Tepkilerini
ciddiye almak, ancak caniliği meşrulaştırır.
Zinacı erkek-kadın fahişelerden popülerlisi
olanların ulumaları katilleri cesaretlendirerek etki yapabilecekleri düşünülse
de, insani, vicdani ve ahlaki değerleri hala tükenmemiş toplumumuzda karşılık
bulabilmeleri mümkün değildir.
Zaten kadınları zinacı fahişelere
dönüştüren erkek fahişeler, kürtaj ile ilgili tartışmalarda da ön sırayı
almaktadırlar. Gayr-i meşru ilişkilerinin bedeli olan çocuğu öldürecek kadar
canavarlaşan sapıklar, maalesef aramızda gazeteci ve siyasetçi olarak ahkâm
kesebilmekte ve itibar görebilmektedirler. Oysa onlar, bir anlık tatminleri
uğrana toplumun ahlakını çökertmekle kalmayıp, nesli katleden acımasız
sadistlerdir.
Özellikle siyasi partiler ve gazeteciler,
toplum ahlakını yüceltici ve bebek gibi vahşi cinayetleri engelleyici politika
ve düşünceler gütmeleri gerekirken; kürtaj gibi insanlık suçu bir canavarlığı
müdafaa etmeleri, nasıl maskeli şeytanların yıkıcı tehdidiyle karşı karşıya
olduğumuzu ispatlamaktadır.
Varlık amacı din ve namus telakkisini
ortadan kaldırmak olan CHP’nin vicdansızlığı, kürtajın yasaklanmasına verdiği
şiddetli tepkiyle anlaşılmaktadır. Üstelik CHP’li ya da BDP’li kadınlar, anne
ya da anne adayı olma hasebiyle merhamet ve vicdan taşımaları icap ederken;
akıl ve kalplerini şeytana satmış olmalarından bir bebeğin katledilmesine rıza
gösteren haykırışları, insan olmadıklarını kanıtlamaktadır. Hayvana
gösterdikleri ilgi ve acımayı dünyaya gelecek bir insana duymayarak katlini
meşru sayan bir duygu, insani olabilir mi?
Bebek katili olmakla suçladıkları terörist
başı Apo’yu dahi geride bırakan gaddarlıkları, topluca kürtaj lehine eylemlere
kalkışarak Apo’dan daha kıyıcı olduklarını deşifre etmektedirler. Eğer terörist Apo bebek katili ise, anne karnındaki
bebekleri katleden ve katledilmelerini savunanlar daha beter değiller midir?
Kürtajın yani bebek katilliğinin bir hak
olduğunu haykıran sadist fahişelerin estirdikleri terör karşısında suskun kalan
yasalar, dolaylı yollardan caniliği meşrulaştırmaktadır.
Oğlu ile aynı kadını paylaşan CHP’nin
aynası Kamer Genç adlı ucube; Grup Başkanvekili Muharrem İnce adlı tacizci;
ahlaksızca yaptığı zinadan hamile kalan sevgilisini kürtaj yaptırtarak canavarlar
galerisinde yer alan katil Ahmet Hakan Çoşkun adlı gazeteci; babanın kızı,
kardeşin kardeşle, ananın oğluyla ve hayvanla cinsel ilişkiyi savunan damgalı
sapık Ahmet Altan adlı gazeteci gibi bebek katillerinin Drakula Vlad Tepeş’ten
ne farkları var?
Zinacı fahişelerin kürtaj yanlısı olmaları
tabidir. Evli ya da bekâr olmaları cinayetsi duygularını durdurmamakta, seri
cinayet işleyenlerden çok daha acımasız bir eylem içindedirler. En kalpsiz
caniler dahi bebeklerin masumiyetine duygulanır ve dokunmaktan kaçınırlarken,
onlar zerre kadar merhamet göstermeyerek diri diri parçalara ayırarak
katlederler. Bir insanı parçalara ayırarak öldürenlerle, kürtaj yapan ve
yaptıranların özde bir farkları var mı? Meşhur Münevver Karabulut cinayetindeki
kesik baş olayı, en azından Münevver öldürüldükten sonra gerçekleşmiş ama bebekler
parçalanarak öldürülmektedirler.
Ayrıca kürtaj yaptıran evli kadınların
imajları ne kadar iffetli olsa da, karnındaki bebeği katlettirebilecek kadar
canileşebilmiş olmasının sebebi, mutlaka o çocuğun yaptığı zina sonrası meydana
gelmiş olmasındandır. Ortaya çıkabilir korkusuyla çeşitli gerekçeler öne
sürerek kürtaja kalkışan kadınların kocaları bilmelidirler ki, o çocuğun
kesinlikle kendilerinden olmadığıdır. Yoksa hangi kadın vahşileşebilir? Eşlerden
habersiz gizli yaptırılan kürtajların yanı sıra, zinadan doğan çocukların
büyümeleri akabinde bir DNA testi sonrası çocukların kendilerine ait olmadığını
öğrenen nice kocaların çokluğuna da şahit olunabilmektedir.
Bir de güya uğradıkları tecavüz sonrası
istisnai olan hamileliği sömürerek kürtajı savunanlar yalan söylüyorlar. Kadın
istemedikten sonra cinsel ilişkinin vuku bulabilmesi imkânsızdır. Normal
şartlarda dahi kadının yardımı olmaksızın bir birleşme olamıyor ise, debelenen bir
kadının uzvuna girebilmek nasıl mümkün olabilir? Ayrıca cinsel birleşmenin
altyapısı olan uyarı oluşmadan orgazm gerçekleşemez. Dolayısıyla kadının
tahriki yani birleşme anında karşılığı olmaksızın tatminin meydana gelebilmesi
söz konusu değildir.
Diyelim ki dayatılan bıçak, çekilen silah
karşısında öldürülme korkusuyla kendini tecavüzcüsüne teslim eden kadın, namusu
uğruna şereflice canını vermekten kaçınarak rahmine akıttırdığı meninin üremesiyle
oluşan bebeği katletmesinin hak sayılabilmesi, nasıl bir vicdanla ve hukukla
bağdaştırılabilir? Bir cani olarak bebeğe kıyma yerine, neden kendini
öldürtmüyor? Çünkü tecavüz bahane, zaten o, iffetini teslim etmeye ve akabinde
cani olmaya hazır bir fıtrattadır.
Bu nasıl bir duygudur ki, sözde tecavüze uğrayan
kendisi ama katli vacip bebek olup, yaşamını keyifle sürdürebilmektedir.
Kürtajın yasaklanmasıyla gayr-i meşru ilişkiden doğacak çocuğu merdiven altı
denilen illegal operasyonlarla katlettirmenin hayati riski bulunduğu ve
ölümlerin artacağı endişesi duyuluyor. Oysa bebek katillerinin ölmesi,
insanlıkla şereflendirilmiş hiçbir beşerin umurunda değildir.
Kürtaj, zinacı fahişelerin kalkanı
olmasından sapıklarca savunulmakta, dolayısıyla bebek cinayetleri işleyenler
yüzünden toplum, lanete müstahak olmaktadır.
İnsanlığın ahlaken çöküntüye uğradığı öyle
bir dünyada yaşıyoruz ki, neredeyse herkesin DNA testi yaptırması mecbur hale
gelmiştir. Tamamen zinayı aklama amacıyla yaptırılan kürtajın yasaklanması, ölüm
korkusundan dolayı zinayı da azaltacaktır. Koruyucu prezervatifin zevki
azaltıcı etkisinden dolayı sevgililerin bir müddet sonra koruyucusuz
ilişkileri, zina akabinde cinayeti de gerekli kılmaktadır. Ancak evli kadınlar,
eşlerinin üzerindeki etkiye göre koruyucuya da ihtiyaç duymamakta, olası bir
hamileliklerinde eşleri, potansiyel baba olmaktadırlar.
Yaratan Allah olduğu için, hamileliği
önleyici ne kadar tedbirler alınsa da, Allah bir musibet ve ceza olarak
dilediği kadınları hamile bıraktırabiliyor.
İnsanın ana
karnındayken öldürülmesi meşru, dışarıda iken öldürülmesini suç sayan anlayış,
şüphesiz şeytanidir!
Kazada, terörde, savaşta, felaketlerde ölen bebeklerin ölmeleri
veya öldürülmeleri değil, kürtajla katledilen bebekler insanlığı yok
etmektedir.
Evet, kürtaj sıradan bir cinayet değil doğrudan bir vahşettir.
Dolayısıyla insaniyet ve lanetten kurtulma adına kürtaj yapan, yaptıran ve
azmettiren müebbet hapisle cezalandırılmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder