4 Mayıs 2011 Çarşamba

Ey bre gafiller…

Müslüman olduğunuzu kabul ettiğiniz halde vahiyden öyle kopmuşsunuz ki, dünyaya gelme nedeninizin sırf Allah yolunda mücadele etmek olduğu zorunluluğu nefislerinize ağır geldiğinden, kendi istek ve düşüncelerinize göre inşa ettiğiniz dininizi tüyü yolunmuş sıska bir kaza çevirmenizin ahmaklığıyla düşmanların taşeronluğunu yaptığınızın farkında bile değilsiniz.

İslam, Allah’ın iradesine kayıtsız-şartsız bağlılıktır. Dolayısıyla İslam olduğunu ikrar eden hiçbir mümin; yeryüzü ile yeryüzündekiler, gökyüzü ile gökyüzündekiler ona düşman bile olsa zerre kadar korkmaz, savaşmaktan kaçınmaz, zafer ya da yenilgi gibi bir kuşkuyla şehit olmaktan geri durmaz. Zulme ve haksızlıklara karşı sadece savaşır…

Eceli belirlenmiş birinin bir başkası tarafından yaşatılması veya öldürülmesi asla mümkün değildir. Canı kim verdiyse alanda O’dur. Fiziki araçlar tıpkı hastalık misali birer mazerettir.
ABD gibi sefil ve terörist bir düşmanın ömrünü Allah yolunda mücadeleyle geçirmiş Usame Bin Laden’i iradesi ve gücüyle şehit edebileceğine inanılarak, ABD benzeri insan kasabı teröristleri can alıcı tanrı seviyesine yüceltmekten daha cahilce ne olabilir?

Her iman etmiş Müslüman’ın hedefi, her türlü hesaptan muaf tutulup doğrudan cennetle müjdelendiği şehitlik mertebesidir. Dolayısıyla riskli uzun bir yaşamı değil ebedi hayat olan cennete bir an önce kavuşmak, imanın bir gereğidir.

Usame Bin Laden, vahyin emrettiği doğrultuda zalimlere karşı mücadele etmiş tumturaklı bir Müslüman’dır. Ondan ve o yolda mücadele eden mücahidlerden bir başkasının Müslüman sayılamayacağı vahyin bir hükmüdür.

Gıpta ettiğim Usame Bin Laden, ırkı ve dini ne olursa olsun diğerleri gibi hiçbir zaman sivil halkı hedef gözetmemiş, ekonomik ve makam çıkarı gütmemiş, işgal ve sömürü maksadıyla asla bir eylemde bulunmamış, hiçbir zaman iktidar hesabı yapmamıştır. Barbarların görünüşteki galibiyetlerinin gerçekte bir hiç olduğunu kanıtlayabilmek adına giriştiği eylemlerdeki sivil kayıplar kadersi bir sonuçtur ve o barbarları tanrılaştıranların da onlara değil Allah’a tevekkül etmelerine bir uyarıdır. Tıpkı deprem ve afetlerde meydana gelen kayıplardan Allah’ı sorumlu tutabilmek nasıl akıl dışı ise, hak ve adalet adına savaşan Usame Bin Laden’i de yükümlü tutmak delaletin ta kendisidir.

İşgalci düşman barbarların sinagog ve bankalarına yapılan saldırılarda Türk vatandaşların öldürüldüğünü gerekçe göstererek Usame Bin Ladin’in tüm insanlığı ilgilendiren davasını karalamaya çalışanlar bilmelidirler ki, ecel nerede yazılmış ise oradan kaçıp kurtulabilmek mümkün değildir. O kişiler oralarda değil de yataklarında ölselerdi, suçlu kimi göstereceklerdi.

Vakit Gazetesinde yayınlanan ilanımın, gazetenin hukuk bölümünce kesintiye uğramasından yayınlanmayan bir paragraf ve Tevbe Suresi 111. Ayeti bilgilerinize sunuyorum.

“Cennete kavuşan o mübarek naşını sevinç gösterileriyle karşılayan cehennemlikler bilmelidirler ki, kâinatın sahibi Allah’ın hala diri olduğunu, sıralarını bekleyen on binlerce Usame Bin Laden’in vadeleri geldiğinde zalimleri topyekûn helak ederek hak ve adaleti egemen kılacaklardır. ”

“Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, büyük kazançtır.” Tevbe 111

3 yorum:

Bint_i Turab dedi ki...

''Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın.''Fatır:5

Amennâ ve saddeknâ!...

Semi'nâ ve eta'nâ!...

Özünüz'e, sözünüz'e ve kaleminiz'e sağlık...

Zâlimler için, yaşasın cehennem!...

Adsız dedi ki...

SELAM HİDAYETE TABİ OLANLARIN ÜZERİNE OLSUN.HAKKI SÖYLEMENİN ELİNDE KOR ATEŞ TUTMAKTAN ZOR OLDUĞU BÖYLESİ BİR ZAMANDA VERDİĞİNİZ İLANLA MUVAHİDLERİN GÖNLÜNÜ ŞAD ETTİNİZ. ALLAH BİNLERCE KEZ SİZDEN RAZI OLSUN. HÜRMETLERİMLE...

mehmet selim polat dedi ki...

(TEVBE suresi 23. ayet)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ آبَاءكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاء إَنِ اسْتَحَبُّواْ الْكُفْرَ عَلَى الإِيمَانِ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَأُوْلَـئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.

(MÂİDE suresi 51.ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Ey iman edenler!
Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin.
Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.
Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.

(BAKARA suresi 120.ayet)
وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.
De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur.
Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, Andolsun ki,
Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

(TEVBE suresi 28. ayet)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلاَ يَقْرَبُواْ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَـذَا وَإِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْنِيكُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ إِن شَاء إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Ey iman edenler! Müşrikler ancak Necistir,bir pisliktir.(Tuvalet Pisliği) Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.