9 Temmuz 2018 Pazartesi

R.T Erdoğan ve AKP Kemalist’tirler!

Ancak üstüne serpiştirdikleri dinle yaptıkları kamuflajdan dolayı farklılarmış gibi algılanmaktadırlar.

16 yıldır tek başlarına iktidarda bulunmalarına rağmen Atatürk gibi ölü bir beşeri tanrı yapan CHP ve darbecilerin dayattıkları ilkelerinin yanlışlığıyla ilgili hiçbir değişim gerçekleştirememiş; hatta onun üzerine ettikleri yeminle Allah’a karşı olan şeref ve namuslarını satabilmişlerdir.
Dolayısıyla devletteki namus ve şeref ancak Atatürk ilkelerine bağlılıkla orantılı ise, Allah, Peygamber, Kur’an ve vahiy nedir?

Meselem Atatürk ile ilgili değil; çünkü o küfrü ya da imanıyla geçmişte yaşamış bir ölüdür. Dolayısıyla sorunum onun ilkelerine bağlı kalacağına yemin ederek, pergel misali bir ayağını Atatürk hukukuna koymak suretiyle devlet ve siyasette Allah’ın ilkelerini beğenmeyerek tanımayan şeriat karşıtı kâfir ve münafıklarladır.

Bir Müslüman’ın Allah’ın değil de Atatürk ya da başka bir beşerin ilkesine bağlı kalacağına dair yemin ederek sindirebilmesi fasıklığın ta kendisidir. Başta Hz. Peygamberimiz olmak üzere gelmiş tüm peygamberlerin Kur’an dışı hiçbir ilkesi olmamış; bugün üzerine yemin edilen batıl odaklı ilkelere karşı savaşarak yükümlülüklerini tamamlamışlardır.

Başkan Erdoğan’ın Atatürk ilkelerine bağlı kalacağına istinaden yemin etmesi akabinde anıtkabire giderek devlet tanrısı Atatürk mozolesine çiçek koyma taziminde bulunup (ki o çiçek koyma eyleminin nasıl bir rükûa varmak olduğu görüntülerle alenidir), geri geri gelmek suretiyle kıyama varırcasına saygı duruşu yapması nasıl bir pagan inancına sahip olduğunu kanıtlamaktadır.
 
Bakanlarla birlikte Cuma günü Hacı Bayram Veli Camisine giderek namaz kılacak olması ve ardından bakalar kurulu toplantısı yapacağını bildirmesi apaçık bir göz boyama ve bir algı değil de nedir?

Hatırıma; Mustafa Kemal’in seküler-laik Cumhuriyeti kurmadan önce Balıkesir’deki Zağnos Paşa Camiisin de yaptığı hutbe geldi. Demişti ki; “Ey millet! Allah birdir; şanı büyüktür. Allah’ın selameti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizami, hepimizin bildiği Kur’an-ı Azimussan’daki açık ve kesin hükümlerdir. İnsanlara manevi mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir; mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak’tır.”

Peki, sonra ne olduysa ve nasıl inkârsı bir değişim vuku bulmuş ise, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP de o olmuştur!

Atatürk nasıl ki Kur’an Müslümanlarına savaş açarak cihad ehlini kıymış ise, mirasını sürdüren Recep Tayyip Erdoğan’da aynısını daha yumuşak yapmaktadır.  Ancak CHP ile farkı, İslam kimliğine sahip referansıyla ürkütmeden öyle bir manipülasyonla siyasetini sürdürmektedir ki, Atatürk ve CHP döneminden daha ılımlı bir hal yaşatmaktadır. Kesiştikleri nokta demokrasi için cihadı şer görmüş olmalarıdır. Çünkü ABD eski bakanı George W. Bush’un ifadesine göre,  Hıristiyan uygarlığı için en büyük tehlike cihaddır!

Ki, bir şapka kanunu için yüzlerce insanı kurşuna dizmekle kalmayan hatta Rize gibi bir ili bombalayabilen ve mezardan çıkardıkları bir alimi asarak tekrar gömen Atatürk ve CHP’nin Kur’an Müslümanlarına olan şedit tepkisi Recep Tayyip Erdoğan’da mevcut olmasa da ilkelerini koruyabilmektedir.
 
Çanakkale Savaşıyla İngilizleri ağır bir mağlubiyete uğratanlardan biri olan Atatürk daha sonraki yıllarda İngilizler tarafından sevilip dost edilebilmesi ve ödüllere layık görülebilmesini hiç anlayamamış; bunun üzerine Atatürk’ün ya Mustafa Kemal olmadığını ya da devletini peşkeş çekmiş bir karşılık aldığı konusunda yazılar yazmıştım.

Acaba Recep Tayyip Erdoğan’da aynı taktik içinde Müslüman milletin teveccühünü mü kazanmaya çalışmaktadır?

Öyle ki, 2002 yılında Başkan Erdoğan; Değiştim, değiştim, gelişerek değişim. Çünkü çağdışı değilim" demişti. Deniz Baykal da, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında kendisine; “Ben ne isem, şimdide aynıyım ve hiç değişmedim” yanıtını vermişti.

Atatürk gibi iktidara gelmesiyle değişen ve değişikliğini tumturaklı sürdürebilen Erdoğan ve AKP’yi Kur’an’la özdeşleştirebilmek mümkün değil ise, fani dünya veya nefis için yaptıklarının dışında Allah için yaptığı bir hizmetin olmadığı Atatürk ilkesine bağlılığıyla ortadadır.  

Dünyanın bir oyun, oyuncak, eğlence, süs ve aldatma olduğunu birçok ayetinde bildiren Allah’ı kazanabilmek için yapılanların bir değeri olabilir mi?

Atatürk’ün cumhuriyeti kurmasıyla şeriatın ve hilafetin süreceğini sanan halk nasıl aldanmış ise, Erdoğan’dan şeriat bekleyen halk da öyle bir aldatılma içindedir. Hele 16 yıldır tek başına iktidarda olmasına rağmen Kur’an’a muvafık hiçbir uygulamada bulunmayan Erdoğan, Atatürkçülüğün sağ kanadı olan MHP müttefikliğiyle nasıl bir hale geldiği alenidir.

Atatürk’te Erdoğan gibi "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" amacı için siyaset ve devlet başkanlığı yapmamış mıydı?  Öyleyse Atatürk, şeriat karşıtı olmasından ötürü eleştiriliyorsa, neden Erdoğan kınanmayarak sindirilebiliyor? Lakin Hz. Muhammed, Allah’ın indirdiği hükümleri egemen kılabilmek için devlet başkanlığı yapmıştı!  

Kimin ilkesine bağlı kalınacağı üzerine yemin ediliyorsa, o bir tanrıdır. Çünkü ilke, temel inanç demektir. Madem devletin tanrısı Atatürk ise, Allah kimdir?  Yaratıcı Allah’ın ilkeleri yok mu ki, Atatürk gibi 100 yıl öncesinde yaşamış ölü bir beşerin ilkelerine baplı kalınacağına yemin edilebiliyor?

Bu sebeple Recep Tayyip Erdoğan ve AKP gizli Kemalist’lerdir; Allah’ın değil Atatürk’ün rızasını kazanabilmek için siyaset yapmaktadırlar.  

"(İnsanlar!) Kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Hâlbuki hepsi bize döneceklerdir." Enbiya 93

“Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler (çeşitli din ve kitaplara ayrıldılar). Her grup, kendinde bulunan (tuttuğu yol) ile sevinip böbürlendi.” Müminûn 53

“Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bunun sebebi, Allah'ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.” Muhammed 7-8-9

“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hala akıl erdiremiyor musunuz?” En’am 32 


“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. Ahzab 36

Hiç yorum yok: