21 Aralık 2010 Salı

Adı “Kemal” olan işçi ve memurlar!

Artık sıradan bir insan olmadığınız müjdesiyle daha ne duruyorsunuz?

Sözünüzün tanrısal bir söz olduğu güvencesiyle hayallerinize kavuşmanın gereğini yapmıyorsunuz?

Hem adınız Kemal hem de geçim sıkıntısı mı çekiyorsunuz, otomobil ya da ev sahibi mi değilsiniz, tatile mi çıkamıyorsunuz, çocuklarınızın eğitimine mi yetiştiremiyorsunuz, eşinizin taleplerini mi karşılayamıyorsunuz, borç batağında mı çırpınıyorsunuz, maddi sıkıntılardan eğlence ve yemeğe mi gidemiyorsunuz, sağlık harcamalarınızı mı yapamıyorsunuz, giyim ve kuşam mı alamıyorsunuz; o zaman aptalsınız…

Sizler gibi adı Kemal olan işçi ve memur bir adaşınız; 75 milyonluk koca bir millette tek bir yoksul bırakmaksızın zenginleştireceğini ve adının Kemal olmasından ötürü parayı bulacağını vaat ederek milyonları inandırıyor da, birkaç kişilik çekirdek aileden müteşekkil sizler mi ihtiyaçlarınızı karşılayacak basit bir meblağı bulamıyorsunuz?

O Kemal’e; “söz verdiğin parayı nereden bulacaksın, kaynağın nedir, millete verebileceğin bir teminat var mı, herhangi bir proje veya fizibiliten mevcut mu” gibi sorulara, “benim adım Kemal, işçi Kemal, memur Kemal, sözüm teminattır” diye yanıt verebiliyor da, sizde işçi ve memur Kemal’ler olarak neden sermaye sahiplerinin ve bankaların karşısına dikilip, sözünüzün karşılığı dilediğinizi almakta tereddüt ediyorsunuz?

Neden CHP’nin kapısına dayanıp; “benim adım Kemal” özgüveniyle derhal taleplerinizin karşılanmasını istemiyorsunuz? Tek banka sahibi bir parti olan CHP’nin İş Bankasındaki hisseleri sadece Kemal’lere değil, diğer işçi ve memurlara da yeteceği halde; üstelik Kemal gibi üstün bir ayrıcalığa sahip olmanıza rağmen hakkınız olanı alamıyorsunuz?

Sizler nasıl bir Kemal’siniz?

Eğer adın bir önemi yok ise, o Kemal deli, yalancı veya tanrı mı ki kendinizi aynı seviyede görmüyorsunuz?

Bu durumda o Kemal’e nasıl güvenip destekleyebilirsiniz?

“Fil olduğundan küçük, bit ise olduğundan büyük çizilir hep.” J.W.Swift

Hiç yorum yok: