Kemalistler bile yanlarında cesur ve
dürüst kalmaktadırlar!
Muhakeme
yetisi olmayan Safiye İnci adlı bir kadın, Anıtkabire yaptığı ziyarette Atatürk’ü
sevmeyip nefret ettiğini; geldiğinden utanıp pişmanlık duyduğunu ve Atatürk’ün,
Tayyib’in boku bile olamayacağını ifade etmesi fevkalade iğrenç, bayağı ve adi
bir üsluptu.
Oysa Atatürk,
hem hiçbir etkisi olmayan beşeri bir ölü hem de üstün kıldığı Tayyip, Atatürk
ilke ve inkılâplarına boyun eğip kendisini devletin tanrılığına oturtmuş bir
kişi. Dolayısıyla hiçbir açıdan kıyasları mümkün değil!
Ancak çarşaflı
o kadının Atatürk’e galiz hakaretleri söz konusu o çevreyi ürküterek, kadını
kerhanede çalışan orospudan daha beter hale getirmelerine sebep oldu. Hele
fırıldaklık ve cambazlıkta sınır tanımayan Melih Gökçek adlı bir AKP’li, o
kadından farksız bir davranışta bulunarak iftirada öyle ileri gitti ki, başka
bir kadının açık fotoğrafını kullanarak aklı sıra aşağılamaya kalkıştı.
Hâlbuki
hem kendi karısı hem de partisindeki bakanlar dâhil olmak üzere birçok AKP’li
açık ve ifadelerine göre Müslüman değiller mi ki, açık-kapalı üzerinden Atatürk’e
yapılan hakareti, aslında açık olan çarşaflı o kadının bir provokatif olduğu algısıyla
tahrikçiliğe kalkışabilmiştir. İnançlarına göre sadece çarşaflılar Müslüman ve AKP’li
ise, açıklar kimdir ve AKP’de ne işleri vardır? Ayrıca AKP’nin İslam esasları
doğrultusunda bir parti olmadığını Başkan Erdoğan beyan etmemiş miydi?
Öyleyse
onlara ne oluyor ki, şerefsizlere ve idrakten yoksunlara mahsus o hakaretlerin
örtülü ya da örtüsüz bir kadın tarafından yapılmış olunmasından elem duyabilmekte
ve aleyhlerine tertiplenmiş bir komplo olarak görebilmektedirler?
Atatürk ne yaptıysa diriyken
yaptığına göre; öldükten sonra ne yaptırımı olabilmiş ki, Atatürk’ün şahsına,
kabrine ve ailesine yüklenilebilinmektedir?
Haydi, o
kadını yereceklerine cesaretleri var ise,
Atatürk ilke ve inkılâplarını değiştirsinler!
O kadının
ifadelerinden anlaşıldığına göre bir AKP seçmeni! Oysa CHP’liler çarşafları
sokak ortasında paramparça yaparlarken ve Peygamber Efendimize akıl almaz hakaretler
düzerken partilerinden hiçbir tepki almamışlardı.
Arkadaş!
Atatürk’e devletin mülkiyetini veren iktidarlar değil midir? Atatürk’ü devletin
başına tanrı olarak oturtan onlar değil midir? Atatürk ilkelerine bağlılık
yemini ederek izinden giden onlar değil midir? Atatürk’ün kabri başında kıyama
duran, mozolesine çelenk bırakırken rükûa varan iktidarlar değil midir? Atatürk’ün
anıt defterine yolunda ilerleyeceğine dair sözler veren Başkan Erdoğan gibi hükümetler
değil midir? Mahkeme salonlarında dahi Atatürk ilkeleri doğrultusunda muhakemeleşmeyi
meşrulaştıran onlar değil midir?
İslam
karşıtı Kemalistler ve solcular ile sözde İslam lehtarı muhafazakâr demokratlar
ve kimlik Müslümanların paydaşları nedir bilir misiniz; taktıkları Atatürk
maskelerdir. Yoksa hiçbiri Atatürk’ü umursamamakta; nefsi çıkarları uğruna
kullandıkları Atatürk’ün de onların ne sevgi ne de nefretlerini umursamadığı
muhakkaktır.
Böylece bir
ölünün dirileri nasıl korkuttuğu Atatürk Türkiye’sinde öyle aşikâr ki, yaratıcı
Allah’a şirk koşmaktan korkmayanların nasıl münafık oldukları kanıtlarıyla
ortadadır.
Zamanında
Atatürk’e karşı ölümüne direniş göstermeyenler nasıl riyakârlar ise, aradan yüz
yıl geçmesine rağmen Atatürk ilkelerine boyun eğmiş olanlarda aynıdır! Bu sebeple gerek hükümet gerekse destekçileri
Atatürk’ü eleştirmek yerine münafıklıklarını sorgulamalılar; nasıl sözde iman
ettikleri Allah’ın ilkelerine kayıtsız-şartsız itaatleri emrolunmuşken; ölü bir
beşer olan Atatürk ilkelerine bağlılıklarını yanıltlamalılardır.
Evet; ‘Atatürk,
Tayyip’in boku olamaz’ diyen Safiye İnci adlı salak kadın en ağır cezaya
çarptırılmalı ve aynı düşüncede olanlarda, Tayyip’in, Atatürk güdümünde devlet
başkanlığı yaptığını; ilke ve inkılâplarına yemin etmeden değil başkanlık,
devletin kapısından bile içeri giremeyeceğini öğrenmelilerdir. Dolayısıyla
Allah’ın ilkelerini, diğer bir ifadeyle ayetlerini satan asla övülemez…
“Ey iman
edenler! Allah'tan korkun. O'na
yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.”
Maide 35
“Allah buyurdu ki: İki tanrı
edinmeyin! O ancak bir Tanrı'dır. O halde yalnız benden korkun!”
Nahlı 51
“İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman
etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korksun.”
Al-i İnran 175
“Ey iman
edenler! Siz kendinize bakın. Siz
doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır.
Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.” Maide 105
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder