11 Eylül 2015 Cuma

Rahmeti Apo’dan bekledikleri için;

Diriyken yolunda can veren ölülerine, “Apo rahmet etsin” duasında bulunan PKK/HDP’liler öyle insan olmayan insan numuneleridir ki, bir kısmı ateist olmasına rağmen büyük bir kısmı Allah’a inandıklarını iddia etseler de Apo adlı bir iblise iman etmiş olmalarının sapkınlığı içindedirler.

Tüm haksızlık ve adaletsizlikler yalnızca kendilerine yapılıyormuş gibi kapıldıkları aşağılık kompleksinden yaratıcı Allah yerine Apo’ya kurtarıcı olarak meyletmeleri öyle bir düşmanlık doğurdu ki, aynı vatanda birlikte yaşadıkları Türklerden daha aşağı hissetmeleri karmaşasından zillete duçar oldular. Nasıl ki her Müslüman Türkü aleyhlerine potansiyel bir düşman algılıyorlar ise, sabırları tükenen Türklerde her Kürdü potansiyel bir terörist olarak algılamaya başlamıştır.

Kökenleri itibariyle sürekli kendilerini ispat edebilme çabasıyla asilikte sınır tanımamakta ve vahşilikte hayvanlarla yarışabilmektedirler. Özgüven eksikliklerinden Kürt saplantısı öyle bozulmalarına sebep olmuş ki, korkunç yaratıklar zümresine ilhak olmuşlardır.

Her ne kadar öncesinde İslam’la şereflenerek Müslümanlık izzet ve itibarına kavuşmuşlar ise de, Kürtlük saplantıları İslam’dan koparıp Apoizm’e yöneltmiştir. Apoizm’in tanrısı Apo; “Allah ile girdiği savaşı kazandığını ve yarı tanrı olarak savaştan çıktığı” hezeyanında bulunabilen manyak bir iblistir. Dolayısıyla PKK/HDP’li Kürtlerin tamamı şeytana tapan satanistlerden farksız Apoistlerdir.
Şeytan, nasıl ki ateşten yaratıldığını gerekçe göstererek topraktan yaratılan insana karşı üstün olduğu iddiasında bulunmasının bedelini ebedi lanete çarpılarak ödemiş ise, PKK/HDP’li Kürtlerde aynı akıbete uğramışlardır.

Aşağılık komplekslerini aşabilmek için kendilerini ezeli düşman saydıkları Müslüman Türklerden üstün görme kompleksleriyle teröre başvurarak yücelebilecekleri karmaşası taşımaları sorunun esasıdır. Devletten ve toplumdan dışlanarak soyutlandıkları paranoyaları, neden canavarlaşabildiklerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla kalplerinde iblissi hastalık bulunmalarından hiçbir hoşgörü, insanlık ve kardeşlik teması fayda vermemekte; sürekli üstün duruma geçme, sahip olma ve ezme gibi benlik güdüleri kin, nefret ve düşmanlıkla özdeşleşmelerini doğurmuştur.

Özellikle Müslüman Türkleri vurgulamamdaki amaç, zaten Müslüman olmayan “ateist, solcu, komünist, fasık, münafık, seküler ve laik” haçlı Türklerin saflarında bulunmalarındandır. Bu sebeple vahye iman etmiş Müslüman Türkler, ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. 
   
Şeytanın nasıl doğru yola girebilmesi mümkün değil ise, kalplerinde şeytanda olan kibir hastalığından ötürü PKK/HDP’nin de iflahı imkânsızdır. Kendilerine hiçbir tedavinin fayda sağlayabilmesi; bin yıldır süren dostluk, akrabalık, güleryüz, birlik, paylaşım, eşitlik ve iyi niyetinde yarar getirmediği ortada olup, artık hiçbir arayış çözüm getiremez.

Daha çözüm süreci adı altında başlatılan ihanetsi görüşmelere ne kadar yüksek sesle karşı çıkıp, “şeytanla işbirliği ve barış yapmanın ilk kuralı, ‘yapma’ ve Müslüman Kürtleri de iblise kaptıracaksın” çırpınışında bulunsak da, kendilerini yaratıcı yerine koyma cüretinde bulunan hükümet, ‘kimse bilmez ben bilirim’ ısrar ve inadından öyle bir zehir ekti ki, ektiğini tüm millet yemek zorunda kaldı.

Şımaran Apoist PKK/HDP, kendini dev aynasında görerek devlet içinde devlet, millet içinde millet olabilme hayaliyle kök söktürmeye kalkıştı; sadece dâhili haçlıları değil harici haçlıları ve Müslümanları dahi safına çekerek meydan okudu ve okumaya devam edebilmektedir. Haydi, cesaretleri varsa PKK olduğu aşikâr HDP’ye yaptırım uygulayabilseler ya! HDP’nin meşruiyetine son verebilseler ya! Neden yapamazlar biliyor musunuz; iplerini Allah’a değil PKK/HDP dostları haçlı-siyonistlere bağlamış olmalarından!

Seküler-laik devlette lanet içinde olmasaydı, kendini tehdit eden, açıkça savaşan ve teröristlerin önünde kalkan olan, her türlü lojistik ve silah yardımında bulunan, içeride ve dışarıda PKK’ya sahip çıkarak özgürlük direnişçileri abartısıyla öven HDP’ye verdiği meşruiyeti sonlandırabilirdi. Artık çocukların dahi kanmayacağı “soruşturma tiyatrosu” ile sürdürdükleri ninni ancak kendilerini uyutmaktadır.

Gurur ve kibirlerinden dolayı burunlarından kıl aldırmayan PKK/HDP ile değil konuşmak, ülkenin bekası için ya telef ya da tehcir etmekten başka bir çözüm yoktur. Eğer ulumalara kulak kabartır ya da hümanist takınılırsa, Türk bayrağı yerine PKK/HDP bayrağı burçlara çekilir; hutbelerde de İslam değil Apoizm yankılanır!

İnsanlık şerefini ruhta değil bedende arayan Apoistler, Apoistlikten önce Müslümanlıkla şereflenip yüceltilmiş olmalarının kıymetini bilemediklerinden öyle zelil ve hakir bir topluluğa dönüştüler ki, her şeyden aşağı oldular. Dolayısıyla PKK/HDP’li her Apoist, Müslümanların kardeşleri ve sırdaşları olamayacaklarından düşmanların ta kendileridirler!

Apoistler için hikmetin başı nedir bilir misiniz; Apo korkusudur! Başka bir deyişle PKK/HDP’li olabilmenin ölçüsü, Apo’ya ve fikirlerine bağlılıktır.

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” Ali İmran 118

“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.” Nisa 45

(Resulüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.” Nahl 37


“De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!” Ta-Ha 135

Hiç yorum yok: