Sihirde
öyle mahirdirler ki, illüzyonlarına ne sirkte ne de kurgularda rastlayabilmek mümkün
olmasa da milyonlarca insanı ikna edebilmeleri ise bambaşka bir efsundur.
Sözde
Kur’an’a iman etmiş insanların Allah’ın hükmüne rağmen nasıl inanıp güvenebildikleri
de apayrı bir sonuçtur.
Baş nedir?
İnsan ve hayvanlarda
beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde
bulunan bölüm, kafadır.
Öyleyse
nasıl oluyor da baş, saçtan ibaret sayılıp meşrulaştırılabiliyor?
İslam’da
hükümleri Allah koyar ve Resul’ü de Allah tarafından kendisine vahiyle
bildirilen emirleri insanoğluna nakleder. Bu sebeple vahye muvafık olmayan
hiçbir söz ve amel resule ait değildir.
Ancak
İslam âlimi olarak gönüllere taht kuran tefsirci yani yorumcu bilginler öyle
haddi aşmışlardır ki, Allah ve Resul’ünün hükmetmediğini hükmetmişler gibi hem
vahyi hem de sünnetleri doğramışlar; tıpkı başörtüsünü saç örtüsüne çevirmeleri
misali şeytanın vahiy sırasında kalkışmaya çalıştığı hileleri
başarabilmişlerdir. Diğer bir ifadeyle şeytanın yapamadığını yapabilmişlerdir.
Cihad
hükümlerini terörizmle özdeşleştirmişler; kulluğu özgürlükle; şeriatı
seküler-laik-demokrasiyle ve birçok şey…
Kadının mahrem yeri
saç mıdır; baş mıdır?
Bir
saç kılının görünmüş olmasını dahi yüzlerce yıl cehennem azabıyla kıyaslayabilecek
düzeyde fetva verebilen âlimler, saçın ancak yüz ile bütünleştiğinde mahremiyet
kazanarak cinsellik yani şehvetsi bir etkileşim sağlayabildiğini muhakeme
edemiyorlar mı? Ya da sadece saçın görünecek olmasıyla nasıl itici hatta korku
yayıcı bir görüntü oluşturabileceğini yahut karşı cinsi güdebilecek bir özellik
taşımadığını?
Arzu
uyandırmak, teşvik ve tahrik etmek; göz, mimik ve dudaktan müteşekkil yüz de
midir, yoksa saçta mıdır?
Allah,
vahiyle indirdiği Kur’an’ı Kerim de “başların yakalarının üzerine kadar örtünmesini; tanınmamak
ve incinmemek için örtüsüz dışarıya çıkılmamasını” mı yoksa saçın
örtülmesini mi emretmiştir?
Allah’ın
hükümlerini ve Resul’ün sünnetlerini dışlayarak inandıkları bilginlerini hem din
hem de siyasette rehber edinen insanların nasıl yalancı, nankör ve riyakâr
oldukları sözde iman ettikleri Allah ve Resul’ünü takmamalarıyla ortadadır.
Batılsız Hakka iman edememelerin tartışılmaz sonucu; başörtüsünü saç örtüsüne
dönüştürmeleriyle kanıtlıdır.
En
bedbaht yani münafık kimdir bilir misiniz; işlediği hata ve yanlışta inat ve
ısrar edendir. Bir şeyi yapamamak farklıdır; bir şeyi yapamadığı halde nefsine
doğrultarak doğrulaştırmak farklıdır. Dolayısıyla Allah’ın emri “başörtüsü” dür
ancak nefsime hâkim olamadığımdan “saç örtüsü” kullanıyorum hakikati yanlışı
doğrultmaz bilakis doğruyu yani helali parlatır. Ayrıca şirki de önler!
Saç örtüsü öyle hafifliklere hatta iffetsizlikle yol
açıyor ki, haramları kucaklayıcı arzuları, tahrikleri ve teşvikleri tetikliyor.
Dolayısıyla rivayetlere göre edinen dinin söylenti ve dedikodulardan ibaret ahkâmları
Hakkı yerip batılı üstün getirmektedir.
Sonuç itibariyle vahiyle indirilen hüküm açık ve seçiktir;
Kur’an’da saç örtüsü bulunmayıp başörtüsü emredilmektedir. Bu sebeple başı
tamamen kapatacak bir örtü yerine saçların örtünmesi Allah ve Resul’üne karşı
bir alay ve ayetleri inkârdır. Dolayısıyla başını örtmeyenin saçını örterek
Allah’ı kandıramayacağı bir yana, kendi arzu ve isteklerine göre hareket etmesi
de sapıklığın ta kendisidir.
“Allah ve
Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve
kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve
Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”
Ahzab 36
“Mümin
kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan)
korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak
üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının
babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek
kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin
kadınlar), ellerinin altında bulunanlar,
erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut
henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına
zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye
ayaklarını yere vurmasınlar Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki
kurtuluşa eresiniz.” Nur 31
“Rabbinizden
size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne
kadar da az öğüt alıyorsunuz!” Araf 3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder