Öncelikle
zalimliğin ölçüsü ve kime karşı yapılanın zalimlik olunduğu bilinmelidir ki, zalim
olan masumiyetle kuşatılmasın.
Zalim olan tek varlık insanın ta kendisidir!
Dolayısıyla insanın nefsine karşı işlediği haksızlıklardan dolayı zalimlikle
özleşmiş ve zulmü doğurmuştur.
Öyle ki, insanoğlun yaratılmasıyla birlikte
cennette yaşayan ve Allah’ın en makbul kullarından olan şeytan bile kovulmuş ve
ebedi lanetlenerek insana arkadaş kılınmıştır.
İnsanı yaratan Allah da birçok ayetinde
insanın ne kadar zalim ve nankör olduğunu buyurmuş; böylece; zulmü
içselleştirmesinden zalimin başka yerde aranmaması gerektiğini ortaya
çıkarmıştır.
Ancak Allah’a tumturaklı kulluk yapanlar
istisna, geri kalanların tamamı zalimdir. Çünkü Allah öyle hükmetmektedir.
Bir insan olan Donald Trump zalim de,
zulmettiği insanlar zalim değil midir? Eğer Trump insan ise, ABD halkı,
müttefikleri, BM üyesi ülkeleri ve dünyadakilerde insan değil midir?
Herkes insan olduğuna göre, zalim olanın
insan olduğu aşikârdır.
Peki,
zalim olmayan kimdir?
Ancak halife olarak gönderilmiş muttakiler zalim
değildir! Çünkü onlar yaratıcıları Allah’a karşı ortak koşmayıp her türlü şirkten
kaçınan; hükümlerine kayıtsız-şartsız riayet edip hâkimiyetin insanda değil
Allah’ta olduğunu kabul eden; Allah’ın buyurduğunun dışında kendi isteklerine
göre herhangi bir seçim hakkında bulunmayan; Allah’a karşı haddi aşmayarak
indirdikleriyle amel eden; ahireti dünyaya karşı tercih ederek faniliğe
meyletmeyen; her an öleceğini bildiklerinden dünya nimetlerine tamah etmeyerek
hak ve adaletten ayrılmamak suretiyle bozgunculuk çıkarmayan; kendine verilen
nimetin azlığına bakmaksızın nasip belleyerek şükreden ve başkalarına karşı
haset bellemeyen; nefsi için değil rabbi Allah’ı adına malı ve canıyla mücadele
eden ve kendini Allah’a adayandır.
Halife ya da muttakiler ile et, kemik ve
sinir kütlesinden ibaret bir beden olduklarına inananları birbirinden ayıran
ruhtur. Fiziksel olarak her ne kadar birbirlerine benzer bir insan görünümünde
olsalar da ruhları öyle aykırıdır ki, zalim ile adili ortaya koyan kuvvetlerdir.
İnsan olan herkes zalim ve nankördür. Çünkü
Allah, fıtratları ona göre yaratmış olsa da, halife olarak yarattığı
muttakileri ayrı tutmuştur.
Kimi insanların zalimlikleri alenidir, kimilerininki
de fırsatı ele geçiremediğinden gizlidir.
Dolayısıyla zalimlerin yığınla taraftarlarıyla birlikte nasıl
kendilerini zalim değil haklı görüyorlar ise, zalim karşısındaki mazlumlarda
aynı şekilde kendilerini temiz ve mağdur görmektedirler.
Oysa gerek zalimlik gerekse mazlumluk tamamen
Allah’a iman ile orantılıdır. Bu sebeple Allah, yarattığı insanları zalim ve
nankörlükle yaftalamış; zatına karşı işlenen haksızlık ve adaletsizliklere
zalimlik demiştir. Diğer taraftan hiçbir insanın kendini temize
çıkaramayacağını bildirmiştir. Yani insan temiz ya da mazlum değildir!
Bir
yerde fevkalade zulüm yapan zalim; korkunç zulümlere muhatap mazlumları
düşünün! Şüphesiz Allah dilerse ne zalimin zulüm yapabilmesi ne de mazlumun
zulme uğrayarak acı çekebilmesi asla mümkün değildir. Ancak Allah, hükümlerine
itaat edilmesi için zalimle mücadele edilmesini ve mazlumun yanında yer
alınarak korunmasını bir imtihan gerekçesiyle vazife görmüştür. Yoksa Allah,
insanların tamamına hidayet verir; böylece yeryüzünde ne zalim ne de zulüm gören
kalırdı.
Hâlbuki
zulmü yapan zalimde insan, zulme uğrayanda insan! Mesele insanın birbirine
yaptıkları değil, Allah’ın indirdiği hükmün yerine getirilmesidir. Diğer bir
ifadeyle düşünülen ve yapılanın insan için değil, Allah istediği için ifa
edilmesidir.
Zaten
yaratıcısı Allah’a zalimlik ve nankörlük yapmayanın hilkatteki eşlerine de
yapabilmesi imkânsızdır. Ancak fıtratında olanı engelleyen muttalilik ile
üstesinden gelinen zalimlik ve nankörlüğün önlenebilmesi yalnızca Allah’ın
dilemesiyle mümkündür.
İnsan
diyerek değer verilen varlık öyle vahşidir ki, dişini gösterecek fırsatı
yakalayamaya dursun; şerefini satacak imkânı bulmaya dursun; para ve tatmini
için ruhuna yapıştıracağı etiketi görmeye dursun! Dolayısıyla zalim ve nankör olan insanın mazlumluk
ölçüsü muttakiliği ile nispetlidir.
“O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu
insan çok zalim, çok nankördür!” İbrahim 34
“Kendilerini temize
çıkaranlara ne dersin! Hayır, Allah dilediğini temize çıkarır ve hiç kimse kıl payı kadar
haksızlık görmez.” Nisa 49
“(Hesapları görülüp) iş
bitirilince, şeytan diyecek ki:
«Şüphesiz Allah size gerçek olanı vadetti, ben de size vadettim ama, size
yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi
çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin,
kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz!
Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim.» Şüphesiz
zalimler için elem verici bir azap vardır.” İbrahim 22
“Biz emaneti, göklere, yere
ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o
çok zalim, çok cahildir.“ Ahzab 72
“Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, «Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım» diye
benden kesin söz çıkmıştır.“ Secde 13