İslam toplumlarının ABD güdümlü iktidarları
vahiy karşıtı gruplara cesaret vermekte, dolayısıyla peygamber efendimize sürdürülen
hakaretlere yeni bir sinema filminin eklenmesiyle başlayan Müslüman
ayaklanmaları meşru olup, Allah’ın emri doğrultusunda gerçekleştirilen “cihadın”
terör değil, bilakis İslam’ın tartışmasız imani bir emri olduğu kitabidir.
Allah’ın resulüne ve Müslümanlara meydan
okuyucu filmin arkasında ABD iktidarının olduğu, Dışişleri Bakanı Clinton’un, “Biz arkasında değiliz” açıklamasıyla
anlaşılmaktadır. Dolaylı itirafa mecbur kaldığı inkârsı sözlerinin ikna edici
olmadığı, İslam karşıtı referansıyla ortadadır. Eğer ifade ettikleri gibi, milyarlarca
Müslüman’ın kutsallarına karşı samimi ve basiretli olsaydılar, sonucu bilerek söz
konusu savaş çıkaracak filmin yayınlanmasına fırsat vermezlerdi. Diğer taraftan
ileri aşamadaki planlarını test etmek maksadıyla Müslümanların tepkilerini
ölçme stratejilerini de göz ardı etmemek gerek.
Hilary Clinton’un, sanki özgürlük
tanrısıymış gibi, güya özgürleştirdikleri Libya’nın nasıl böyle bir şey
yapabilmesini sorgulaması, gerçeklerden ne kadar kopuk ya da sinsi olduğuna
açık bir kanıttır. Özgürleştirmekten kastettikleri, vahiy düşmanı Fetullah
Gülen gibi Müslüman kimlikler mi oluşturmaktı? Madem özgürleştirici bir kudrete
sahipler yahut insaniyeti mihenk edinmişler; neden İsrail işgali ve zulmü
altındaki Filistinlileri özgürleştirmiyorlar ve terörist İsrail aleyhine alınan
kararları veto ediyorlar?
Vahye iman etmiş
hiçbir Müslüman, onlar indinde insan değildir…
Politikası Müslümanları katledip köleye
dönüştürmek olan ABD, bugüne kadar döktüğü ve ırzına geçerek sömürdüğü
milyonlarca Müslüman’ın hesabını çok daha çetin vereceğini unutmamalıdır. Eğer
birkaç diplomatın öldürülmesiyle işlediği vahşetlerin bedelini ödeyeceğini
sanıyor ise, Kur’an’ı Kerim’de başına geleceklerini öğrenmeye davet ediyorum.
Ama diyeceksiniz ki, şeytan da, Fetullah Gülen’de biliyor ama tövbe edip doğru
yola gelemiyorlar.
Bundan böyle ABD, İslam âlemini devşirdikleri
Fetullah Gülen gibi münafıklara dönüştürme çabalarındaki muvaffakiyetsizliklerini
sorgulayacak, diğer ülkelerde de Gülen gibi misyoner açılımına gidecekleri
kuvvetle muhtemeldir. Ancak Allah, varlığını sürdüğü müddetçe asla başarılı
olamayacakları kesindir. Çünkü Allah ve Resulü için canlarını vermeye hazır
milyonlarca Müslüman, vadelerini beklemektedir.
İslam’a karşı ABD konu olunca savunma
dürtüleri alarm veren Fetullah Gülen, yayınladığı mesajda, neredeyse ABD’nin
Libya Büyükelçisi yerine ölmeye hazır bir yaklaşımla taziyelerini ifade etti
ama peygamberimizi aşağılayan “o filme” tek bir tenkit getirmedi? Yoksa Türkiye’den de destek aldıklarını
belirten yönetmen, Fetullah Gülen’i mi kastediyordu?
Oysa Allah, ayetlerinin birçoğunda Allah ve Resulüne karşı savaşanların kesinkes öldürülmelerini emretmişken; nasıl olur da İslami bir referansın olamayacağından bahsederek açıkça inkâr edebiliyor? Bu durumda Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in, vahye iman etmiş bir Müslüman olduğu ve İslam’ı temsil ettiği söylenebilir mi? Bu açıklamasıyla Mehmet Görmez, küfre girmiştir!
İşte ayet; cevap ver Görmez!
“Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve
yeryüzünde düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları
yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut da bulundukları yerden
sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de
büyük azap vardır. “
Maide 33
Allah ve Resulüne karşı savaş açanlarla savaşmayan,
asla mümin değillerdir.
ABD Libya
Büyükelçisi ve üç diplomatın öldürmelerini meşrulaştıran, taşıdıkları
kimlikleriydi. Kalplerinde saklı olanları bilemediğimizden her ne kadar Allah
ve Resulüne düşman değillerse de, şeytan adımlarını takip eden iktidarlarının
kurbanı oldukları tartışılmazdır.
Dolayısıyla ABD
Libya Büyükelçisi ve üç diplomatın öldürülmelerini kınamıyor, bilakis Kur’an’a
iman etmiş her Müslüman’ın yapması gereken farzı bir yükümlülük olarak karşılıyorum.
Çünkü yaratıcım Allah, bu doğrultuda hüküm veriyor ise; iman ettiğini ileri süren
bana aksi bir yorumda bulunmak yaraşır mı?
O filmin ardında
ABD iktidarının olduğu aşikârdır, bu sebeple ABD’ye karşı girişilen küresel
infiali destekliyor, canını Allah ve Resulü yolunda ortaya koyan Müslümanların
cennetle müjdelenmelerine imreniyorum.
ABD’nin, gözdağı
amacıyla Libya’ya gönderdiği uçak gemileri ve komandoları ancak Fetullah Gülen
benzeri münafıkları korkutur. Müslümanları ise yüreklendirir…
Son olarak Fetullah Gülen’e bir sorum olacak; hani peygamber efendimizden
bahsederken gözyaşların ılık ılık akarak durmak bilmiyordu; neden ABD’de ağzına
almaktan korkar duruma geldin? Acaba peygamber efendimize yapılan hakaret mi
yoksa İslam düşmanı ABD diplomatlarının öldürülmeleri mi İslami’dir?
“İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur.
Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.” Al-i İmran 175
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder