığa uğrayarak sabun köpüğü misali yok olup sürünüyor, akılılarken sefillere dönüşüyorlar?

Ahiret hayatına iman ettiklerini öne sürenlerin hiç ölmeyeceklermiş gibi dünya nimetlerine hırsları nasıl bir ikilemdir?

Binlerce yıldır yaşam süren insanoğlu, onca ilim, bilim, teknoloji, gelişim ve iktidarlarına rağmen, neden diledikleri düalitesiz bir düzen kuramadılar ve ne kadar can yakan olaylar var ise sahiplenmekten kurtulamadılar?

Eğer iddia ettikleri özgür iradeleri ve iktidarlarıyla kötülükleri aşamayıp barış, iyilik ve güzeli mukim kılamıyorlar ise, ahkâm kestikleri varlıkları ne işe yaramaktadır?

Yaratıcı Allah’ın dilemesine izin vermediği bir şeyi dileyebileceğini sanan asilerin hüküm sürmesinden dolayı dünya, zilleti yaşamıyor mu?

Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.” İnsan 30

Hiç yorum yok: