Peygamberleri dahi
öldürebilen yahudiler, zillet damgası vurulmuş öyle lanetlidirler ki, böylesi vahşi
bir kavmin, ırkın, topluluğun, milletin veya inanç güruhunun eşi ve benzeri
yoktur.
İnsanlar
içinde iman edenlerin en amansız düşmanlarının yahudiler olduğu Maide Süresi
82. Ayetle buyrulmuş; dolayısıyla yahudilerin Filistinlilerle hatta İslam
alemiyle yaptıkları savaşın toprak alma veya devlet meşrulaştırma değil, dini
olduğu apaçık ortadadır. Bu sebeple iman etmiş hiçbir Müslüman hatta hıristiyan
dahi yahudiler ile Filistinliler arasında cereyan eden savaşta tarafsız kalamaz
ve topyekûn Filistin safında yer alarak yaşanılan dünyayı lanetten
kurtarmalıdırlar.
Yahudilerin Tevrat’tan sonra gelen kitabı ve aynı zamanda
hukuk sistemi olan
Talmud’da; sırf Müslüman oldukları için Türkler maymuna
benzetilmiştir. “Müslüman Türkler, kuzey
ve güneydeki göçebeler, zenciler ve bizim coğrafyamızda yaşayıp da onlara
benzeyenler, tabiatı çok daha düşük sesli bazı hayvanların tabiatına benzer,
bunlar insan seviyesinde değildirler. Seviyeleri bir insan ile bir maymunun
seviyeleri arasında bir yerdedir. Çünkü görünüşleri maymundan daha çok insana
benzemektedir.”
Haham Sofer şöyle der: “Osmanlı İmparatorluğu içindeki Müslümanlar ve Hıristiyanlar, başka
ilâhlara tapınan putperestlerdir ve dolayısıyla dolaylı yoldan öldürülmeleri doğrudur.”
Haham Sofer, Müslüman ve Hıristiyanları, Eski Ahit’te adı
geçen Amalek kabilesine benzetir. Eski Ahit’te, Amalekler hakkında verilen
hüküm şu idi. “Orduların Rabbi şöyle der: Amalek’in
İsrail’e yaptığını, Mısır’dan çıktığı zaman yolda ona karşı nasıl durduğunu
arayacağım. Şimdi git, Amalek’i vur, onların her şeylerini tamamen yok et,
onları esirgeme, erkekten kadına, çocuktan emzikli olana, öküzden koyuna,
deveden eşeğe kadar hepsini öldür.”
Yahudilerin Kudüs’teki Batı duvarında, (Ağlama duvarı
diye bilinir) yıllar boyunca döktükleri gözyaşları, yalvarışları ve
öpücükleriyle taşları eritmeleri, kendi din ve ırkları dışında diğer tüm din ve
ırkları elimine edebilmek ve dolayısıyla kurtuluşa erişebilmek içindir.
Haham Sofer, kendini günlerce odasına kapatarak acı içinde
ağlamak suretiyle gözyaşlarını önündeki bardağa damlatmasındaki amacın ne
olduğunu bilir misiniz; Müslüman ve Hıristiyan
kanları misali tuttuğu oruçtan önceki yemekte içmek içindi. Gerçi günümüzde
bile birçok haham aynı ritüeli devam ettirmektedir.
Ancak Protestan köklü Evangelist ABD, Müslümanlara olan amansız
düşmanlığından esas hasmı yahudilerle işbirliğine girerek dinleri hıristiyanlığa
ve rableri İsa’ya öyle ihanet etmişlerdir ki, dinlerinden aforoz olmakla
kalmayıp Kur’an’a ve Hz. Muhammed’e ihanet eden İslam kimlikli münafıklardan
farksızdırlar.
Aslında yahudilerin ezeli ve ebedi düşmanları esas itibariyle
Hıristiyanlardır. Ne var ki, inkârda birlik olunmasından ötürü Protestan mezhebi
ve Evangelist gibi sapkın tarikatlarla müttefik ve dost olabilmişlerdir.
Allah’ın hışmına uğrayarak şeytan misali lanetlenmiş yahudiler
ancak Müslüman olmaları akabinde zillet damgasından kurtulabilirler.
Dolayısıyla Peygamberleri öldürmüş lanetlilerden merhamet duyulmaz ve insanlık
beklenemez. Ki, Filistinli Müslümanlara karşı duydukları kin ve nefreti
söndürebilmek imkânsız olduğundan hiçbir şart ve koşulda uzlaşmaya girişilemez
ve herhangi bir Müslüman’ın barışı ve işbirliği mümkün olamaz.
Şeytanla işbirliği
yapmanın ilk kuralı nasıl yapmamak ise, yahudilerle de yapılmamalı; dizginlenebilmeleri
için savaşılmalıdır. Dolayısıyla her türlü toleransa kapalı olan yahudilerin kaderi
ile şeytanın kaderi aynıdır.
Yeryüzündeki insanlığın ölçüsü yahudileri bağlamak ile
orantılıdır. Allah’ın elçileri peygamberleri öldürmekten daha kötü hiçbir şey
olmadığına göre; herhangi bir yahudinin insan olabileceği düşünülebilinir mi?
Her ne kadar yahudi düşmanlığı bir insanlık dışı ifade
edilse de, kriterleri yaratıcı Allah belirlediğinden yahudi karşıtlılığı şeytan
karşılığıyla eşdeğerdir. Bir Hıristiyan olan Adolf Hitler, bu gerçeği idrak ettiğinden
yahudilerin niyetlendiğini yapmak suretiyle “yahudi lanetini” dünyadan kazımak istemiş ama kıyamete kadar
sürecek kadersel varlıklarından dolayı üstesinden gelememiştir.
Nasıl olsa öleceğinden şehadetten asla kaçınma; nasıl
olsa rızkı veren Allah olduğundan beşerden alamayacağın için kaygı duyma; nasıl
olsa yaptığın eserler yıkılacağından savaşın zararından çekinme; dünyayı
yitirme kuşkusuyla boyun eğme; düşmana hoş görünme düşüncesiyle Allah’ı düşman
kılma; lanetliyle işbirliği yapma; Müslüman kardeşine ihanet ederek kendine fiyat
etiketi koyma; nerede bir yahudi görürsen şeytanla karşılaşmış gibi tepkili ol;
uzattığı eli sıkarak zehirlenme; öleceğini hatta her şeyini kaybedeceğini bilsen
dahi ebedi diriliği seç; yahudinin insan olmadığını tanı…
“Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz;
bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden,
hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz.
Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre
inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden
sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk
damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların
başına), Allah'ın âyetlerini inkâra
devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi.
Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir.”
Bakara 61
“Kendilerine:
Allah'ın indirdiğine iman edin, denilince: Biz sadece bize indirilene (Tevrat'a) inanırız, derler ve ondan başkasını inkâr
ederler. Halbuki o Kur'an, kendi ellerinde bulunan Tevrat'ı doğrulayıcı olarak
gelmiş hak kitaptır. (Ey Muhammed!)
Onlara: Şayet siz gerçekten inanıyor idiyseniz daha önce Allah'ın peygamberlerini neden öldürüyordunuz?
deyiver.” Bakara 91
“Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın
ahdine ve insanların (müminlerin)
himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum
edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların
isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.”
Al-i İmran 112
“Sözlerinden
dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «Kalplerimiz
kılıflanmıştır» demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik. Onların
kalpleri kılıflı değildir); tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler
üzerine mühür vurmuştur; pek azı müstesna artık iman etmezler.”
Nisa 155
“İnsanlar
içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak yahudiler ile,
şirk koşanları bulacaksın. Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımından en yakın
olarak da «Biz hıristiyanlarız» diyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde
keşişler ve râhipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar. “
Maide 82
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder