7 Haziran 2012 Perşembe

Kürtajı hak iddia eden bebek katillerinin…


Tepkilerini ciddiye almak, ancak caniliği meşrulaştırır.

Zinacı erkek-kadın fahişelerden popülerlisi olanların ulumaları katilleri cesaretlendirerek etki yapabilecekleri düşünülse de, insani, vicdani ve ahlaki değerleri hala tükenmemiş toplumumuzda karşılık bulabilmeleri mümkün değildir.

Zaten kadınları zinacı fahişelere dönüştüren erkek fahişeler, kürtaj ile ilgili tartışmalarda da ön sırayı almaktadırlar. Gayr-i meşru ilişkilerinin bedeli olan çocuğu öldürecek kadar canavarlaşan sapıklar, maalesef aramızda gazeteci ve siyasetçi olarak ahkâm kesebilmekte ve itibar görebilmektedirler. Oysa onlar, bir anlık tatminleri uğrana toplumun ahlakını çökertmekle kalmayıp, nesli katleden acımasız sadistlerdir.

Özellikle siyasi partiler ve gazeteciler, toplum ahlakını yüceltici ve bebek gibi vahşi cinayetleri engelleyici politika ve düşünceler gütmeleri gerekirken; kürtaj gibi insanlık suçu bir canavarlığı müdafaa etmeleri, nasıl maskeli şeytanların yıkıcı tehdidiyle karşı karşıya olduğumuzu ispatlamaktadır.

Varlık amacı din ve namus telakkisini ortadan kaldırmak olan CHP’nin vicdansızlığı, kürtajın yasaklanmasına verdiği şiddetli tepkiyle anlaşılmaktadır. Üstelik CHP’li ya da BDP’li kadınlar, anne ya da anne adayı olma hasebiyle merhamet ve vicdan taşımaları icap ederken; akıl ve kalplerini şeytana satmış olmalarından bir bebeğin katledilmesine rıza gösteren haykırışları, insan olmadıklarını kanıtlamaktadır. Hayvana gösterdikleri ilgi ve acımayı dünyaya gelecek bir insana duymayarak katlini meşru sayan bir duygu, insani olabilir mi?

Bebek katili olmakla suçladıkları terörist başı Apo’yu dahi geride bırakan gaddarlıkları, topluca kürtaj lehine eylemlere kalkışarak Apo’dan daha kıyıcı olduklarını deşifre etmektedirler. Eğer terörist Apo bebek katili ise, anne karnındaki bebekleri katleden ve katledilmelerini savunanlar daha beter değiller midir?

Kürtajın yani bebek katilliğinin bir hak olduğunu haykıran sadist fahişelerin estirdikleri terör karşısında suskun kalan yasalar, dolaylı yollardan caniliği meşrulaştırmaktadır. 

Oğlu ile aynı kadını paylaşan CHP’nin aynası Kamer Genç adlı ucube; Grup Başkanvekili Muharrem İnce adlı tacizci; ahlaksızca yaptığı zinadan hamile kalan sevgilisini kürtaj yaptırtarak canavarlar galerisinde yer alan katil Ahmet Hakan Çoşkun adlı gazeteci; babanın kızı, kardeşin kardeşle, ananın oğluyla ve hayvanla cinsel ilişkiyi savunan damgalı sapık Ahmet Altan adlı gazeteci gibi bebek katillerinin Drakula Vlad Tepeş’ten ne farkları var?

Zinacı fahişelerin kürtaj yanlısı olmaları tabidir. Evli ya da bekâr olmaları cinayetsi duygularını durdurmamakta, seri cinayet işleyenlerden çok daha acımasız bir eylem içindedirler. En kalpsiz caniler dahi bebeklerin masumiyetine duygulanır ve dokunmaktan kaçınırlarken, onlar zerre kadar merhamet göstermeyerek diri diri parçalara ayırarak katlederler. Bir insanı parçalara ayırarak öldürenlerle, kürtaj yapan ve yaptıranların özde bir farkları var mı? Meşhur Münevver Karabulut cinayetindeki kesik baş olayı, en azından Münevver öldürüldükten sonra gerçekleşmiş ama bebekler parçalanarak öldürülmektedirler.

Ayrıca kürtaj yaptıran evli kadınların imajları ne kadar iffetli olsa da, karnındaki bebeği katlettirebilecek kadar canileşebilmiş olmasının sebebi, mutlaka o çocuğun yaptığı zina sonrası meydana gelmiş olmasındandır. Ortaya çıkabilir korkusuyla çeşitli gerekçeler öne sürerek kürtaja kalkışan kadınların kocaları bilmelidirler ki, o çocuğun kesinlikle kendilerinden olmadığıdır. Yoksa hangi kadın vahşileşebilir? Eşlerden habersiz gizli yaptırılan kürtajların yanı sıra, zinadan doğan çocukların büyümeleri akabinde bir DNA testi sonrası çocukların kendilerine ait olmadığını öğrenen nice kocaların çokluğuna da şahit olunabilmektedir.

Bir de güya uğradıkları tecavüz sonrası istisnai olan hamileliği sömürerek kürtajı savunanlar yalan söylüyorlar. Kadın istemedikten sonra cinsel ilişkinin vuku bulabilmesi imkânsızdır. Normal şartlarda dahi kadının yardımı olmaksızın bir birleşme olamıyor ise, debelenen bir kadının uzvuna girebilmek nasıl mümkün olabilir? Ayrıca cinsel birleşmenin altyapısı olan uyarı oluşmadan orgazm gerçekleşemez. Dolayısıyla kadının tahriki yani birleşme anında karşılığı olmaksızın tatminin meydana gelebilmesi söz konusu değildir.

Diyelim ki dayatılan bıçak, çekilen silah karşısında öldürülme korkusuyla kendini tecavüzcüsüne teslim eden kadın, namusu uğruna şereflice canını vermekten kaçınarak rahmine akıttırdığı meninin üremesiyle oluşan bebeği katletmesinin hak sayılabilmesi, nasıl bir vicdanla ve hukukla bağdaştırılabilir? Bir cani olarak bebeğe kıyma yerine, neden kendini öldürtmüyor? Çünkü tecavüz bahane, zaten o, iffetini teslim etmeye ve akabinde cani olmaya hazır bir fıtrattadır.

Bu nasıl bir duygudur ki, sözde tecavüze uğrayan kendisi ama katli vacip bebek olup, yaşamını keyifle sürdürebilmektedir. Kürtajın yasaklanmasıyla gayr-i meşru ilişkiden doğacak çocuğu merdiven altı denilen illegal operasyonlarla katlettirmenin hayati riski bulunduğu ve ölümlerin artacağı endişesi duyuluyor. Oysa bebek katillerinin ölmesi, insanlıkla şereflendirilmiş hiçbir beşerin umurunda değildir.

Kürtaj, zinacı fahişelerin kalkanı olmasından sapıklarca savunulmakta, dolayısıyla bebek cinayetleri işleyenler yüzünden toplum, lanete müstahak olmaktadır.

İnsanlığın ahlaken çöküntüye uğradığı öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, neredeyse herkesin DNA testi yaptırması mecbur hale gelmiştir. Tamamen zinayı aklama amacıyla yaptırılan kürtajın yasaklanması, ölüm korkusundan dolayı zinayı da azaltacaktır. Koruyucu prezervatifin zevki azaltıcı etkisinden dolayı sevgililerin bir müddet sonra koruyucusuz ilişkileri, zina akabinde cinayeti de gerekli kılmaktadır. Ancak evli kadınlar, eşlerinin üzerindeki etkiye göre koruyucuya da ihtiyaç duymamakta, olası bir hamileliklerinde eşleri, potansiyel baba olmaktadırlar.

Yaratan Allah olduğu için, hamileliği önleyici ne kadar tedbirler alınsa da, Allah bir musibet ve ceza olarak dilediği kadınları hamile bıraktırabiliyor.   
    
İnsanın ana karnındayken öldürülmesi meşru, dışarıda iken öldürülmesini suç sayan anlayış, şüphesiz şeytanidir!

Kazada, terörde, savaşta, felaketlerde ölen bebeklerin ölmeleri veya öldürülmeleri değil, kürtajla katledilen bebekler insanlığı yok etmektedir.

Evet, kürtaj sıradan bir cinayet değil doğrudan bir vahşettir. Dolayısıyla insaniyet ve lanetten kurtulma adına kürtaj yapan, yaptıran ve azmettiren müebbet hapisle cezalandırılmalıdırlar.

Hiç yorum yok: