Oysa
Allah, zatına iman etmiş müminleri her türlü ziyandan kurtaracağını; zillete
düşürmeyeceğini; küfre karşı üstün
kılacağını; zaferlere koşturacağını; musibetlere karşı dirlik kazandıracağını;
başlarını öne eğdirmeyeceğini; egemenlik
vereceğini; şartlar ne olursa olsun lütfedeceği yardımlarla galebe çaldıracağını;
sabır ve şükürle nişanlayarak cennetle mükâfatlandıracağı; hiçbir korku ve
kaygıya uğratmayacağını buyurmamış mıydı?
Öyleyse milyonlarca
hatta milyar üstü iman ettikleri iddiasında bulunan müminlere yardım ve
destekte bulunmamasının sebebi nedir?
Ya vahiyle
bildirdiği doğrultuda imana gelmemiş olmalarından ya da (hâşâ) vaatlerini tutmamış olmasından mı?
Hâlbuki
tıpkı ruh ile beden misali söz ile amelin tumturak olmasının yegâne şart
tutulması; Kur’an ile indirilen ayetlerin dışında kimsenin yani hiçbir düşünce
ve sözün peşinden gidilmemesi; doğrudan yahut dolaylı şirk koşulmaması; şüphe
ve tereddüt gibi hastalıkların kalplerde taşınmaması; hâkimiyetin beşerde değil
Allah’ta olduğunun kabul edilmesi; ‘o kitap’ta yani kaderde yazılanlara hiçbir şikâyet
hatta isyanda bulunulmayıp teslim olunması; beşer ile Allah arasında herhangi
bir yetki sınırı yapılarak kulun yüceltilmemesi; yeryüzü ile gökyüzünde olan her
şeyin Allah’ın hükmünde olduğuna amel ile iman edilmesi; çarenin Allah’ın
hükümlerinde aranması; nefsi arzu ve
isteklere göre değil Kur’an doğrultusunda kulluk, ibadet, siyaset ve
sosyalleşmenin yapılması; Kur’an’dan başka hiçbir rejimin boyunduruğu altına
girilmemesi; dost ve düşmanın Allah’ın hükümlerine göre değil de nefsi çıkarlar
için seçilmesi; kâfir ve münafıklara itaat edilmemesi; kayıtsız-şatsız dost
edinilmemesi; helali haram, haramı helal sayan düzenlere uyulmaması; beşere
değil Allah’a hizmet edilmesi; dünyanın değil ahiretin sevilip tutkuyla
özümsenmesi; Allah için fedakârlık ve şehadetten kaçınılmaması; cihad; Kur’an
ve Kur’an’a muvafık sünnet!
Ne
var ki, Allah kelamı dillerden düşmemesine; minarelerden ezanlar susmamasına; camiler
boş kalmamacasına; oruçlar tutulmasına; Kâbe dolup taşmasına; dualar dudaklardan
dökülmesine; Kur’an’lar okunmasına; hizmetlerde sınır tanınmamasına; sadaka ve zekâtlarda
koşulmasına rağmen sorun nedir biliyor musunuz; yapılanların hiçbirinin iman
için yeterli olmadığıdır. Çünkü iman, sözlerle ve harcanan paralarla satın
alınamaz!
Her
ne kadar insan, kalplerde ne saklandığını, saklananlarla amaç ve hedefleriin ne
olduğunu bilmediğinden görünüşteki sözde imana şahitlik etse de Allah etmemekte
ve kalbe bakmaktadır. Çünkü Allah sözden ziyade amel yani indirdiği ayetlere
göre fiiliyat istemektedir.
Dünyadaki
sözde Müslüman sanılan kitlenin büyük bir çoğunluğu hatta neredeyse tamamı
mezheplere, cemaatlere, tarikatlara, söylenti ve dedikoducu rivayetçilere
dayalı çakma bir İslam’a inanıp kendilerine din edinmelerinden Allah’ın vaat
ettiği yardım ve desteğini görememektedirler.
Dolayısıyla
ya doğrudan resul gibi Kur’an’a uyup amel edeceksin; ya da kâfirlerden daha
aşağı bir zilletlikle yaftalanıp münafık olmaktan kurtulamayacaksın! Bu sebeple
Allah, ancak hükümlerine riayet eden müminlere yardım ve destekte had tanımaz!
“Onlara:
İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit «Biz hiç,
sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!» derler. Biliniz ki,
sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten
gelirler).”
Bakara 13
“Ey Resûl!
Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle «inandık»
diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak
verirler, ve sana gelmeyen (bazı)
kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer
size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi
şaşkınlığa (fitneye) düşürmek
isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın
kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır
ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.”
Maide 41
“Bedevîler
«İnandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama «Boyun eğdik» deyin.
Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat
ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok
bağışlayan, çok esirgeyendir.” Hucurat 14
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder