12 Aralık 2012 Çarşamba

Pavlov’un köpekleri…


Öcalan’ın isimleri PKK-BDP-KCK olan insan görünümündeki köpekler üzerinde klasik koşullanma deneylerinden etkin sonuç alması, Rus fizyolog ve psikolog Pavlov’un başarısını geride bırakmıştır.

19.Yüzyılda şartlı reflekslerin doğası ve işleyişi konusunda deneysel psikolojiyle yeni bir bilim dalı gerçekleştiren İvan Pavlov, laboratuarındaki köpekler üzerinde çalışma yaparken, köpeklere daha et verilmeden önce ayak sesleri duymalarıyla salya akıtmaya başlamaları, araştırmalarını geliştirmesine neden oldu.

Şöyle ki, köpeğe ilk olarak birkaç zil çalınsa da köpek tepki vermez. Akabinde et verilir. Bunun üzerine köpeğin salyaları akar. Bu sefer et ile birlikte zil çalınır. Daha sonra et verilmediği halde zil çalındığında köpeğin salya salgıladığı görülür.  Şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen bu olayı Pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.

Tabii ki bu metot, akıl ve duygu sahibi insanlar üzerinde etkin olamamaktadır. Olabilmesi ancak köpekleşmeleriyle mümkündür. Çünkü insanların hayvandan üstün yaratılması, doğruyu yanlıştan iyiyi kötüden maddeyi maneviyattan ayırabilme yetileri ve vicdanları, şartlandırma ile yönlendirmeyi etkisiz kılmaktadır. Zaten koşullanma deneyleri insan üzerine sonuç getirebilseydi, her iktidar dilediği tek tip insan geliştirmek suretiyle aleyhindeki olumsuzlukları ortadan kaldırabilirdi. Gerçi hayvanlar üzerinde de tumturaklı etkin bir yönlendirmeden söz edilemez. Tıpkı özgür irade savı misali düşünce ile davranışların örtüşmesinin doğurduğu yanılgıdan farksızdır.

Ancak hilkatte insan olup tabiatı hayvana benzeyen PKK gibi yaratıkların Türk eti ve Müslüman Kürt etine karşı akan salyaları, Pavlov’un deneyinde kullandığı köpeklerle benzeşlik taşımaktadır. Zaten Allah, gerek A’raf Süresi 179. Ayette gerekse Furkan Süresi 44. Ayet gibi birçok uyarıda; “Onlar hayvan gibidir hatta daha şaşkındırlar” diye buyurmaktadır.

Ne var ki, insan görünümündeki köpekleri, hümanistlik çerçevesinde insanmış gibi değerlendiren bakışlar, hayvandan da daha aşağı olan yaratıklara meşruiyet kazandırarak insanlığın bitip tükenmesine yegâne sebeptir.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, “Dağdaki teröristler de nihayet insandır” yaklaşımı, insanlığa apaçık bir hakaret ve aşağılama olmasının yanı sıra Allah’ın uyarılarına sırt çevirmektir. Eğer iddia ettiği gibi ise; tüm eğitim, öğretim, yaptırım ve öğütlere rağmen neden yanlıştan döndürüp vicdanı harekete geçirterek doğru yola iletemiyor? Çünkü hayvanlarda vicdan bulunmamaktadır.
Şüphesiz insanın, insani yönden kırılma noktası olabilirliliğine itiraz mümkün değildir.   Lakin insan değil de hayvandan da daha aşağı sapıklar ise, insani açıdan kırılma nokta iddiası karşılık bulamaz. Vicdanı olmayan bir mahlûka insan denebilinir mi?

Asıl sorun; insanı, yaradılış fıtratına göre değil de yaratıcı bir iradeye sahip olmakla değerlendirmektir. Bu sebeple özgür ve bağımsız olduğu teorisiyle yaratıcının koyduğu kuralların tanınmaması insanı insan yapan üstünlükten uzaklaştırıp azgınlaşmasına, dolayısıyla hayvandan daha aşağı yaratıklara dönüşmesine sebebiyet vermektedir.

Kendini yaratarak biçimlendirip düzene koyan Allah’a başkaldıran bir insanın hilkatteki bir eşine adil ve vicdanlı davranabilmesi imkânsızdır. Yaratıcısına boyun eğmeyi gurursal bir felaket addedip kendi gibi eşine kayıtsız itaati özgürlük ve aydınlıkla özdeşleştiren bir mahlûkun köpekten farkı nedir? Köpeklerin sahip olarak insanı bilmelerinden sadakat duymalarına karşın insanların yaratıcılarını değil de cinslerinden medet ummaları, insani bir muhakemeye ve sorguya sahip olmadıklarına açık bir kanıttır.

Nasıl ki PKK-BDP-KDCK’lılar Öcalan’ın köpekleri ise, Kemalistler ise Atatürk’ün köpekleridir. Solcular da Marx’ın, Mao’nun ve Stalin’in köpekleridir. Yaratıcı’nın dışında herhangi bir beşerin ilkesini tartışılmaz kılarak lâhutî bir bağlılıkla teslim olmuş kimseleri insan kategorisinde değerlendirmek, insanı köpekleştirmektir.

Örneğin Müslümanların peygamberleri olan Hz. Muhammed (S.A.V)’e bağlılıkları, peygamberin Allah elçisi olması ayrıcalığındandır. Ki, ona karşı gösterilen tazim de, Allah’ın koyduğu sınırları aşmamakla çizilmiş ve adına rivayet edilen her hadis yahut davranışının Kur’an’la karşılaştırılıp mutabakata gidildikten sonra riayet edilmesi şart koşulmuştur. Dolayısıyla hata ve kusurdan münezzeh sadece Allah olmasından elçileri de olmuş olsa beşeri fıtratta yaratılmaları ve doğruya iradeleriyle değil Allah tarafından kılındıkları sebatkârlıkla mıhlanmaları; aşk, itaat ve kulluğun yalnızca Allah’a mahsus olduğu, Allah’tan başka hiçbir beşerin fayda veya zarar veremeyeceği, kurtaramayacağı, hidayet sağlayamayacağı, doğru yola iletemeyeceği, sıkıntıları defedemeyeceği ve dilekte bulunamayacağı vahiyle bildirilmiştir.

İlla köpekleşilecek ise, yaratıcısı Allah’tan başkasına sadık köpek olabilen bir mahlûk, insan sayılabilir mi? 
      
Pavlov’un önce et verip sonra zille kandırdığı köpekleri kadar bile aklı olmayan insan müsveddelerin vaatlere kanabilmeleri, ayette buyrulduğu üzere köpekten daha aşağı olduklarına bir delil değil midir?

Zihninde ve kalbinde insani değerleri rehber edinen bir insan; ne din ne ırk ne dil ne de kültürel gerekçelerle vahşi kıyıma girebilir. Haksızlık ve zulüm karşısında susmayıp gerek siyasi gerekse askeri açıdan mücadele edebilir ama acımasızca kan ve etten beslenen bir canavarlıkla meşruiyet hakkı aranamaz.

PKKBDP’nin Kürtleri temsil iddiası, CHP’nin Türkleri ve Cumhuriyeti temsil ettiği iddiasından farksızdır. Nasıl ki CHP, cumhuriyet manipülasyonuyla diktatörlüğü kurmasıyla beraber devletini yıkıp Türkiye’ye cehennem getirdiyse, olası bir PKKBDP diktatörlüğü de Kürtlere çok daha beter bir felaket yaşatacaktır.

Hiçbir mazeret, PKK’nın meclisteki vekillerinin dokunulmazlık zırhlarını sürdürmelerine gerekçe olmamalıdır. Hele Ak Partinin PKK sözcüsü vekillerinin oy kaybı telaşları, insan olmadıklarına somut bir kanıttır. Kahpece saldırarak milleti mahveden köpeklere tekrar seçilebilmek uğruna tolerans gösterebilme arayışları içindeki Ak Parti vekillerin, çoğunluğu Müslüman ve insan olan Kürtleri etkileyip insanlık tarafına çekme yerine şeytanın safına terk etme başarısızlıklarını PKKBDP’ye kalkan olmakla örtbas etmeye çalışmaları, asla izah edilemez. Herhangi Müslüman bir kürdün can, mal, din ve insaniyetin amansız düşmanı köpeklere ilgilerinin tek sorumlusu, bölgedeki Ak Partili vekillerin gizli PKK işbirliklerindendir. Kürtler, kimlik ve kişilik komplekslerinden arınamadığı müddetçe PKKBDP’nin güdülmesinden kurtulamazlar.

Dini ve insanlığı nefisleri doğrultusunda yorumlayanlar, hayvanlıktan ileri geçemezler.  
Pavlov, köpekleri üzerinde deney yaparken bile salıvermeyip tedbiri elden bırakmazken, köpeklerden çok daha dehşetli terörist vekillerine sağlanan dokunulmazlıkların ülkeyi ne hale getirdiği ve sürüleri nasıl kışkırtarak katliam emri verdikleri demeçleriyle ortadadır.

Dokunulmazlıkları kaldırıldığında dağa çıkılacağı tehdidiyle devlet ve millete gözdağı verdiğini düşünen köpeklerin yeri, zaten dağdaki inlerdir. Bu sebeple dağa çıkmaları korku değil bilakis sevinç doğurmalı, böylece halkın zarar görmeyeceği telef gerçekleşmelidir.
   
İnsan olmayanlara ısrarla insan muamelesi yaparak dokunulmazlık ve üstünlük sağlayan toplumlar, yok olmaya mahkûmdurlar.

İnsanlar, kendilerini şan ve şeref sahibi kılan Allah’a şükredeceklerine hilkatteki eşlerine köpekleşmeleri, ne de nankör ve hain olduklarını ortaya koymaktadır.

“Kahrolası insan! Ne inkârcıdır!” Abese 17

“Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar.” İsra 71

“Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de aciz, kendinden istenen de!” Hac 5

“Ey insanlar! Allah'ın vadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı da Allah hakkında sizi kandırmasın!” Fatır 5

“Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.” Kehf 54

Hiç yorum yok: